Mehmet BARANSU
Balyoz ve gerçekler dizimize, “sahte” denen belgelerle, gerçek olduğu Çetin Doğan ve avukatları tarafından kabul edilen belgeler arasındaki incelemeyle devam edelim.
» “Sahte” denen Balyoz Harekât Planı: “Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden bu yana en sıkıntılı ve en tehlikeli dönemini yaşamaktadır. Henüz tam olarak dünya devletlerince tanınmadığı ve iç isyanlar ile boğuştuğu bir dönemde dahi bu kadar büyük bir tehlike içerisinde olmamışken, bugün, hortlatılmak istenen Sevr, başta irticai faaliyetler olmak üzere iç ve dış tehditler kötü yönetimle birleşmiş ve bugünkü tehlikeli safhaya gelinmiştir. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını tümüyle ortadan kaldırmaya yönelik çabalar, yerli işbirlikçilerin gönüllü katkılarıyla, ülke içinde yıkıcı güç odaklarının aynı noktada buluşmasına neden olmuş ve zirve noktasına ulaşmıştır.”
» Gerçekliği tartışılmayan ses kaydı:
Çetin Doğan: “... Aslında günümüzdeki gelişmeleri dikkate aldığımız zaman birinci öncelikli ele almamız gereken iç tehdidi bu seminerde öne alıyoruz... İçinde yaşadığımız koşulları hepiniz biliyorsunuz yaşadığımız durumları ve gelişmeleri hepiniz biliyorsunuz ve olası en kötü senaryo derken o kötü senaryodan daha kötü senaryo aslında. Gelişmeler bir yönüyle bundan bir kaç ay evvel öngördüğümüz senaryodan daha kötüsüne mi gidecek bilmiyorum. Öyle endişe verici bazı gelişmeler de var...
Ama bizim başımıza gelebilecekler olası planlarımız içerisinde yer alması gereken konular daha geniş kapsamlı hatta yönetimin bir bölümünü de içine alan Silahlı Kuvvetler’e Türkiye’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin laik demokratik yapısını bozma girişiminde daha ciddi kalkışmalar olabileceği olayları da gözardı etmememiz lazım. Bunu gözardı etmemek için de evvela her EMASYA komutanı kendi bölgesinde kendi sorumluluğu olduğu alanlardaki gelişmeleri yakından takip etmesi potansiyel olarak böyle bir olayları yaratacak insanları bölge içerisinde istihbarî çalışmayla bulması gerekmektedir.
Arkadaşlar bu plan seminerini, plan çalışmasını KASITLI OLARAK belli bir çerçeveye koyduğumuzu, günün şartlarımıza günün konjoktürel gelişmelerine göre dikkatlerimizi nerelerde yoğunlaştırmamız gerektiğini ortaya koymak için yaptığımı herhalde hepiniz ANLAMIŞSINIZDIR. Yani buradaki Yunanistan meselesi TALİ bir meseledir; Yunanistan MESELSİ BÖYLE BİR ORTAM İÇERİSİNDE ZATEN OLASILIĞI EN UZAK BİR SENARYODUR. Aslında içinde yaşadığımız senaryo bu senaryonun neler getirip neler götüreceği konusu önem arz etmektedir. Bunun için ben sizlere evvela iç güvenlik ve Kuzey Irak hakkında son gelişmeler ve buradaki yapılan çalışmalar sonucunda nelerin üzerinde daha fazla durmamız gerektiği konusundaki düşüncelerimi aktaracağım. Sesim duyuluyor değil mi? Daha fazla yaklaştırmayayım herhalde değil mi? Rahatlıkla duyuluyor. Gerçekten de şu anda ülkenin içinde bulunduğu durum bütün yurttaşlarımız tarafından endişeyle takip ediliyor.”
“Sahte” denen Balyoz Harekât Planı’ndaki bu bölümle konuşmaların birebir örtüştüğü, hatta konuşmalarda daha fazlasının olduğu görülüyor. Tabii akla da ister istemez şu soru takılıyor. Belge sahteyse, fazlasının konuşulduğu bu konuşmalar ne?
Kim kandırıyorsun Çetin Doğan!
Çetin Doğan’ın konuşmasında büyük harflerle yazdığım bölümler ise önemli. Hatırlayacağınız gibi Balyoz haberini ilk yazdığım günden itibaren, Çetin Doğan, avukatları, ailesi, bazı Balyoz sanıkları ve Doğan’ın medyadaki gazetecileri, seminerde dış tehdidin yani Yunanistan’ın ele alınıp görüşüldüğünü, iç tehdidin tali unsur olduğunu iddia etmişlerdi. Ancak ses kaydında açıkça görüldüğü gibi plan semineri “KASITLI” olarak, bir çerçeveye oturtulmuş, günün şartlarına göre yani AK Parti’nin iktidara gelmesine göre, önce sıkıyönetim sonra darbe yapılacağı ele alınmış bunun anlaşılması için de Doğan ANLAMIŞSINIZDIR demek zorunda kalmıştı. Senaryoda Yunanistan’ın tali mesele olduğu, en uzak bir senaryo olduğu da açık açık itiraf ediliyor.
Konuyla ilgili kamuoyuna yansımayan başka çarpıcı nokta da şu: Hatırlanacağı gibi, Çetin Doğan, AK Parti’nin 3 Kasım 2003 seçimlerinde tek başına, Anayasa’yı değiştirecek çoğunlukla iktidara gelmesinden hemen sonra darbe çalışmalarına başlamıştı. Çetin Doğan, dokuz ay sonra emekliye ayrılacağı için, kısa dönemde darbe hazırlıkları, harekât ve sıkıyönetim planları yapmak yerine, o dönem 1. Ordu Komutanlığı’nda Kurmay Başkanı olan Albay Süha Tanyeri’ne emir vererek, 12 Eylül darbe planı olan Bayrak Harekât Planı’nın arşivlerden indirilip, hazırlıkların ona göre yapılması emrini vermişti. Tanyeri de arşivlerden bu planı indirerek, üzerinde el yazılarıyla notlar alarak, 12 Eylül planlarını 2003’e uyarlamış, güncellemişti.
12 Eylül’de de darbe dış tehdidin içine sokulan iç tehditle yapıldı!
İşte 12 Eylül Bayrak Harekât Planı da dış tehdidin içerisine, iç tehdit yerleştirilerek hazırlanana bir plandı. Bayrak Harekât Planı da tıpkı Balyoz Planı gibi dönemin Kurmay Başkanı tarafından hazırlanmıştı. İddianamede konuyla ilgili bölümler şu şekilde anlatılıyor:
“Diğer yandan 12 Eylül Bayrak Harekât Planı da incelendiğinde, iç tehdit yanında dış tehdit değerlendirmesinin de yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu şekildeki bir çalışma; deşifre olunması halinde yasal bir çalışma yapıldığına ilişkin zemin hazırlamaya, bu yönde savunma yapmaya yöneliktir. Yani plan içerisinde dış tehdit irdelemesi tamamen kamufle yapma maksadıyla konulmuştur. Bu bağlamda 1. Ordu’da yapılan sıkıyönetim planları tam anlamıyla askerî müdahaleye yönelik çalışmalardır...
12 Eylül 1980 öncesinde askerî müdahaleye ilişkin Bayrak Harekât Planı 1. Ordu Komutanı tarafından imzalanmıştır. Planın ekinde muhafaza altına alınacak hassas tesisler, yakalanacak ve tutuklanacak kişiler, siyasi parti temsilcileri, dernek temsilcileri.. gibi kişilerin isimlerinin yer aldığı listeler bulunmaktadır. Bu listeler de o dönemin 1. Ordu Kurmay Başkanı tarafından imzalanmıştır. Listelerde gözaltına alınacak milletvekillerinin isimleri, sendikacıların isimleri, bankacıların isimleri, ülkücü derneklerin isimleri de tek tek belirtilmiştir. Akla gelebilecek her kurum ve dernek hakkında detaylı çalışmalar yapılmıştır. Harekâtın başlamasıyla birlikte gözaltılar yapılmıştır. Bu dönemi yaşayanlar, gelişmeleri daha iyi bilmektedirler. 1. Ordu’nun 2003 yılında yaptığı bu Balyoz Güvenlik Harekât Planı’nda da ekler kısmında kişiler, dernekler, basın kuruluşları, yönetici ve kamu görevlileri de tek tek fişlenmiştir. Bunların yapılmasıyla Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçunun hazırlık hareketlerinden çıkılıp icrai hareketlerine geçilmiştir.”
Ses kaydındaki bu çarpıcı bölümü ve 12 Eylül darbesinin Bayrak Harekât Planı’nın da dış tehdidin içerisine yerleştirilmiş, iç tehditle yapıldığı notunu düştükten sonra Balyoz Harekât Planı ve ses kayıtların karşılaştırmaya devam edelim;
» “Sahte” denen Balyoz Harekât Planı’ndan: “Laiklik etrafındaki gerici kuşatma kontrolden çıkmış, bilinçli, sistemli ve kontrollü bir şekilde Cumhuriyet’in kazanımlarına yönelmiştir. Bu hedef önünde en sağlam ve sarsılmaz kale olarak görülen TSK hedef haline getirilmiş, yıpratılması ve komuta zafiyeti oluşturulması için yoğun çaba sarf edilmiş/edilmektedir.
İrticai grupların, hedefe giden yolda engel olarak gördükleri TSK’ya karşı bir taraftan sızma gayretleri artarak devam ederken diğer taraftan yıpratma, komuta zafiyeti içerisinde ve dinsiz gösterme çabaları da artan bir ivme ile devam etmektedir.”
Burada araya girerek şu hatırlatmayı yapayım. Balyoz belgeleri arasında seminer ses kayıtlarının yanı sıra, Çetin Doğan’ın darbe toplantısından önce Kolordularının hazırlıklarını denetlemek üzere yaptığı iki toplantının ve 1. Ordu Komutanlığı’nda gerçekleştirilen aylık karargâh koordinasyon toplantısının da ses kayıtları var. Bu kayıtlar incelendiğinde de yukarıdaki “sahte” denen belgeyle, içeriğinin birebir örtüştüğü hatta daha fazlasının konuşulduğu görülecektir. Bu ses kaydı, “Ordu Komutanı’nın Direktifleri” başlığıyla bir metin haline de getirilip, CD’lere de konmuş.
» 20 Aralık 2002 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı Karargâh koordinasyon toplantısında Çetin Doğan’ın darbe hazırlığı için yaptığı konuşma: “Özellikle belli gazetelerde çok pervasızca silahlı kuvvetler personeline saldırdıkları görülmektedir. Arkadaşlar; silahlı kuvvetler olarak biz siyasetin dışındayız. Siyasetin dışında olmak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel ilkelerin örselenmesine, gözardı edilmesine göz yumarız anlamına gelmez. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tarihî misyonu, kendisine verilen tarihî görevi bu devletin kurucusu olma, tarih”i Kemalist çizgisini her zaman muhafaza etmek zorundadır.”
» “Sahte” denen Balyoz Harekât Planı: “Buna rağmen, şimdiye kadar içimizde barınmayanlar Meclis’e taşınmıştır. Bu meydan okuma karşısında kategorili personel pervasızca biraz daha cesaretlenmiş ve kadrolaşma faaliyetlerine hız vermişlerdir. Bu nedenle anılan personelin, sadece Silahlı Kuvvetler içerisinden değil, bütün kamu kurum ve kuruluşlarından derhal uzaklaştırılmaları bir zorunluluk haline gelmiştir.
Her türlü olumsuz şartlara rağmen Cumhuriyet’i koruma ve kollamaya yönelik eylem ve planlamalarımız devam etmektedir. Bu kapsamda; TSK bünyesindeki dost ve müzahir unsurlar dışında kalan, özellikle yüksek rütbeli personelin kontrol altında tutulmasına...”
» Ordu Komutanı’nın Direktifleri:
Çetin Doğan: “Öncelikle kategorili personel ile ilgili düşüncelerimi söyleyeyim: Dışarıda içimizde şimdiye kadar barınmayanlar Meclis’e taşınmıştır. Maalesef bu çok üzücüdür. Bu bir meydan okumadır. Bu meydan okumaya karşı biz geri adım atmayız ve bundan sonra da yine içimizde olabilecekler, varolanlar, takip ettiğimiz insanlar vardır. Hiç kimsenin öncelikle cesaretinin kırılmasını istemiyorum. Böyle kategorili personelin pervasızca biraz daha cesaretlenmiş olmaları Silahlı Kuvvetler içerisinde bunlara daha fazla hiçbir suretle yer vermeme ihtiyacının ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle aralık ayı değerlendirmelerinin çok ciddi olarak yapılmasını, bilgili, belgeli ve önümüzdeki şûra dönemine bunların götürülmesi gerekmektedir. Önümüzdeki hafta şûra toplantısında konu ele alınacaktır. Ancak ağustos ayı değerlendirmelerimize göre işlem yapıldığı için ağustos ayında tek bir kimse bölücü, yıkıcı faaliyetlere katılan bir kimsenin kesin işlem için teklif geldi. Başka gelmediği için bu döneme koyamadık. Keşke yüzüne çarpa çarpa bize daha fazla konuşma imkânı olacak şekilde elimizde kanıtlarıyla adamların olsaydı da bunların gözlerine sokabilseydik. Bunu böyle hayıflanarak söylüyorum...
» Çetin Doğan 5-7 Mart 2003 Konuşması: “Biz okullarımızda askerî okullarımızda da mesela zaman zaman ne oluyor, ordudan atılmalar oluyor. Zaman zaman ordudan atılıyor çünkü irtica bulaşmış oluyor. Nasıl oluyor da modern çağdaş kurum kuruluş içerisinde bulunan insanlar bunların fetvalarına kanarak, bunların efsanelerine kanarak aydınlık çağdaş yoldan çıkıyorlar; ama bir gerçek bu. Şu halde evvela Silahlı Kuvvetler içindeki bünyesel sağlamlığını korumak durumundadır. Buna bulaşmış, irticaya bulaşmış insanların uslanması ve fikir değiştirmesi olanağının olmadığı birçok örnekleriyle sabittir ve o yüzden de bunların defterleri mutlaka evvela ilk adım olarak dürülmeli ordu bünyesi sağlam bir hale getirilmelidir. Bunun ötesinde böyle bir olay olduğu zamançünkü içimizden çıkacak çatlaklıkların tereddütlerin maliyeti çok çok daha büyük olacaktır. Kendi içimizde kendimizle savaşmak zorunda kalacağız. Bunun önlenilmesi için evvela ordu bünyesinin sağlamlaştırılması lazım...”
» Süha Tanyeri’ne ait el notlarında da benzer bilgiler yer alıyor: “İrticai faaliyetlerde bulunan personel değiştirilebilir. Bunun yerine yeni bir personel atandırılabilir. Bu durumda tercihen bizim gibi düşünen, yetenekli, bilgili kişiler görevlendirilebilir.”
» “Sahte” denen Balyoz Harekât Planı: “Milliyetçi- Muhafazakar Sağ iktidarların Türk Silahlı Kuvvetleri’nin karşısına alternatif silahlı güç olarak tasarlayıp güçlendirdiği polis teşkilatının askere bakışı dikkate alındığında; polisin sevk ve idaresinde ağırlıklı olarak jandarma kullanılacak, bu nedenle İl J.K.lıkları karargahlarından istifade ile ivedilikle ağır silahlardan arındırıldıktan sonra polisin mutlaka kontrol altına alınması sağlanacak.”
El yazısı ve kapanış konuşmasında
Plandaki bu bölüme Çetin Doğan ve avukatları sahte deyip, sonradan üretildiğini iddia etseler de Süha Tanyeri’nin el yazısıyla tuttuğu notlarda bu bölümün aynen yer aldığı görülüyor.
Tanyeri’nin yanı sıra bu bölüm, Çetin Doğan ve avukatlarının, Genelkurmay Başkanlığı’nın, 1. Ordu Komutanlığı çalışanlarının ve asker-sivil bilirkişi uzmanlarının “1. Ordu’da hazırlandığını” kabul ettikleri 3 no’lu CD’de de var. 3 no’lu CD’de, “Plan Semineri Kapanış Konuşması” başlığıyla bulunan bölüm, belge şöyle:
“Polis ve jandarma güçlerini en iyi nasıl kullanabiliriz, polisin sevk ve idaresinde ağırlıklı olarak jandarmayı kullanabiliriz. Bu nedenle İl J.K.lıklarının karargahlarından istifade edebiliriz. Polisle birlikte özel timler oluşturulmalıdır. Ancak polis mutlaka kontrol altında olmalıdır.”
Burada küçük bir dip not düşeyim. Hatırlanacağı gibi Çetin Doğan, ailesi ve avukatları iddianamenin açıklandığı ilk günden itibaren kamuoyunu yanlış bilgilendirmiş ve belgelerin yalnızca 11, 16 ve 17 no’lu CD’ler olduğunu iddia etmişlerdi. Önceki günkü yazımda bu bilginin kasıtlı olarak psikolojik harp amaçlı kullanıldığını belgeleriyle yazmıştım. Diğre CD’lerin de delil olduğunu iddianameden alıntılarla açıklamıştım. Yukarıda verdiğim bu bölümden de anlaşılacağı gibi 3 no’lu CD’de deliller arasında ve iddianamede yer almış durumda.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015