Mehmet TEZKAN
O gece yaşadıklarımızı anlatmayacağım, o gecenin karanlık saatlerini gündeme getirmeyeceğim. Beş yıldır soruluyor; yanıt yok.
Meclis Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun raporu sumen altı edildi. Anlaşılan o ki; Erdoğan iktidardan gitmeden, Meclisin yapısı değişmeden o kararlık saatlerde neler olduğunu öğrenemeyeceğiz.
O geceye dair bir dizi sorunun yanıtını bulamayacağız.
Bugün darbe girişiminin veya iç savaş çıkarma çabasının beşinci yılı. Bu hain planın önüne kim geçti?
Halk.
Bu sebeple başlıkta 15 Temmuz'un iki yüzü var dedim.
Bir tarafta 251 şehit, binlerce gazi vererek, darbecilerin önüne dikilen, göğsünü siper eden, ölümü göze alan yüzbinler, milyonlar var.
Öte tarafta sapır sapır dökülen devlet kurumları var; mesela Genelkurmay, mesela MİT…
Darbeye karşı koyanların ilk grubu kendiliğinden dışarı çıktı. İstanbul'da Boğaz Köprüsü'nün tek yönlüde olsa tanklarla kesildiğini görenler köprüye koştu. İkinci grup da Cumhurbaşkanı'nın "Meydanlara çıkın, meydanlara gidin" çağrısıyla sokağa fırladı.
Sonunda darbecileri boğdular. Destan yazıldı.
Madalyonun bir yüzünde bu var. Gururlandığımız yüzü bu... Ama öteki yüzünde de sapır sapır dökülen devlet var.
Genelkurmay Başkanı anında derdest edildi. 15 Temmuz'da gördük ki Karargah FETÖ'cü kaynıyormuş. FETÖ Genelkurmay'ı ele geçirmiş. O adamları orayı kim getirdi, kim o görevlere atadı?
Sadece Genelkurmay Başkanı olsa neyse, Kara Kuvvetleri Komutanı da, Hava Kuvvetleri Komutanı da Jandarma Komutanı da anında derdest edildi. Deniz Kuvvetleri Komutanı otoparka saklandı!
Ordunun komuta kademesi yakayı ilk verenler oldu.
NATO'nun en güçlü ikinci ordusu denen orduyu yönetenlerin bu kadar çabuk teslim alınması skandal değil mi?
Ama beş yıldır bu mesele konuşulmuyor, sorun edilmiyor.
Konuşulmayan bir başka durum daha var: MİT'in o geceki zaafı. Elinde sonsuz imkanlar olan MİT Ankara'nın göbeğindeki darbe hazırlığından haberi olmadı.
MİT Müsteşarı, yardımcıları, daire başkanları gazete okusa darbe hazırlığını öğrenirlerdi. Türkiye Gazetesi'nde Fuat Uğur nisan ayında iki yazı kaleme alarak darbe hazırlığını anlatmıştı.
Darbecileri de devlet sizleri biliyor, suç işlemenizi bekliyor diye yazarak uyarmıştı!
Yani 15 Temmuz göstere göstere geldi ama MİT'in haberi olmadı. Darbe olacağını Cumhurbaşkanı'na bildirmedi, Başbakan'ı haberdar etmedi.
Cumhurbaşkanı bir grup askerin ayaklandığını, yolları kesmeye başladığını, darbe girişimini eniştesinden öğrenmiş…
Eniştesi uyarmasa Allah göstermesin...
Başbakan'ın durumu farklı değil. O da yakın korumalarından eşinden, dostundan öğrenmiş. Ona da tehdit konusunda bilgi veren olmamış.
Cumhurbaşkanı MİT Müsteşarı'na sitem etmedi. Beni devirmek istiyorlar beni neden uyarmadın diye görevden almadı. Başbakan sitem etti.
Sonuç: MİT Müsteşarı, MİT Başkanı oldu hâlâ görevde. O gece Diyanet işleri Başkanı ve Suriye Ulusal Koalisyonu eski Başkanı ile neden yemek yediğini izah etmiş değil.
O gece boyu ne yaptı belli değil.
Cumhurbaşkanı 2020 yılının ocak ayında 'Kale' adını verdikleri MİT'in yeni binasını açarken yaptığı konuşmada MİT'in başarılarından söz etti ama 15 Temmuz'u ağzına almadı.
Darbenin bastırılmasında MİT'in rolünden söz etmedi.
Bugün, gün boyu 15 Temmuz konuşulacak, halkın yaptıkları destansı dile anlatılacak. Ama meselenin Genelkurmay boyutu, MİT boyutu ele alınmayacak.
Demirel'in ünlü sözüdür; "Bizim MİT (o dönem askerlerin elindeydi) Patagonya'daki darbeyi bilir, haber verir Ankara'dakini haber vermez" demişti.
MİT artık sivillerin elinde yine darbeyi haber vermiyor!..
Bu işte bi tuhaflık yok mu?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
25.09.2025
24.09.2025
18.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
3.08.2025
7.07.2025