Mehveş EVİN
Sosyal medyadaki #10yearchallenge (10 Yılın Meydan Okuması diye çevrilebilir) Türkiye’de başörtüsünü çıkaran kadınların meydan okumasına dönüştü. Çoğu genç olduğundan 10 yıl değil, 1-2 yıl öncesiyle sonrasını fotoğraflarla ilan ettiler.
Üstelik nefret söylemine maruz kalacağını bile bile, “Gelsin linç”bilinciyle bunu yaptılar. Gerçekten de bazılarını çok öfkelendirdiler, olumsuz yorumlar şaşırtıcı olmayan biçimde erkeklerden geldi. Kadınlarsa yüreklendirirken “kadının seçimine saygı”dan söz ediyordu.
“Başörtülü bacıların” siyaseten baştacı edildiği, muhafazakâr iktidarın simgesi haline getirildiği bir iklimde... Aileye, devlete, ataerkiye başkaldırı niteliği taşıyan bu bireysel açılımlar, şüphesiz büyük cesaret istiyor. Ötesinde, politik bir tavır.
Bu gencecik kadınların mücadelesi, kendileri olmak. Başörtülü veya örtüsüz, başkalarının dayatmalarıyla değil kendi seçimlerine göre yaşamak. Ve evet, özgürlük budur.
Diğer taraftan tesettürü seçen veya aile/mahalle baskısıyla dayatılan, sessiz yüzbinlerin olduğunu da unutmayalım. Acaba onlar ne hissediyor? Nasıl yaşıyor?
YENİ TÜKETİM KÜLTÜRÜ
AKP iktidara geldiği ilk yıllarda, başörtüsü Emine Erdoğan ve Hayrünnisa Gül’ün özelinde ve tesettür tarzlarıyla da tartışıldı. AKP iktidarını sağlamlaştırdıkça bu konu hakkında yorum yapmak tabu haline geldi.
Üniversitede başörtüsünü yasaklamanın; siyasilerin, bürokratların veya askerlerin ailelerine başörtüsü yüzünden ayrımcılık yapmanın doğru olmadığını laik kesim de zamanla, kısmen kabullendi.
Ancak iktidarın söylem ve eylemleri, demokrasi treninden indiğini ilan etmesi, kutuplaştırıcı siyaseti, laiklerle muhafazakârların arasındaki kopukluğu derinleştirdi.
Başörtüsü üniversitede ve kamuda serbestiyet kazanırken iş birdenbire ilkokulda, anaokulda başörtüsü serbestiyetine kadar geldi. İmam hatipler teşvik edilirken devlet okulları kapatıldı.
Peki bu çocukların seçim hakkı var mıydı?
İslamcı kesimin erkekleri, “ağaç yaşken eğilir” mantığını hararetle savunuyor. Çünkü çocuk reşit olana kadar beklense, örtünme ihtimalinin çok daha az olacağını gayet iyi biliyorlar.
Evlilik, cinsellik, iş hayatı gibi her alanda kadın bedenini kontrol altında tutmaya, şekillendirmeye çalıştıkları gibi, giyim kuşamı inanç üzerinden düzenlemeye çalışıyorlar.
Ancak hesaplamadıkları şey, neoliberal politikaların muhafazakâr kesimleri nasıl etkilediği: Gelişmeci, kalkınmacı politikalarla sınıf atlanırken tesettürden dekorasyona, gidilen mekânlardan kullanılan arabalara, yeni bir tüketim kültürü oluştu.
Bir kesim ötekini şeytanlaştıradursun, sokaklarda, ailelerde, okullarda örtülü ve örtüsüz kadınları yan yana, bir arada görüyoruz. Farklı taraflardan gelen eleştiri ve saldırılara rağmen kendi bildiklerini, inandıklarınıyapan kadınlar, herkesin ezberini bozuyor.
Başörtülerini çıkardıklarını açıklayan kadınlarsa bir adım daha ileriye gitti, tabu yıktı.
YEDİĞİM SANDVİÇE KAÇ LAYK GELECEK?
Sosyal medyada meydan okuma veya etiketin altını doldurma çılgınlığına gelelim. Sadece şimdiyi değil geçmişi de sosyal medyaya boca etmek, kişisel verilerinizi kendi elinizle dijital ortama teslim etmek demek.
Attığı her adımı, kafasından geçen her düşünceyi, gittiği mekânı, ya da misal, ısırdığı sandviçi, kendisine atılan ‘laykları’ tvitlemeyi anlamıyorum.
Hepimiz zaman zaman bu tuzağa düşüyoruz. Tuzak diyorum, zira mesele mahremiyet tartışmasından öte, kişisel güvenliğimizi ilgilendiriyor. Çocukların durumu daha vahim: Onlara sormak aklımıza gelmiyor. Beşikten bale dersine, büyürkenki her hallerini dijital ortama teslim ediyoruz.
Yapay zekâ tartışmasına gelene kadar, o fotoğrafların, bilgilerin ne için, nasıl kullanacağını bilmeden! Bir yandan “bana ne kardeşim, ben böyle yaşıyorum gizlim saklım yok” diyebilirsiniz.
Ama paylaştıklarınız zaten şirketlerce hasat ediliyor. Dahası, bir gün polis veya adliye dosyasında, kötücül bir yayın veya kişiler tarafından kullanılmayacağının garantisi yok.
Peki sosyal medyayı bir işin tanıtımı, dayanışma veya politik tavrımızı koymak için kullanmakla kısıtlayabilir miyiz?
Yoksa “ya hep ya hiç” diyerek küçük dünyalarımızı tanıdık, tanımadık yığınlarla paylaşmaya devam mı?
Not: ArtıTv Söz Bizim programında bugün başörtüsünü çıkaran kadınların yaşadıklarını, kadın ve aile politikalarını, Türkiye’de muhafazakârlığı konuşacağız. Konuklarım Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu, gazeteci Büşra Cebeci ve yazar, gazeteci Ayşe Çavdar. Saat 21’de.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
22.06.2021