Mümtazer TÜRKÖNE
Dün “siyaset yoğunlaştırılmış ekonomidir” demiş ve finans sektörü üzerinden kurulan siyasî tezgâha dikkat çekmiştim. İpin ucunu yakaladığınız zaman her şey çorap söküğü gibi geliyor.
BDDK, Bank Asya ile ilgili Sabah, Anadolu Ajansı, Reuters ve WSJ’de çıkan haberleri, ancak on bankanın denetime alındığı söylentisinin yol açtığı ekonomideki sert fırtınadan sonra yalanlayabildi. Diğerlerine bir kulp bulabilirsiniz, Anadolu Ajansı habere inandırıcılık kazandırmak için devreye sokulmuş olmalı. Anlayacağınız, ayaklarını bankacılık sektörü üzerine kurmuş, adına iktidar siyaseti diyebileceğiniz ince ayarlı bir tezgâh dönüyor. Kaç kişinin kaç toplantı yaptığını, nasıl bir işbölümüne girdiklerini varın siz düşünün. Bu tezgâh gelip sert bir duvara çarptı ve dağıldı. Tezgâha çomak sokan ekonominin acı gerçekleri. Üçüncü çeyrekteki büyümenin düşük çıktığı haberi ile BDDK’nın çok gecikmeli yalanlamasının çakışması tesadüf olabilir mi? Sahi Hükümet dairelerinde kurulmuş “Bank Asya kazanı”nı elindeki kocaman “danışmanlık” kepçesi ile karıştıran Yiğit Bulut, neden hiç ağzını açmıyor?
Bank Asya, bankacılık sektörünün sağlam kurumlarından biriydi. Tarafsız raporlara göre, risk sıralamasında önünde on banka duruyordu. Nitekim BDDK’yı açıklama yapmaya zorlayan ve krizi çözdüren de, son söylentiler üzerine perişan olan bu on banka oldu. Bankaların yüksek merkez binalarını ne tür bir korkunun sardığını varın tahmin edin. Bank Asya’yı batırmak, ülke ekonomisini çökertmeden mümkün değildi; durum anlaşıldı ve finans sektörü şimdilik rahat bir nefes aldı. Ama şimdilik...
Devlet iktidarı, asıl gücünü, alelade bir kâğıdı değerli bir mübadele aracına dönüştürmesinden alır. Bankacılık, devletin para üzerinden kurduğu bu iktidarı sırtını devlete yaslayarak diğer finans araçları ile paylaşma işidir. Reel ekonomi vücudun kan dolaşım sistemi ise finans sektörü de ona paralel ilerleyen sinir sistemidir. Devlet tam omuriliğin oradan bu sisteme baskı yaparak veya gevşeterek, ekonomiye müdahale eder. Bankacılık sistemi, arkasına devleti alarak işlediği için iktidarlara çok bağımlıdır. Siyaseti cazip hale getiren de bu finans araçlarına en kestirmeden ulaşma yolu olmasındandır. Hatırlayalım: 28 Şubat süreci, aynı zamanda finans sektörünün yeniden paylaşıldığı ve sonunda 2000, 2001 kriziyle çöktüğü bir dönemdi. Bugün iktidarın tekelleşmesi dediğimiz süreç de bankacılık sektörü üzerinden gerçekleşti. Bu sektördeki çöküş, aynı zamanda iktidar tekelinin çözülmesi demek.
17 ve 25 Aralık yolsuzluklarını, işleyen dev tezgâhın sızıntıları olarak görürseniz, tezgâhın bütünü ve ekonomiyi bekleyen tehlike hakkında genel bir tablo oluşturmanız mümkün olur. Reel sektörün 175 milyar dolara varan döviz açığının nerdeyse tamamı, çok az sayıda şirkete ait. Bu çok az sayıdaki şirket, imar rantı ile şişenler başta olmak üzere devlet ihalelerini üstlenen müteahhitlik şirketleri. Bu şirketlerin kullandığı finansmanın kaynağı ise tahmin edeceğiniz üzere büyük ölçüde kamu bankaları. Demek ki ekonomi için gerçek risk grubunu, Erdoğan’ın çevresine yerleşmiş ve isimlerini yolsuzluk soruşturmaları ile duyduğumuz bu sermaye oligarşisi oluşturuyor.
Kısaca yolsuzluklar, Beytü’lmal’den yapılan hırsızlık veya devlet rantı üzerinden rüşvet almakla sınırlı istisnai bir durum değil; ekonominin belkemiğine yerleşmiş olan ve tam da bizim sırtımızda işleyen büyük bir tezgâhın dışa yansıyan semptomları bunlar. Bu tezgâh tıpkı 2000’de olduğu gibi yine bizim sırtımızda patlayacak. Bol ve zahmetsiz banka kredileri ile müteahhitlik sektörü üzerinden işleyen devlet rantı düzeni denizi tüketmiş vaziyette. Bankacılık sektöründen gelen sinyaller, bize bu sonucu haber veriyor.
Bank Asya’yı batırmaya çalışan siyasî irade, BDDK’nın sonunda mecbur kaldığı açıklama ile havlu attığını ilan etmiş oldu. Devlet iktidarı, kökleri kendisinde olan ağacın dallarından birini eğip, oradaki yuvayı içindeki kuşla birlikte düşürmek için var gücüyle salladı. O kuşa bir şey olmadı, ama baktı ki uzaktaki dallardaki on kuşun yuvası düşmek üzere, mecburen durdu. Tezgâh, kendiliğinden dağılmış [email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025