Murat AKSOY
Türkiye’de uzunca bir süredir konuş/a/madığımız bir sorun var: Kürt sorunu.
Yani Kürtlerin, Kürt kimlikleriyle kamusal alanda, devlet ve hukuk karşısında farklı ve eşit olmasının içselleştirilmesi.
Sadece devletin değil hepimizin bunu kabul edip içselleştirmemiz.
KÜRT SORUNU ÇÖZÜLDÜ MÜ?
Siyasi iktidarın söylemlerine baktığımız zaman Kürt sorunu yok. Daha doğrusu çözüldü.
Gerçekten böyle mi?
Böyle olmadığını biliyoruz.
Bugün, Kürt siyasi hareketinin siyasi temsilcilerinden medyasına, STK’larından sanatçılarına kadar her alanda gözle görülür bir baskı söz konusu.
Dahası bütün bunları konuşamıyoruz çünkü, siyasi iklim, bütün bunları konuşmaya engel.
Bunun bir nedeni Türkiye’nin siyasal sorun önceliklerinin değişmesi ise diğer nedeni ise Kürt siyasi hareketinin yakın geçmişte verdiği kötü sınavdır.
Bu iki koşul birbirini beslemiş ve sadece Kürt siyasi hareketini değil, Kürt sorununundemokratik zeminde konuşulması ve çözülmesi için mücadele eden farklı toplumsal kesimden siyasileri, akademisyenleri, gazeteci ve yazarları da boşa düşürmüştür.
HER ŞEY OL AMA KÜRT OLMA
Türkiye 2013’ten bu yana ciddi bir toplumsal kutuplaşma ve gerilim içinde. Bu gerilimden tüm kimlikler gibi Kürt kimliği de nasibini aldı.
Kürtlük, salt etnik kimlik olmanın ötesinde siyasal bir kimlik olarak kamusal alanda ifade edildiği ölçüde siyasi iktidar tarafından kabul edilmeme noktasına geldi.
Bu yaklaşım, “her şey ol” ama “Kürt olma” noktasına kadar geldi.
Kürt kimliğinin etnik bir kimlik olmanın ötesinde siyasi kimlik olarak temsil etme iddiasındaki siyasi parti ve hareketler, siyasi iktidar tarafından PKK ve terör ile bazen özdeşleştirilerek, ilişkilendirilerek pasifize edilmek istenmektedir.
Türkiye’nin bugün içeride ve dışarıda karşı karşıya kaldığı sorunlar nedeniyle Kürt sorununu tartışabilmek bir lüks gibi. Ama şunu da kabul etmek gerekiyor ki, siyasi iktidarın 2011 sonrasında Suriye politikası esas olarak PYD üzerinden “Kürt”, Esad üzerinden “Alevi” düşmanlığı üzerine inşa edildi.
ÖZNE DEĞİL NESNE OLDU
Bu süreç içinde, Kürt siyasi hareketi ne yazık ki, gerek 2013 Ocak ayında başlayan “çözüm sürecinde” gerekse 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında başlayan “çatışma sürecinde”, siyaseten özne değil nesne olmayı tercih etti.
Çözüm sürecinde siyasi sürecin parçası olmayı değil bütün inisiyatifi İmralı’ya bırakan, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra başlayan hendek savaşları sürecinde PKK şiddetine mesafe alamayan Kürt siyasi hareketi ne yazık ki, Türkiye genelinde “güven” kaybetti.
Bunda;
- Çözüm sürecinde üstlendiği iyi niyetli ama siyaset içeremeyen “aracılık” nedeniyle bugün yargı karşısında kendisinden hesap soruluyor.
- 7 Haziran 2015 seçimlerinde kazandığı “Türkiyelileşme” fırsatının PKK tarafından hendeklere gömülmesine siyaseten yeterince karşı çıkamaması etkili oldu.
Elbette, bu süreçte siyasi hareket kadar Kürtlerin de yerelde tepkisizliğini eklemek gerekiyor.
ÖZELEŞTİRİ VE YENİ SİYASET ZAMANI
Bu açıdan Kürt siyasi hareketinin de kendine belli ölçülerde nesnel bir bakışa, özeleştireye, yeni bir siyasete ve siyasal yol haritasına ihtiyacı olduğu açıktır.
Bugün Kürt sorununun geldiği noktada, yerel seçimlerde seçilmiş belediye başkanlarının hukukken tasfiye edilmesi ve yapılacak seçimlerin bölgede sonuçlarının tanınmaması gibi bir durum söz konusundur. Yapılan açıklamalar buna işaret etmektedir. Bu bir anlamda seçimlerin demokrasinin şekli bir unsuruna dönüşmesi anlamını taşır.
Çünkü bu noktada mesele sadece yerel seçimleri kazanmak değil aynı zamanda siyasetin demokratikleşmesine katkıda bulunmaktır. Bu CHP’nin olduğu kadar Kürt siyasi hareketinin de önceliği olmak durumundadır.
KÜRT DEĞİL MÜSLÜMAN
Siyasi iktidarın Kürt sorununun çözülmesi olarak ifade ettiği Kürtlerin kamusal alanda üst kimlik olarak etnik kimlik üzerinden siyasal görünürlüğü değil, kültürel kimliğin görünürlüğü olan Müslümanlığın üst kimlik olarak kabullenilmesidir.
İktidarın bunu sağlama aracı ise kayyımlar üzerinden hayata geçirdiği “hizmet” siyasetidir.
Ama unutulmaması gereken Kürtsüz ve siyasetsiz Kürt sorununun çözülmeyeceği, siyasetsiz de siyasetin olamayacağıdır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018