Murat BELGE
“Komşularla sıfır sorun” diyordu AKP hükümeti. Onaylanacak bir hedef ve bir politikaydı bu. Gelgelelim, şimdilerde bu komşularla sıfır ilişki ve sonsuz düşmanlığa dönüştü. Türkiye’de böyle şeylere –ya da her şeye– Tayyip Erdoğan’dan başka kimse karar veremediğine göre, bu da onun iradesi ve tercihlerinin sonucu olmalı.
“Sıfır sorun” denilen günlerde “mezhep” ayrımının pek sözü geçmiyordu. Ama şimdiki duruma baktığımızda, mezhep konusunun pekâlâ önemli olduğu görülüyor. Böyle bir şey durup dururken ortaya çıkamayacağına göre, demek ki hep oradaydı ama görünür yüzeye çıkmıyordu (AKP’de daha birçok şey gibi).
Bu arada İsrail’de Netanyahu yeniden bir seçim kazandı. Bunu söylemek ilk ağızda çok paradoksal görünüyor ama Netanyahu ile Tayyip Erdoğan arasında bazı önemli bezerlikler var. Birbirlerini “en büyük hasım” olarak görebilirler; düşünceleri, siyasetleri de doğal olarak birbirine karşıt. Ama “benzerlik” dediğim şey de zaten buralarda değil, daha çok siyaset yapma üslûbunda ve son analizde demokrasi ile kurdukları ilişkide.
Niceliksel bir noktadan karşılaştırmaya başlarsak, ikisinin de arkasında bir dizi seçim başarısı yatıyor. İkisi de üst üste üç seçim kazandı ya, Netanyahu’nun “fasılalı” bir de dördüncü zaferi var. Erdoğan da şimdi burada dördüncüye hazırlanıyor.
Uluslararası siyaset alanında kapladıkları yer –yer kaplama üslûpları– benzeşiyor. Netanyahu’nun bu son seçim kazancı, dünyada onun da içinde yer aldığı cenahta bulunan siyaset adamlarını mutlu etmedi. Örneğin Herzog, Livni vb. seçimden galip çıkmış olsalar, Obama daha rahat bir soluk alabilirdi.
Tayyip Erdoğan gibi Netanyahu da burnunun dikine giden, onun için de “güvenilmez” bir politikacı ve “güvenilmez” bir müttefik. Tayyip Erdoğan’ın Batı’daki her türlü kredisini kaybetmiş olduğunu sanıyorum. Ama karşısında “işte, bu!” denecek bir varlık görünmüyor. Bunlar Netanyahu için de söylenebilecek şeyler.
Uluslararası topluluk umudunu kesmiş olabilir, ama kendi ülkelerinde destekleri var. Hem de azımsanmayacak bir destek. İki siyaset adamının da ellerindeki başlıca koz bu zaten.
Ancak, burada bir “madalyonun öbür yüzü” durumu sözkonusu. “Destek” olmakla birlikte, çok şiddetli bir muhalefet de var. Bu “lider”lerin kendi üslûpları, söylemleri, bu “şiddetli” muhalefeti doğrudan doğruya besliyor. Sessiz sakin bir ortamda rahat edemeyen kişiler. Onun için öncelikle kendileri geriyor ortamı.
Bu da sürekli bir istikrarsızlık atmosferinin oluşmasına yol açıyor. Bir Cumhurbaşkanı ki ağzını açtığında dolar fiyatları yerinde oynuyor!
İkisinin de aklında bugün olandan epeyce farklı bir imge, bir toplum hayali yatıyor: farklı bir İsrail, farklı bir Türkiye! Onların gördüğü bu serap, yurttaşlarının çoğunluğunun zihninde yatan gelecek imgesinden farklı; ama buna aldırış etmiyorlar. Durmadan gerginlik yaratmalarında bunun önemli bir rolü olduğu görülebiliyor.
Bir etnik sorunla karşı karşıyalar, ikisi de. Bu sorunlar birbirinden epey farklı, yapısal olarak da, konjonktürel olarak da. Netanyahu’nun karşısında duran sonu pek çok bakımdan daha keskin, daha netameli. Bu zaten bütün İsrail tarihini kapsayan bir süreç.
Bir zaman öncesine kadar, bu bitmez tükenmez sorunun çözülmesi için, “iki devlet” formülü bir çıkar yol gibi görünmüştü. Bunun için bazı adımlar da atılır gibi oldu ama sadece “gibi oldu” –genellikle yolu tıkayan İsrail ve Netanyahu oldu.
Tayyip Erdoğan onların bu tavırlarını eleştiriyor elbette. Ama burada Kürt sorununun çözümünde adım atılması sözkonusu olduğunda aynı rolü kendisi oynuyor.
Çünkü bu iki “lider” de “karşı taraf”a hiçbir şey vermek istemiyor. Verilecek bir şey olduğuna inanmıyor. O “taraf”ın kendisine bir şey verilmesini hak ettiğine de inanmıyor.
İkisinin de demokrasiyle, demokrasinin azınlık, çoğunluk dengeleriyle işi yok. Kendilerini oraya getiren bir irade olduğuna inanıyorlar (bu iradenin mistik bir yanı da olabilir) ve başka herhangi yapının davranışlarında etkili olmasını kabul etmiyorlar.
Tam Ortadoğu’ya uygun iki “lider”.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025