Murat BELGE
Cumhurbaşkanı, yaklaşan yerel seçimler hakkında korkutucu bir “ifşaat”ta bulundu: “Teröre bulaşmış olanlar seçilirse hemen kayyım tayin ederiz” dedi.
“Terör” bir suçtur ve bir ülkenin suç ve ceza kodunda bir tanımı olması gerekir. Bu durumda “terör suçu” işlemiş bir kişinin zaten “seçilme” gibi bir aşamaya gelmemesi beklenir. Böyle bir suç işlediği saptanmışsa, adalet mekanizması harekete geçer, kovuşturma başkar v.b. Seçimlerde aday olmanın da nesnel ölçütleri vardır.
Hakkında herhangi bir kovuşturma, dava v.b. olmayan biri, söz gelişi belediye başkanlığına aday olacak, yapılan seçimi de kazanacak. Tam başkan olacakken birileri gelecek, “Bu adam teröre bulaşmış. Başkan olamaz. Bu ile (ilçeye v.b.) kayyım tayin ediyoruz” diyecek!
Cumhurbaşkanı’nın kurduğu cümlelerin bildiğimiz Türkçede anlamı şu: “Bizim (“benim” diye okuyabilirsiniz) beğenmediğim birini seçerseniz o seçim sayılmaz!”
Cumhurbaşkanı’nın ve AKP’nin bugüne kadar en büyük kozu, oyuydu. Knedisini yok etmek isteyen güçlere karşı en büyük savunma aracı da aldığı oyların çokluğuydu. –“Bu kadar oy alan bir parti nasıl kapatılır?” kaygısı.-
Ama şimdi Cumhurbaşkanı kendinden başka bir siyasi oluşum ihtimali karşısında “Oy bizi ilgilendirmez” diyor. “Halk seni oylarıyla seçebilir ama ben seçildiğin yere gelmene engel olurum.”
Durum buysa, “demokrasi” filan, hepsi hikâye demektir. Aslında Cumhurbaşkanı her şeyi kendi ağzıyla söylemiş. “Seçilirse” diyor. Demek terörle ilişkisi hakkında yapılmış bir şey yok, seçime giriyor. Giriyor ve kazanıyor. Kazanınca, “teröre bulaşmış” olduğu anlaşılıyor. O halde, “Gelsin kayyım!”
Tabii, “teröre bulaşmış” sözü, hele bugünün Türkiye’sinde, çok alengirli bir söz. Ne demek “bulaşmak”? “Ceza yasası” gibi bazen milimetrik hesapların belirleyici olduğu bir alanda “bulaşma” tanımı ne? Terörist Ahmet’le birlikte bomba atmak mı, terörist Ahmet’e bomba yapacak malzeme vermek mi, “Ahmet teröristtir ama benim dayımın oğludur. Severim onu” demek mi? “Ahmet terörist değildir” demek mi? Hangisi?
Aslında “hangisi” diye uzun uzun spekülasyon yapmamıza gerek yok. Çünkü ortada somut örnekler var, bütün bir uygulama var. İşte Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın, Şahin’in Ali’nin Mümtazer’in v.b. müebbede mahkûm edildiği dava, önümüzde duruyor. “İltisak”, “sübliminal” gibi bir kelime dağarcığı!
Cumhurbaşkanı kendisi, bu davalardan bazıları için, birçoğu için açık açık suçlayıcı ifadeler kullandı. Örneğin, Osman Kavala hakkında. Ancak Osman Kavala hakkında, bir yıldan beri, bir iddianame hazırlanamadı. Bir “hukuk skandalı” olan Büyükada baskını hakkında da kendini bağlayacak sözler söyledi; ama burada da bir suç olmadığı besbelli.
Tabii, “somut örnek” arıyorsak, bundan daha somut örnekler de var. Yeterince. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın “yapacağım” diye haberini verdiği şey zaten yapıldı. Kaç belediyeye kayyım tayin edildiğinin hesabını ben tutmadım. Bunlar yapıldı yapılmasına, ama Cumhurbaşkanı’nın son demeci gene çok önemli (ya da “vahim”) çünkü önceden bildiriyor. Ha bu tehdidi savuracaksın, ha da “Senin partinin adaylarını ben seçeceğim” diyeceksin . Sonunda aynı yere geliyor.
AKP’ye karşı Türk milliyetçisi bir noktada durarak (bu nokta ile AKP arasındaki mesafe artık tamamen kapanmış gibi görünüyor ya) muhalefet edenler, bu tehdidin dolaysız hedefi Kürtler olduğu için, pek fazla ses etmemeyi seçebilirler.
Aynı Cumhurbaşkanı dur durak dinlemiyor. Örneğin geçenlerde hayatını kaybeden 8 kişi hakkında konuşurken “Bunun sorumlusu HDP ve CHP’dir” dedi. Cumhurbaşkanı işine gelen bir fotoğraf seçip “İnönü, Amerika’nın bayraktarıdır” diye konuşmakta bir sakınca görmeyen bir tavır içinde. Dolayısıyla “teröre bulaşmış” olmanın sınırlarının nerede çizileceği hiç belli değil ve hemen hemen her konuda olduğu gibi Cumhurbaşkanı’nın tercihine göre biçimlenecek. Ve her zaman olduğu gibi, onun dediği dedik.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025