Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Birbirini tamamlar mahiyette olan son üç yazıma gelen eleştiri/katkı nitelikli görüşler üstünde durmak istiyorum. Gelen görüşleri tek tek ele almak yerine her zaman yaptığım gibi yine toplu değerlendirmeyi tercih edeceğim. Zira her birini aktarmak yer sıkıntısı yaratacağı gibi bu sıkıntı nedeniyle yer veremediğim görüşlere da haksızlık olacak.
– “İki ayrı birlik anlayışı” diye başladığım yerde ayrılık hakkından söz etmemi bir çelişki olarak görenler oldu. Mademki öteki de “birlik-beraberlik” diyor o halde neden ayrı varlığa vurgu yapıyorum? Eşit vatandaşlık hakkının tanınması yetmiyor da neden bir de ayrıca topluluk haklarından söz etmek gerekiyor? Yeni anayasada etnik bir kimliğe dayandırılmaksızın, anayasal vatandaşlık tanımlanırsa Kürt sorunu için de bu yeterli çözüm oluşturmaz mı?
– Topluluk hukukunun tanındığı yerde bireyin hak ve özgürlüklerinin korunması meselesi de bizi ilgilendirmiyor mu? Bu nasıl sağlanabilir?
– Topluluk veya grup hukuku uluslararası sözleşmelerde de artık tanımlanıyor ama bu hukukun öteki ile sınırları net olarak çizilmiş değil? Bu problem nasıl aşılabilir?
– Dünya vatandaşlığını ve evrensel insan haklarını savunmak yeterli ve kapsamlı bir konsept oluşturmaz mı?
Bütün bu soruları son derece yerinde ve gerekli sorular olarak görüyorum. Kanımca eskiden yeniye veya eski demokrasi anlayışlarımızdan yenisine geçişin arayışıyla ilgili soruları bunlar. Hani denir ya, doğru soruları sormak problemin çözümünün yarısıdır. Bu soruların hepsinin asıldığı çengeli ben dünyayı saran derin ve yeni demokratik değişim zorlaması olarak niteliyorum.
1789, 1917 ile birlikte bitiyor
Belki başkaları da bir yerlerde söylemiştir, bilmiyorum ama benim tezim şu: 1789 İnsan Hakları Bildirgesi’yle başlayan klasik demokrasi dönemi artık sonlanıyor. 1917’nin zamanını doldurmuş olmasını bir duvarın gözle görülür, elle tutulur biçimde çökmesi gibi yaşayıp gördük. Bunda hemfikir olmak kolay ama 1789’un da devrini tamamlamış olduğunu görebilmek o kadar kolay değil. Sanırım karşımızda duran problematik de esas olarak bu.
Tarihsel gelişmenin seyrine baktığımızda önce sivil haklar evresinin sonra ise sosyal haklar evresinin geldiğini görüyoruz. Basitleştirmenin tehlikesini unutmaksızın, 1789’un (Fransız devrimi) birincisine, 1917’nin ise (Sovyet Sosyalist Devrimi) ikincisine tekabül ettiğini söyleyebilirim. Böylece insanlık tarihsel değerde temel iki hukuk ve sosyoloji nosyonu edinmiş oldu. Evrensel insan hakları ve evrensel sosyal haklar. Ne var ki bu iki cereyan birbirine karşıt gelişti.
Şu basit iki şey birleşemedi bugüne dek: Yaş, cinsiyet, din, dil, renk farklılıklarına, sınıfsal, etnik aidiyetlere bakılmaksızın insanın sırf insan olmaktan gelen vazgeçilemez, devredilemez evrensel temel hak ve özgürlüklere sahip olmasıyla; yine bütün bu farklılıklara bakılmaksızın ve ek olarak hiçbir işi olmasa, çalışmasa bile tüm insanların temel yaşam standartlarına sahip olması, yani beslenme, sağlık, konut, eğitim gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması.
Birincisinin olduğu yerde ikincisi olmadı, ikincisinin olduğu yerde ise birincisi. Çok basitleştirmiş olsam da insanlığın büyük yürüyüşünün gelip dayandığı durağı böyle özetliyorum. Kısacası insanlık bugün hem maddi hem manevi yaşamı açısından zenginlik içinde yoksulluk çekmekte.
Somali’de ağızlarına aç sineklerin üşüştüğü aç çocukların; aç bebelerini umutsuzca hayata bağlamaya çalışan, sütsüz memeleri büzüşmüş bir deri bir kemik aç anaların görüntülerine bakamıyorum. Suriye’de Hama’da top ateşi altında can verenlerin görüntüsüne de. Türkiye’de hapishanelerde Kürtlerin olmasına, Türk-Kürt gençlerin ölmelerine de da isyan ediyorum Amacı araçlaştıran, şiddeti meşrulaştıran hiç bir yüceliği kabul etmiyorum. Ama benim dışımda bana rağmen varolan gerçekliği de yok saymıyorum. Mesele, bizim iyi-güzel-doğru tariflerimize, tasvirlerimize uymak zorunda olmaksızın hükmünü icra eden gerçeğe gözü kapamak değil onu değiştirebilmek...
Değişim çoktan başladı bile
Dünya kaynıyor, ekonomik/mali kriz kendini doğuran kapitalizmi de değişime zorluyor. Eski yapılar hâlâ ayak direse de uzun ömürlü olamayacakları şimdiden belli. Halklar ayakta. Tunus, Mısır, Libya, Suriye halkları ekmek istiyoruz diye sokağa dökülmedi, demokrasi istiyoruz dediler. Ya öteki taraf, Batı? Yunanistan, İtalya, İngiltere, Fransa’da sokağa dökülenler ne istiyorlar? Açlar mı, savaşa mı karşı çıkıyorlar, diktatörlük, faşizm altında inliyor da özgürlük mü istiyorlar? Hayır.
İsyan Somali de, Afganistan da değil de niye buralarda sökün ediyor?
Ne istiyorlar?
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012