Roni MARGULIES
Bu aylara gazetecilik açısından “silly season” der İngilizler. Aptallık mevsimi.
Sıcaktan herkes ya bayılmıştır ya tatildedir, memlekette hiçbir şey olmadığı, yazacak haber bulunamadığı için saçma sapan şeyler allanır pullanır, abartılır, haber gibi yazılır.
“Kocamı uzaylılar kaçırdı!” veya “CHP’de büyük dönüşüm”.
“Ne uzaylıları be?” demeyin lütfen.
Amerika’da uzaylılar tarafından kaçırılıp deneylere tabi tutulan, sonra da evine dönen çok sayıda insan var. Ve bunlar dünyaya iade edildiklerinde, anladığım kadarıyla, tımarhaneye tıkılmıyor. Dernekleri var, araştırma merkezleri, dergileri var, internet siteleri var.
Bu uzaylılar niye özellikle Amerikalılara düşkün, niye zaman zaman Litvanya veya Laos vatandaşları kaçırılmıyor, bilemiyorum. Bir bildikleri vardır herhâlde.
Amerika’da uzaydan dönenler haber olduğu gibi, bizde de zaman zaman CHP’nin nihayet müthiş bir değişim geçirmekte olduğu haberleri çıkıyor, heyecan yaratıyor.
Sosyal demokrat parti her ülkeye lazımdır.
Kitlesel bir sosyal demokrat partinin varlığı, eşitlik ve adalet konularının, sosyal devletin, sendikal ve sınıfsal sorunların gündemde olmasını sağlar. En berbat, en sağcı sosyal demokrat parti bile bu konuları dikkate alan bir söylem kullanmak zorundadır.
En rezil, işçi sınıfından en uzak sosyal demokrat parti bile, oylarının önemli kısmını emekçilerden, sendikalı işçilerden, yoksullardan alır ve bu nedenle “sol” bir söylemi tümüyle terk edemez.
Muhalefette olduğunda, partinin söylemi daha da solculaşır.
İktidara geldiği zaman, bu solculuk unutulur, egemen sınıfa güven telkin etmek için giderek muhafazakâr bir dil tutturulur. Ama o dil bile gerçek muhafazakârların dilinden farklı olmak zorundadır.
Bir şey fark eder mi?
Eder. Kitlesel bir partinin sol söylemi, hem parlamentoda hem toplumun her alanında bu söylemin kullanılıyor olması, toplumun çoğunluğu tarafından sosyalizmin marjinal, “uçuk” olarak görülmemesine yol açar.
Sosyal demokrat partinin seferber ettiği kitleler sola açık olduğu için, sosyalistlerin birlikte çalışacağı, kampanyalar, eylem birliktelikleri inşa edeceği büyük bir kalabalık vardır.
Keşke sağcı, muhafazakâr hükümet partisinin karşısında sosyal demokrat bir muhalefet partisi olsaydı.
Niye yok?
CHP, Ergenekon davasının avukatlığını yaptı, yapmaya devam ediyor.
CHP, Genelkurmay’ın 27 Nisan 2007 e-muhtırasını destekledi. Cumhurbaşkanlığı seçimi için gerekli olan 367 konusunda bastırdı. Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu, seçim iptal edildi.
CHP, 301 konusunda da sabıkalı, Hrant Dink suikastinde de. Darbeci, ırkçı bir iklimin yaratılmasında, statükocu, milliyetçi, özgürlük düşmanı bir parti olarak işlev gördü.
CHP, 411 milletvekilinin başörtüsü sorununu çözen yasal düzenlemesini Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak iptal ettirdi.
CHP, Kürt sorununda hep en şahin politikaları izledi.
CHP, Dağlıca saldırısından sonra sınırötesi harekât için, “Bir kere girdin mi sonuna kadar gideceksin, bu işi bitireceksin” açıklamalarıyla MHP’den bile daha saldırgan bir politika izledi.
CHP, Kürtlerin ve diğer etnik ve dini azınlıkların (Aleviler hariç) başına gelen hiçbir şeyi sorun etmez, sadece “Mustafa Kemal’in mirasının” başına gelenleri sorun eder.
CHP, insanla ilgilenmez, insanın “çağdaş” olup olmadığıyla ilgilenir. CHP için “çağdaş” kelimesi, dünyada hiçbir çağdaş kişinin anlamayacağı bir şekilde, “Atatürk’ün istediği gibi yaşamak” anlamına gelir.
Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu şöyle demiş:
“Biz işimizi yaparız. Herkes konuşur, biz hizmet yaparız.. Bu Belediye Aydınlıların, sizlerin belediyesidir. Atina Belediyesi falan, Yunan Belediyesi, Ermeni Belediyesi falan değildir. Adının başında da ‘T.C. Aydın Belediyesi’ yazmaktadır. [Sesini yükselterek] Anlaşıldı mı? ‘T.C. Aydın Belediyesi’ yazmaktadır.”
CHP, Çerçioğullarının partisi. Bunların Belediye Başkanı, milletvekili filan olmasını sağlayan parti. Bunlardan oy alan parti.
Ve ünlü sosyal demokrat Kemal Kılıçdaroğlu başa geldiğinden bu yana, bu saydığım konularda hiçbir değişiklik olmadı.
CHP değişiyor diye heyecanlananları anlıyorum.
Ben de memlekette doğru dürüst bir sosyal demokrat parti olmasını çok isterdim.
Ama Türkiye’de değişimin motoru ne bu CHP olabilir, ne de bu CHP seçmeni.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023