Şahin ALPAY
AB’nin Erasmus öğretim üyesi değişimi programı çerçevesinde Makedonya Üniversitesi’nden aldığım davet vesilesiyle geçen haftayı Selanik’te geçirdim.
Türkiye’nin iç ve dış siyasetini konu alan dersler verdim; Navarino Network adlı araştırma vakfında da “Arap Devrimleri ve Türkiye” üzerine bir konuşma yaptım. Yunanistan iflasın eşiğindeyken, Türkiye’nin son on yılda nereden nereye geldiğine duyulan merakla olacak, konuşmalarım hayli ilgi gördü.
Malumunuz, batı komşumuz, 2. Dünya Savaşı sonrasında yaşadığı en ağır ekonomik krizle boğuşmakta. İkinci büyük kent Selanik’in ünlü Ladadika mahallesindeki tavernaların, kıyı boyunca uzanan Nikis Bulvarı üzerindeki kafe ve restoranların akşamları dolu olmasına bakarak, krizin toplumsal sonuçları hakkında yargıda bulunmak çok yanlış olur. Ekonomi son 4 yılda % 18; son bir yılda % 7 küçüldü. İşsizlik yüzde 22’ye, gençler arasında yüzde 50’ye tırmanmış durumda. Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’den oluşan troykanın yardım karşılığında şart koştuğu tasarruf önlemleri sonucu pek çoğu işini kaybeden ve gelirleri büyük oranda kesintiye uğrayan Yunanlılar, giderek derinleşen bir sıkıntıyı yaşıyor. Yükselen doğalgaz ve petrol fiyatları nedeniyle, sobayla ısınmaya çalışıyor. (Türkiye’den soba alımları patlamış…) Pek çok dükkan kapanmış, açık olanlarda ise müşteri seyrek. Sokaklarda yaşayan evsizler, dilenenler, hiç olmadığı kadar çok.
Krize çare olarak drahmi’ye dönülmesini savunana rastlamadım. Ama, Euro’da kalınmasından yana olanların oranı yüzde 80’lerden 60’lara inmiş. Elinde yüksek miktarlarda Euro bulunan patronlardan oluşan bir “drahmi lobisi” de yok değil. Hükümetin ve siyasilerin hemen hepsinin Euro Bölgesi’nde kalınmasında ısrarının temelinde, öncelikle psikolojik nedenler var. Çoğu Yunanlıya göre Euro Bölgesi’ne dahil olmak, AB’nin kalbine ait olmak anlamına geliyor. Bunun yanında Euro’dan çıkmanın bedelinin gerek AB gerekse Yunanistan için kalınmasından çok daha yüksek olacağı savunuluyor. Yunanistan’ın ancak baskı altında yeniden yapılandırılabileceği de bu bağlamda ileri sürülen başka bir argüman.
Muhalefette istikrar programına karşı çıkarken, iktidarda en hararetli savunucusu olan Antonis Samaras’ın başında olduğu koalisyon hükümeti, troykanın talep ettiği bütün (işten çıkarma, kemer sıkma) tedbirlerinin alındığını, artık tasarrufun sınırına gelindiğini, şimdi sıranın AB’nin sorumluluklarını yerine getirmesinde olduğunu söylüyor. Beklenti, istikrar programına iki yıllık uzatmadan sonra, gelecek yıl % 190’a dayanacak olan kamu borcunun GSMH’ye oranının idare edilebilir bir düzeye (% 120) indirilmesi için, Yunanistan’ın kalan borçlarının yarısının silinmesi ve yatırımlar için gerekli finansman desteğinin sağlanması. Maliye Bakanlığı Almanya’nın 2. Dünya Savaşı’nda verdiği zarar nedeniyle ödemesi gereken tazminatı hesaplatıyor. Ama bu konuyu ciddiye alana rastlamadım.
Almanya Başbakanı Merkel’in gelecek yılki seçimlerden sonra Yunan ekonomisinin düze çıkması için gerekeni yapacağı umuluyor. Ancak, AB üyeleri arasında görüş birliği olmadığı için, Yunanistan’ın Euro Bölgesi içinde kalmasının sağlanması kolay görünmüyor. Yunan hükümetinin acil giderlerini karşılamak için ihtiyaç duyduğu 44 milyar Euro’luk 3. kurtarma paketinin ödenmesi bile tartışmalara sahne olup gecikti. AB’de kriz Yunanistan yanında İspanya, Portekiz, İtalya’yı sardığı gibi Fransa’nın kapısına da dayanmış durumda.
Hafta boyunca, çeşitli anlamları açısından Yunan krizi üzerine yazmayı sürdüreceğim.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Fark, karizma olabilir mi?
14.06.2023 - Harikalar diyarında
21.12.2020 - Kaçık Radyo'ya uzun ömürler
6.02.2020 - Kemalizmin amaçlanmayan sonuçları
18.11.2020 - Darbecilikle boğuşurken popülizme yakalanmak
30.09.2020 - Assar Lindbeck ve liberal sosyal demokrasi
24.09.2020 - Yeni dünya görüşüm
20.07.2020 - Kadri bilinmemiş bir şah-eser
8.05.2020 - Trump'ın dünyaya verdiği dersler
29.04.2020 - Ne umduk, ne bulduk
21.04.2020
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
































BEKİR ARSLAN
EMPERYALİST GÜCLER,TÜRK,İSLAM ALEMİNİ FİTNEYLE BÖLDÜLER,K.KAFKASYA 470 KM2 DİR.8 ÖZERK CUMHURİYET VAR?ÇEÇENLER 1991 YILINDAN İTİBAREN,250 BİN KAYIP VERDİLER,DİĞER KARDEŞLER SEYİRCİ KALDI.KANAATIM;KALBLERDE İMAN VE KURAN,KAFADA FEN İLİMLERİYLE DOLU,NESLİMİZİ YETİŞTİRMELİYİZ.HER ŞEYİMİZ, KURAN-A UYGUN OLMALIDIR.NEFSİ CİHADIMIZDA,ÖLÜRSEM ŞEHİD,KALIRSAM GAZİ RUHU OLMALIDIR.HAYAT YALNIZ DÜNYA DEĞİLDİR.ALLAH;AHİRETE NAZARAN DÜNYAYA SİVRİSİNEK KADAR DEĞER VERSEYDİM,KAFİRE BİR KAŞIK SU İÇİRMEZDİM.
BEKİR ARSLAN
ŞEHİD ÇEÇENİSTAN CUMHUR BAŞKANIMIZ,CAHAR DUDAYEVİN,TÜRK MİLLETİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ. Türkleri çok seviyorum. Tarih boyunca kahramanlıklarıyla, cesaret ve atılganlıklarıyla kendilerini kabul ettirmişlerdir. Milli ve manevi değerlerine bağlıdırlar. Dostluklarına güvenilir, düşmanlıklarından korkulur... Tarih boyunca İslâm alemi Türklerden faydalanmıştır. Türkler güçlü oldukça İslâm alemi rahat ve huzur içinde olmuştur