Taha Akyol
Uzun süre kamuoyunun zihnindeki bir soruydu, sıra ne zaman Mansur Yavaş’a gelecek?
Bunun sebebi, CHP’li Belediyelere karşı yürütülen soruşturmaların adli tarafı hafif, siyasi tarafı ağır “silkeleme” işlemi olmasıdır. Düşünün ki aynı iş insanının, İmamoğlu döneminde aldığı ihaleler soruşturma konusu ama Ak Parti döneminde aldığı ihaleler hakkında bırakın soruşturmayı, soru bile yok.
Uluslararası hukuk belgeleri partili Cumhurbaşkanı’nın “yargı üzerinde güçlü bir siyasi etkisinin” olduğunu yazdığı gibi bunu önemli davalarda bilfiil de görüyoruz. Örneklerden sonuncusu; Cumhurbaşkanı’nın kamuoyu önünde tavır koyduğu Gezi davasında, Yargıtay’ın onadığı Tayfun Kahraman hakkındaki mahkûmiyet kararı, AYM’den “delil yok, nasıl mahkûm ettiniz? Yeniden yargılayın” hükmüyle döndü.
Bu yüzden kamuoyunda “sıra Yavaş’ta mı?” sorusu vardı. Zira bütün kamuoyu araştırmaları, Erdoğan’ın çok güçlü iki rakibinin olduğunu gösteriyor; İmamoğlu ve Mansur Yavaş.
BAKANLIK VE YARGI
Kamuoyundaki “sıra Mansur Yavaş’ta mı?” sorusu geçen hafta cevabını aldı: İçişleri Bakanlığı “Konser” soruşturmasında Mansur Yavaş hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.
İddianamede Yavaş’ın adı geçmiyor, Yavaş’ın herhangi bir fiili iddianamede yer almıyor ama Bakanlık “yargılayın” dedi.
Bakanlık, yani siyasi makam.
Ankara ve İstanbul Belediyeleri hakkında Ak Parti dönemine ait hazırlanan yolsuzluk dosyaları hakkında Bakanlık ne yaptı? İBB’nin AK Parti dönemindeki yolsuzluk iddiaları için hazırladığı dosyaları Süleyman Soylu bakanlığa aldırmıştı… Mansur Yavaş, kendisinden önceki döneme ait “100’e yakın şikâyet”te bulunduklarını, ifade bile alınmadığını, bazıları hakkında bilirkişi raporuyla takipsizlik kararı verildiğini açıkladı.
Yine “bilirkişi sorunu” karşımıza çıkıyor, Yavaş’ın deyişiyle:
“Ankara'da tam 4 bin tane bilirkişi var. Fakat her nasılsa bizim yaptığımız tüm şikayetler aynı bilirkişilere gitti. En son kamu zararı çıkaran bilirkişi de bunlardan bir tanesi. Onları aklayanla bizi suçlayan aynı şahıs.”
Bu iktidar 2014 Haziran’ında TCK’da yaptığı değişiklikle, soruşturma aşamasında savcıya, sulh hakimine, bilirkişiye emir ve talimat vermeyi suç olmaktan çakırdı. (Madde 277)
Neden on yıldır hala yürürlükte?
HUKUKİ DURUM
İçişleri Bakanlığı Mansur Yavaş’ı şahsen yolsuzluk yapmakla suçlamıyor, suçlayamıyor. Bakanlık, Yavaş hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevini ihmal” suçlamalarıyla soruşturma izni verdi.
Evvela, Bakanlık, Ak Parti dönemine ait belli başlı belediyeler hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevini ihmal” suçlarından hiç soruşturma izni verdi mi? Yoksa savcılar hiç mi soruşturma izni istemedi? Özellikle büyükşehir belediyelerinden bahsediyorum.
Öbür yandan, Belediye başkanlarının hangi hallerde suçlanabilecekleri hukuken bellidir; imzası olan veya ödeme emrini kedisinin verdiği ya da imzasıyla doğrudan denetimi altında olan işlemler…
Böyle bir durum yok, kendisi de hukukçu olan Yavaş, Bakanlık kararına karşı dün Danıştay’da iptal davası açtı.
DANIŞTAY İÇTİHADI
Ali D. Ulusoy saygın bir idare hukuku profesörüdür. Uzun yıllarda Danıştay üyesi olarak görev yaptı. “Yeni Türk İdare Hukuku” adlı kitabını ilgililere tavsiye ederim (Yetkin Yay. 2021)
Prof. Ulusoy emsal karar gösteriyor: Danıştay, bir ihalenin mevzuata aykırı gerçekleştirilmesi hususunda, “belediye başkanının bir dahlinin, yazılı veya sözlü talimatının bulunmadığı, sadece üst yönetici olması nedeniyle söz konusu ihalenin mevzuata aykırı gerçekleştirilmesinden hareketle adı geçenin cezai sorumluluğundan söz edilemeyeceğine” karar vermiştir. (Danıştay 1. D., 24.11.2021, E. 2021/1818).
O işlemi doğrudan denetlemek kendisinin görevi değilse, üst düzey yönetici, astlarının yaptığı yolsuzluktan sorumlu tutulursa iş nereye varır?
Prof. Ulusoy, Kartalkaya faciasını örnek gösteriyor; denetim işlemlerinde imzası bulunanlar sorumlu oldu, imzası bulunmayan bakan ve yardımcısı hukuken sorumlu olmadı. (T24, 15 Ekim)
Mansur Yavaş halkın desteğini kazanmış, başarılı bir belediye başkanıdır. Yargı eliyle halk iradesinin önünü kesmenin mümkün olmayacağının şahidi tarihtir; hem de yakın tarih.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSıra Mansur Yavaş’ta mı? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAdaya da gidildi; peki bundan sonraki hamle ne? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDeepfake mi? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCHP’siz İmralı olur ama çözüm süreci olmaz 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciZindan yetmedi bir de ‘Açlık Cezası…’ 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYDünya gündemi ve Türkiye'de barış sureci 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBravo CHP’ye!!! 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMeclis komisyonu İmralı’ya gidecek ama nasıl… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanCHP’nin kendi geleceği ile büyük Kürt imtihanı 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşuİmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDünya değişirken İBB İddianamesi! 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal eti kimler paylaşıyor? halktv.com.tr şirket şirket ortaya çıkardı 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli’nin dediği olursa 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
18.11.2025
16.11.2025
14.11.2025
12.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025