Taha Akyol
Anayasa Mahkemesi Türkiye’nin OHAL düzenlemelerinden tamamen kurtulabilmesi açısından çok önemli bir karar verdi.
Çok önemli; çünkü birçok “OHAL kararnamesi” OHAL kalktıktan sonra da “kanun” şeklinde devam etmektedir!
Seçim Kanunu’nun OHAL’le ne ilgisi var? Ama OHAL kararnamesiyle Seçim Kanunu’nda değişiklik yapıldı; OHAL kalktığı halde ‘kanun’ olarak aynen devam ediyor.
Grev ve lokavtı yasaklama yetkisi OHAL döneminde KHK ile genişletildi, şimdi kanun olarak devam ediyor.
Belediye başkanın görevden alınması halinde yerine Belediye Meclis’inde seçim yapılırdı. OHAL döneminde seçim yerine vali tarafından atama kuralı getirildi; bu da “kanun” halinde devam ediyor.
Örnek çok, uzatmıyorum. OHAL tasarrufları üzerinde yargı denetimi olmadığı için iktidar çeşitli kalıcı kanunda KHK’larla böyle değişiklikler yaptı…
ANAYASA’DA OHAL
Anayasa hukuku açısından sorun şudur: OHAL kararnamesi sonradan kanun haline getirilmişse Anayasa Mahkemesi bu kanunu neye göre inceleyecek? Anayasa’nın OHAL maddelerine göre mi, olağan maddelerine göre mi?
Anayasa’nın 15. Maddesine göre OHAL döneminde iktidar tarafından, “durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.”
Normal anayasal düzende bu hayal bile edilemez.
Anayasa’nın verdiği olağanüstü yetkiler yargı denetimine de tâbi olmadığı için iktidar birçok alanda KHK’larla ‘sıkı’ düzenlemeler yaptı; bunun bazı örneklerini yukarıda yazdım.
Anayasa Mahkemesi son kararında bu kanunlaştırılmış OHAL kararnamelerinin “OHAL yetkileri” açısından değil, olağan anayasal kurallar açısından inceleneceğini netleştirdi, kesinleştirdi: “OHAL seresince uygulanma özelliğini aşan” ve bu şekilde “OHAL’in dışına taşarak genel düzenleme niteliği” kazandırılan kanunların iptal edilebileceğine karar verdi. (Açıklanma günü 13 Şubat 2020, Esas No: 2018/90)
NORMAL HUKUK
AYM’nin bu kararına göre, mesela bir belediye başkanı belirli sebeplerle görevden el çektirilmişse, onun yerine valinin atama yapması OHAL’de mümkün ama artık Anayasa’ya aykırıdır! AYM bu kararında “mahalli idarelerin özerkliği ve yerinden yönetim” ilkelerini hatırlatıyor.
Türkiye’nin kanayan yarası; “irtibatlı ve iltisaklı” diyerek yargı kararı olmadan getirilen hak kısıtlamaları…
AYM, istihbarat raporlarında “irtibatlı ve iltisaklı” diye nitelenenlerin “kamu ihalelerine katılamayacağı” şeklindeki kanun maddesini iptal etti. Anayasaya göre Türkiye “istihbarat devleti” değil, “hukuk devleti”dir; yargı kararı olmadan hiç kimse ve hiçbir makam hak mahrumiyetine karar veremez.
Zaten AYM’ye göre, MİT raporları “sadece önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla verildiğinden” hukuki delil gibi kullanılamaz. (Karar No: 2015/123)
OHAL döneminde istihbarat raporuyla binlerce kamu görevlisi KHK ile işten atıldı, tutuklandı… Beraat edenler bile hala mağduriyet içindeler.
OHAL döneminde oldu, normal hukuk devletinde böyle şeyler olamaz.
AYM, stratejik sektörler dışında greve lokavtın yasaklanamayacağına da aynı kararında hükme bağladı.
SEÇİM KANUNU
Seçim Kanununa göre, seçimlerin propaganda dönemlerinde TV’ler seçim haber ve programlarını “YSK’nın belirlediği esaslara” göre yapmak zorundaydılar. Bu hüküm TV’lerin partilere adilane davranmasını gerektiriyordu.
Fakat OHAL döneminde 687 Sayılı KHK ile kaldırıldı! (Madde 10)
TV’ler seçim dönemlerinde de falanca partilere kapalı hatta hasmane, filanca partilere ‘âşıkane’ yayın yapabiliyorlar.
Bu özgürlük değildir, siyasi ve mali güçle TV’leri etkileyenlerin “haksız rekabet” uygulamasıdır ve seçimlerin “adil” olma ilkesine aykırıdır.
İktidar blokunun lehine yapıldığı da bellidir.
AYM’nin yerleşik “kamu yararı” tanımına göre, “özel çıkarlar için veya yalnızca belli partilerin veya kişilerin yararına olarak herhangi bir yasanın kabul edilmiyeceği” kesindir. (K. No. 1967/20)
Hukuk devletinde kanunlar “sadece kamu yararı amacıyla” yapılabilir. (Karar no: 2013/100)
AYM, başlangıçta OHAL kararnamelerini incelemeyi reddetmekle ciddi hata yapmıştı; şimdi son kararıyla telafi yolunu açmıştır.
Seçim Kanunu da AYM’nin ve siyasetin gündemine getirilmelidir...
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025