Yusuf Kaplan
İstanbul’da hafta boyunca art arda depremler oldu. Üç gün önce 4.6 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi.
O depremi hissettim ben de. Küçük bir deprem olduğu belliydi.
Ama o depremin enerji biriktirdiği ve daha büyük bir depremi tetikleyeceği tahmininde bulundu uzmanlar. Olan oldu, yine Silivri merkez üssü olan 5.8 şiddetinde yaklaşık 10 saniye süren bir deprem meydana geldi dün 13.59’da İstanbul’da.
ASIL DEPREM, GSM ŞİRKETLERİNİN ÇÖKMESİ OLDU!
Uzmanlar, bu depremden sonra daha büyük bir deprem olabileceğiuyarısında bulunuyorlar. Ve gerek resmî yetkilileri, gerekse bütün halkımızı tedbiri elden bırakmamaya davet ediyorlar.
Dünkü depremde can kaybı olmadı Allah’a şükür; hafif yaralanan bir kaç vatandaşımız var sadece. O kadar. Bina konusunda da çok büyük hasar olmadı bu kez. Bu durum nefes aldırdı İstanbullulara.
Fakat dünkü depremde asıl “deprem” GSM operatörlerinin resmen çökmesi oldu! Deprem’in şakası yok ama GSM şirketleri şaka gibiydiler! En fazla ihtiyacımız olduğu anda bir işe yaramayan telefon şirketleri ne işe yarar gerçekten, diye sormadan edemiyor insan!
Burada yeri geldi, mutlaka vurgulamak boynumuzun borcu: GSM şirketleri, vahşî kapitalizmin bütün özelliklerini gösteriyorlar: Fena halde semirdiler; hem çok iyi hizmet verip vermedikleri tartışabilir hem de özellikle bakım işlerinde tam anlamıyla vurdumduymazlar!
Ama reklamlara inanılmaz masraf yapıyorlar: Asıl israfı bunlar yapıyorlar!
GSM şirketleri her bakımdan sıkı denetime tabi tutulmalı, kabiliyetleri, hizmetleri, girdileri-çıktıları özenle kontrol edilmeli!
RESMÎ MAKAMLAR VE VATANDAŞLARA DÜŞEN SORUMLULUKLAR
Yazının başında dikkat çektiğim konunun altını özenle çizmekte yarar görüyorum: Uzmanların, daha büyük ölçekli bir deprem beklentisinin arttığı yönündeki uyarıları hem ilgili resmî makamlar hem de elbette ki vatandaşlar dikkate almalı, ona göre önlem alma konusunda keyfî hareket edilmemeli.
Marmara Depremi’nin üzerinden 20 yıl geçti ama geçen ay depremin yıldönümü dolayısıyla yapılan açıklamaların çoğu, depremden gerekli dersi yeterince almadığımız ve büyük bir İstanbul depremine yeterince hazırlıklı olmadığımız uyarısında bulunan açıklamalardı.
Bu konu parti meselelerini aşan bütün ülkeyi, hepimizin geleceğini ilgilendiren bir meseledir. O yüzden deprem konusu ihmale gelecek bir konu değildir.
Müstakbel büyük İstanbul depremi konusunda İstanbul Belediyesi ile hükümetin ilgili bakanlıkları bazı önemli çalışmalar yaptılar, yapıyorlar. Ama büyük ölçekli bir deprem için yapılan çalışmaların yeterli olmadığı yetkililer tarafından itiraf edilmişti geçen ay.
Rant ekonomisine ve beton mimarisine dayalı bir anlayış hâkim İstanbul’da hâlâ. Erdoğan da dikkat çekti kaç kere son İstanbul seçimleri dolayısıyla, “yatay mimariye hız verilecek” diye.
Yatay mimari, daha fazla yeşil alan demek; depreme dayanıklı daha güvenilir ve insanî yapılar demek; rant ekonomisinin belini kırmak demek...
Deprem öldürmez; öldüren rant ekonomisi, kapitalist ruhsuz yapılaşma cinayetidir!
Geçmiş olsun İstanbul!
Allah, gözbebeğimiz, Türkiye’nin ruhu İstanbul’umuzu, ülkemizi, bölgemizi her tür âfetten, görünür görünmez belâ ve felâketlerden korusun.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020