Ayşe HÜR
Kürd siyasal hareketi, 19 Temmuz 2013’te ‘Rojava Devrimi’nin birinci yıldönümünü’ kutladı. Rojava, Kürdçe ‘Batı’ demek. Rojava dendiğinde Türkiye’nin Suriye ile sınır boylarının büyük bölümü anlaşılıyor. Bu kutlama, devlet katında büyük rahatsızlığa neden oldu diye düşünürken, Rojava’daki 16 Kürd örgütünden en etkilisi olan PYD’nin eşbaşkanı Salih Müslim Türkiye’ye geldi, Ahmet Davutoğlu ile görüştü ve ardından Suriyeli Kürdlerin Esad karşıtı cepheye destek vermesi halinde, Türkiye’nin Rojava’da demokratik özerkliği tanıma sözü verdiğini açıkladı. Bu açıklama “Bağımsız Kürd Devleti kuruluyor mu?” sorusunu tekrar gündemin birinci sırasına taşıdı.
Dünyanın devletsiz en büyük halkı olan Kürdlerin neden bir ulus-devletlerinin olmadığının hikâyesini bir gazete yazısında anlatmak çok zor. Bu nedenle tersten gidip, Kürdlerin son asırda devletleşme yolundaki üç kısa deneyiminden söz edeceğim.
Şeyh Mahmud Berzenci’nin Kürdistan’ı
Birinci Dünya Savaşı sırasında, Britanya ile Fransa’nın Ortadoğu’yu paylaşmak için imzaladıkları Sykes-Picot Antlaşması’nda Araplar ve Ermeniler hakkında hükümler vardı ama Kürdlere değinilmemişti. Savaş biterken, Britanyalı siyaset yapıcıları Kürdlere bağımsız bir devlet kurma fikrini tartıştı ancak Kürdlerin aşiret düzeyinde yaşadıkları, coğrafi ve toplumsal olarak bölünmüş oldukları, dolayısıyla kendilerini yönetme yeteneğine sahip olmadığı fikri galip geldi. Bağımsız Kürdistan’a, Musul-Kerkük’ü kendi hakkı gören Fransa da karşı çıktı. Buna Britanya’daki siyasal çatışma ve ekonomik sorunlarla, Ermeniler ve İran’la ilgili engeller eklenince Britanya siyaset yapıcıları, bağımsız ‘Kürd Devleti’ planlarını rafa kaldırdı. Bunun yerini federasyon planı aldı.
Berzenci’nin isyanı
1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasını takiben Ali İhsan Sabis Paşa Musul’u İngilizlere terk etmeye razı olduktan sonra Binbaşı Noel, Süleymaniye’ye giderek, başta Şeyh Mahmud Berzenci olmak üzere Kürd aşiretleriyle bir Kürd federasyonu için anlaştı. Şeyh’e silah, mühimmat ve yüklüce bir aylık verilecekti. Ancak İngilizler, hayal ettikleri federasyonun aşiretlerin dinsel, ailesel ve tarihsel kavgaları yüzünden hayata geçmesinin güç olduğunu; Şeyh’in de kendilerini pek dinlemediğini görünce Şeyh’in yetkilerini kısıtladı. Bunun üzerine Şeyh Mahmud Berzenci, İran’dan bazı Kürd gruplarının yardımıyla 21 Mayıs 1919’da ‘cihat’ çağrısı yaptı, Süleymaniye’deki İngiliz birliklerini esir alıp bağımsız Kürdistan Hükümeti’ni ilan etti. İngilizlerin tepkisi sert oldu. 17 Haziran 1919’da Baziyan Geçidi’ndeki savaşta Berzenci güçleri ağır yenilgiye uğradı. Yaralı ele geçirilen Mahmut Berzenci idam cezasına çarptırıldı ama idamının yaratacağı toplumsal sonuçlar düşünülerek, Ağustosta Hindistan’a sürgüne gönderildi. Ayaklanmaya katılan Kürd köyleri havadan bombalanarak cezalandırıldı. İngilizler kendilerine yeni müttefikler aramaya koyuldu. Güney Kürdistan’da başarısız olan Binbaşı Noel şansını Kuzey Kürdistan’da denedi. Ancak Noel’in merkeze raporu bölgedeki Kürd aşiretlerinin ‘ulusal’ bir yapıyı taşıyacak güçte ve gelişmişlikte olmadığı yolunda oldu.
Kürdler için ikinci şans 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Barış Antlaşması’yla doğdu. Antlaşmanın 62, 63 ve 64. maddeleri bağımsız bir Kürd devleti kurulmasına ilişkin kararlar içeriyordu. Ancak antlaşma, imzacı ülkelerin parlamentoları tarafından onaylanmadığı için yürürlüğe girmedi. Dolayısıyla Kürdlerin devlet kurma hayali bir kez daha suya düştü.
Üçüncü şans, Kemalist hareketin İngilizlere karşı Kürd aşiretlerini yanlarına çekme politikalarının başarılı olması üzerine doğdu. İngilizler Eylül 1922’de Şeyh Mahmud Berzenci’yi Hindistan’dan getirip, Süleymaniye merkezli ‘Özerk Kürdistan’ın başına koydu. Ancak Şeyh âdeti olduğu üzere kendi başına hareket etmeye başladı. Bir yandan Kemalistlerin bölgedeki adamı Özdemir Bey’le, bir yandan da Necef ve Kerbela’daki Şii aşiretleriyle temas kurup, İngilizlere karşı bir ayaklanma örgütlemeye çalıştı. Hatta Ali Fuat Cebesoy’a göre, bir temsilcisini Ankara’ya gönderip İngilizleri bölgeden atmak için silah ve para yardımı talep etti. Ancak İngilizler Berzenci’yi hem entrikalarla hem de silahlı güç ile kontrol altına aldı. 1923’te Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye Musul’u dışarıda bırakarak bir anlamda bölgeyi İngilizlere terk etti. Britanya 1924 ve 1927’de tekrar başkaldıran Berzenci’ye son darbeyi 1930’da vurdu. Berzenci’yi 1931’de önce Nasıriye’ye sonra Bağdat’a sürdü. Berzenci 1956’da burada öldü.
Lenin’in Kürdlere armağanı: Kızıl Kürdistan
Kürdlerin ikinci siyasi oluşumu, 1923-1929 arasında, bugün Azerbaycan’la Ermenistan arasında kan davası konusu olan Laçin, Kelbecer, Kubatlı ve Zengilan bölgesinde kurulan ‘Kızıl Kürdistan’ ‘uyezd’iydi. ‘Uyezd’ Sovyetler Birliği’nde özerklikten bir alt kademede bir idari birimdi. Bölgedeki Kürd varlığı bazı kaynaklara göre 9-10. yüzyıla, bazılarına göre 1600’lerin başında Safevi Hükümdarı Şah Abbas’ın, Osmanlı Devleti ile İran Devleti arasında bir tampon bölge oluşturmak üzere, Horasan’dan ve Musul’dan Kürd aşiretlerini bölgeye getirmesine kadar gidiyordu. 17. ve 18. yüzyılda bölge, Karabağ Hanlığı ve Erivan Hanlığı arasında kalmış ancak, daha çok Karabağ Hanlığı ile ilişkide olmuştu. 1805’te Kürekçay Antlaşması ile Rusya’ya bağlanan Karabağ Hanlığı, 1822’de ortadan kaldırılınca, Kürdler Rusya’nın hegemonyasına girmişti. Bu tarihten sonra, çeşitli nedenlerle bölgeye göç eden Kürdlere rağmen nüfus çok büyümemişti.
Kafkasya’daki Kürdlere özerklik verme fikri Çarlık döneminde ortaya çıkmıştı ancak bunu gerçekleştirmek Bolşeviklere nasip oldu. 1918-1920 arasında Azerbaycan’daki Müsavat partisi iktidarı tarafından Ermenistan’a karşı kullanılmak üzere desteklenen Kürdler, 1920’den sonra, Azerbaycan’ın Bolşevik lideri Neriman Nerimanov’un da desteğini sağlamışlardı. 16 Temmuz 1923’te SSCB Komünist Partisi, ‘Kızıl Kürdistan Uyezdi’nin kurulmasına karar verdi. Uyezd, Laçin, Kelbecer, Zengilan, Kubatlı, Cebrail’in bir bölümünden oluşuyordu. Başa, Suşa doğumlu Azerbaycanlı Bolşeviklerden Gussi Gajiev geçirildi. Karar ilginçti, çünkü o tarihte Kürdler gerek nüfusça çok küçük bir gruptu, gerekse milliyetçi talepleri yoktu.
Bazıları kararı Moskova’nın mikro milliyetçiliklerle bu önemli petrol bölgesini kontrol etme isteğiyle açıkladı. Azerbaycan kararı hevessizce karşıladı ama itiraz etmedi. Ermenistan ise o günlerde Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’a kaptırdığı için olayı memnuniyetle karşıladı. Ancak Kürdlerin mutluluğu çok sürmedi. Lenin’in Kürdlere verdiği armağanı Stalin geri aldı. 8 Nisan 1929’da, Azerbaycan’da idari bölgeler sistemi değiştirildiğinde, Kızıl Kürdistan Uyezd’i ilga edildi ve toprakları Karabağ’a katıldı. 25 Mayıs 1930’da Laçin merkezli ‘Kızıl Kürdistan Okrug’u kuruldu ve Zengilan, Cebrail bölgeleri buraya bağlandı. (Okrug, uyezd ile otonom bölge arasında bir birimdi.) Ancak, tekrar karar değiştirildi ve 23 Temmuz 1930’da SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi, ülke çapında özerk bölge statülerinin kaldırılmasına karar verdi. Böylece 6 yıllık ‘Kızıl Kürdistan’ tarihe gömüldü.
Mahabad Cumhuriyeti
Kürdlerin üçüncü siyasi oluşumu 1946-1947’de 11 ay yaşayan Mahabad Cumhuriyeti oldu. Mahabad, İran’ın kuzeybatısında, Türkiye ve SSCB sınırına yakın Urumiye Gölü’nün güneyinde yer alan yerleşimin adıydı. Bölgede çok eski zamanlardan itibaren kayda değer bir Kürd nüfusu vardı.
İkinci Dünya Savaşı’nın ikinci yılında, Rıza Şah’ın Alman sempatizanlığı göze batacak kadar belirgin olduğunda, Ruslarla İngilizler el ele vererek ülkeyi işgal etmişti. Rıza Şah, 1941’de tahtı genç oğluna bırakıp Johannesburg’a gönderilmişti.
İşgal yıllarında, SSCB kuvvetleri İran-Türkiye sınırında yaşayan Kürd aşiretlerinden Celali, Şikak ve Herkilerle ilişki kurmuş, hatta 1942’de bazı aşiret liderlerini Bakü’de ağırlamıştı. Bu sayede Kızıl Ordu’nun bölgede rahat hareket etmesini sağlamışlardı. 1943’te kısaca ‘Komela’ diye tanınacak Kürd gençlik komitesinin kurulması, sadece bölgenin eğil tüm Kürdistan’ın siyasi tarihini etkileyecekti. Sadece Kürd anne-babalardan doğan gençleri üye kabul eden Komela, gizli hücreler halinde Musul, Kerkük, Erbil, Süleymaniye, Revanduz’da faaliyet gösteriyordu. Kerkük’teki petrol bölgelerini gözleri gibi korumaya çalışan İngilizler, örgütten rahatsızdı ancak müttefikleri olan SSCB, İran’daki azınlıkları (Kürd ve Azerileri) İran’a karşı örgütleyerek Nazilerin geçemeyecekleri bir güvenlik koridoru oluşturmayı aklına koymuştu. Nitekim kısa süre sonra Sovyet subayı Yüzbaşı Jafarov, üzerinde Kürd milli giysileriyle Mahabad’daki aşiretlere askeri eğitim vermeye başlamıştı.
Duygulu opera gecesi
Bir süre sonra ilişkiler öyle gelişti ki, Komela’nın başvurusu üzerine SSCB bölgede ‘Kürdistan-Sovyet Kültürel İlişkiler Cemiyeti’ni kurdu. Nisan 1945’te cemiyetin binası törenle açıldı. Açılış töreninde bir opera sergilendi. Operanın baş kahramanı olan genç kadın (anayurdu temsil ediyordu) üç düşmana (Irak, İran ve Türkiye) karşı yiğitçe duruyor ve nihayet üç oğlu tarafından kurtarılıyordu. Opera, izleyicileri çok duygulandırmıştı. Bunlardan biri bölgenin en önemli dini ve toplumsal önderlerinden olan Gazi Muhammed’di. Gazi Muhammed o tarihe kadar Komela’nın gizli örgütçülüğünden ve Sovyet yanlılığından rahatsızdı.
Bu tarihten sonraki olaylar çok hızlı gelişti. Sovyet istihbaratçılar, bölgeyi Azerilerle paylaşmaya razı etmek için, Kürd kanaat önderlerini Bakü’ye götürdü. Sovyet Azerbaycan’ı lideri Bagirov tarafından kabul edilen Kürd liderlere İran’daki komünist Tudeh partisi ve Komela kötülendi. Komela’nın Irak’ta İngilizler tarafından ele geçirildiği söylendi. Dönüşte Gazi Muhammed, Demokratik Kürd Partisi adıyla bir parti kurduğunu açıkladı. Kürdlerin demokratik özerkliğini tarif eden 12 maddeli parti bildirisine 105 Kürd lideri imza koymuştu. Yeni partinin kuruluşu Komela’yı sarstı, pek çok Komela üyesi yeni partiye geçti. Gazi Muhammed’in siyasi gücünü 1932 ve 1945’te İngilizlere iki kez yenildikten sonra Irak’tan ayrılarak Mahabad’a gelen Melle (Molla) Mustafa Barzani’nin 3 bin kadar silahlı adamı pekiştiriyordu.
1945 yılının ekim ayında, Sovyetler’in planları uyarınca, İran Azerbaycanı’nda bir isyan başlatıldı. Azerbaycan Demokratik Partisi (ADP) İran Azerbaycanı’nının en önemli kenti Tebriz’i ele geçirdi. 11 Aralık 1945’te Azerbaycan Özerk Cumhuriyeti ilan edildi. Bunu 22 Ocak 1946’da Çarçıra Meydanı’nda Mahabad Cumhuriyeti’nin ilanı takip etti.
Mahabad Cumhuriyeti Başkanlığına Gazi Muhammed seçildi. Önde gelen Kürd şefleri Sovyet ordusunun giysilerini giyerek silahlandırıldılar. Kürd şair Dildar’ın 1938’de Bağdat’ta hapisteyken Sorani lehçesiyle yazdığı ‘Ey Reqîb’ şiiri bestelenerek milli marş ilan edildi. Üstte kırmızı, ortada beyaz, altta yeşil, onların üstünde de 21 köşeli, sarı bir güneş olan milli bayrak seçildi. Meclis, genel ve zorunlu ilköğretim için karar aldı. Camilerde vaazlar Kürdçe verilmeye başladı.
Her şey yolunda görünüyordu ama içten içe büyük gerilimler yaşanıyordu. Bazı aşiretler Gazi Muhammed’e karşı çıkıyordu. Barzaniler bile Gazi Muhammed hükümeti onları besleyemez hale geldiği için yollarını ayırmak istiyordu. İngilizler, Iraklı Kürdlerin Mahabad’ı ziyaret etmesini engelliyordu. Urumiye Gölü’nün batısındaki bölgede yaşayan Azeriler Mahabad Devleti’ne hiç sıcak bakmıyordu. Sovyet yetkilileri 1946’nın nisanında Gazi Muhammed’le Azerilerin lideri Cafer Pişravi’yi Tebriz’de bir araya getirdi, bir dostluk anlaşması imzalandı ancak bu sefer de Tahran’daki merkezi hükümetin itirazları şiddetlendi. Nitekim, 9 Mayıs 1946’da SSCB kuvvetlerinin İran topraklarından çekilmesiyle en büyük destekçisini kaybeden Mahabad Cumhuriyeti’ne nihai darbeyi İran ordusu vurdu. İran 15 Aralık 1946 günü Mahabad’a girdi ve 11 aylık Mahabad Cumhuriyeti’ni tarihe gömdü.
31 Mart 1947’de Cumhurbaşkanı Kadı Muhammed, Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Han Seyfi Kadı, Başbakan Hacı Baba Şeyh cumhuriyetin ilan edildiği Çarçıra Meydanı’nda asılarak idam edildiler. Zero Beg ve Mustafa Barzani haricindeki tüm Kürd beyleri İran ordusunun emrine girmeyi kabul ettiler. Barzani Aşireti, Irak’a döndü ve bazı liderleri Irak’ta idam edildi. Melle Mustafa Barzani ise, Haziran 1947’de bazı aşiret mensuplarıyla birlikte Aras Nehri’ni geçerek Sovyet topraklarına (Bakü’ye) ayak bastı.
Bugün oğlu Mesut Barzani’nin lideri olduğu Kürdistan Bölge Yönetimi’ne giden uzun ve sancılı yol ise ayrı bir yazı konusu...
Özet Kaynakça: İsmail Beşikçi, Devletlerarası Sömürge Kürdistan, Alan Yayınları, 1990, M.S. Lazarev, Emperyalizm ve Kürd Sorunu (1917-1923), Çeviren Mehmet Demir, Öz-Ge Yayınları, tarihsiz; Kürdistan 1919, Daniel Müller, “The Kurds of Soviet Azerbaijan 1920-91”, Central Asian Survey, Vol.19 (2000), s. 41-77; Ezizé Ziyo Bedirxan, Kızıl Kürdistan, Çeviren: Hejare Şamil, Peri Yayınları, 2010; Necefkuli Pısyan, Kanlı Mahabad'dan Aras'ın Kıyılarına, Çeviren: Evdila Piştderî, Avesta, 2001; William Eagleton, Jr., The Kurdish Republic of 1946, Oxford University Press, London 1963; Archie Roosevelt, Jr., “The Kurdish Republic of Mahabad”, Middle East Journal, 1947,1 (July), s. 247-269.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016