Halil BERKTAY
Ermeni sorununda, çoğunlukla bir tarihçi olarak konuşmayı ve sadece kendi anladığım, algıladığım, kavramlaştırabildiğim kadarıyla tarihî gerçeğin ne olduğundan söz etmeyi; bu gerçek arayışını Ermeni, Türk, Kürt, Yunanlı, Alman, İngiliz, Amerikalı vb demeden bütün tarihçilerin bir ortak bilgi projesi olarak görme ve yürütmeyi tercih ediyorum. İşin siyasî boyutuna, ülkeler arası çatışma ve pazarlık pozisyonlarına ise pek girmek istemiyorum. Tarihçinin işi ve rolü başka; politikacının işi, rolü ve sorumluluğu başka. Politikacılar, tarihçilerin çalışmasını boğabilecekleri gibi özgür de kılabilir, kuşkusuz. Tarihçiler ise kamuoyuna ve politikacılara yanlış bilgiler gibi doğru bilgiler de sunabilir; bunlar politikacı ve devlet adamlarına neleri (hangi jestler ve ses tonu eşliğinde) söyleyip söyleyemeyecekleri, nelerin kabul edilip edilemeyeceği, hangi beklentilerin gerçekçi olup olmayacağı konusunda bazı ipuçları sunabilir. Nasıl değerlendirecekleri, politikacı ve devlet adamlarının kendi meseleleridir.
Bu genel tavrımdan bugün bir parça ayrılacak ve siyaset açısından arazinin bir krokisini sunmayı deneyeceğim. Başbakan Davutoğlu’nun 20 Nisan’da yayınladığı mesajdan başlayayım. Bu mesajı kimilerinin bardak (hâlâ) yarı yarıya boş diye, kimilerinin ise yarı yarıya dolu (ve dolmaya devam ediyor) diye yorumlayacağını öngörmüştüm (bkz 21 Nisan’daki “Adil Hafıza” Arayışıyazım). Birinci kategoride ya hep ya hiççi ekstremist ve maksimalistler, ikinci kategoride hiçbir ileri adımı küçümsemeyen hem mücadeleci, hem ılımlı ve temkinli evrimciler yer alıyor.
Seçtiğim terimlerin de yansıttığı gibi, ben kendimi bu ikinci kategoride sayıyorum. Ermeni diasporasının tamamı değil ama ANCA gibi Daşnak egemenliğindeki örgütleri ise aşikâr ki ilk kategoride. Türk aydın ve tarihçileri içinde de, kısmen bilgili ama takır tukur, derinliksiz, tahlil yanı zayıf kötü tarihçiler oldukları için, kısmen bütün konum ve kariyerlerini soykırım mutlakçılığı üzerine kurdukları için, kısmen de ben bu alanın padişahıyım ve her şey benden sorulur havasından çıkamadıkları için, kendi dışlarında olup biten her şeyi reddeden bazıları mevcut. Onlara, Ermeni sorununu özel olarak AKP’ye karşı sivriltme ve solculaştırma peşinde olan küçük çevreler eşlik etmekte.
Türk olsun Ermeni olsun, aslına bakarsanız hepsi eski kutuplaşmanın olanca sertliğiyle sürmesinden yana; faraza Şükrü Elekdağ ve Onur Öymen’ler, Yusuf Halaçoğlu, Hikmet Özdemir ve Kemal Çiçek’ler, Ümit Özdağ’lar ve Kemal Gürüz’ler geçmişteki kurum ve konumlarına dönseler ve AKP hükümetinin de bütün yaptığı illâ soykırım değil demekten ibaret kalsa, çok daha rahat edecekler. Çünkü bunlar da bir bakıma PKK’nın şahinlerine benziyor; barışa değil savaşa alışkınlar. Jirayir Libaridian’ın 2000 yılında Chicago’da kullandığı enfes ifadeyle, “çözüme değil, sorunun kendisine tutkun”lar. Bu yüzden, 2014 gibi 2015 Taziyesini de Türkiye’nin geçmişteki kabuğundan çıkıp açılma ve diyaloga yaklaşması olarak değil, sadece yeni bir oyunu olarak değerlendiriyorlar.
ANCA açısından burada, “Ermenilerin gerçek talepleri”ne karşı bir savunma barikatı denemesi söz konusu. Nedir o “gerçek talepler” dedikleri? İngilizce “üç R”leri Türkçeye “üç T” olarak çevrilebilir:Recognition= Tanıma, Reparations= Tazminat, Restitution (of land or territory)= Toprak (iadesi). Bu, Ermeni milliyetçiliğinin en radikal program veya platformu. Amaçları, bunu, küçük ama çok ses getiren bir azınlığı oldukları diasporanın tamamından da öte, asıl Ermenistan’a kabul ettirmek. Çünkü bu talepleri, ancak bir devlet olarak Ermenistan benimserse, uluslararası alanda öne sürebilir ve Türkiye ile pazarlık konusu haline getirebilir.
Ermenistan ise şu ana kadar sadece Recognition= Tanıma, yani soykırım olarak tanıma üzerinde ısrarlı. Ardından diğer T’lerin gelip gelmeyeceği belirsiz. Başka bir ifadeyle, Ermenistan’ın tam ne istediği veya isteyeceği henüz belirsiz. Yani Türkiye soykırım diyecek olsa, Ermenistan’ın karşılığı tamam, oldu, bu kadarı yeter, Ermeniler için gerekli manevî “sonlanma”yı (closure) sağlar demek mi olacak, yoksa soykırımın kabulünün üzerine atlayıp ikinci ve üçüncü T’lere mi geçecek; ya kendileri de bilmiyor veya hiçbir şey belli etmiyorlar bu konuda. Belki epey bir süre de belli etmeyecekler.
Bu koşullarda, benim de dışarıdan bir gözlemci olarak tahminim (özlemim veya temennim değil, nesnel olmaya çalışan tahminim), bu belirsizlik devam ettikçe Türkiye hükümetlerinin de asla soykırım demeyeceği yönünde. Çünkü onlar da Ermenistan’ın bütünsel pozisyonunun açıklanmasını isteyecek ve bekleyecekler. Nasıl Ermenistan “önce Türkiye soykırım desin”de ısrarlıysa, Türkiye de “önce Ermenistan en fazla ne isteyebileceğini açıklasın”ı şart koşacak. Bu da, işin Türkiye tarafında, 2014-2015 Taziyelerinin özü ve ruhundan daha kötü bir noktaya doğru kaymaların önünün alınamaması anlamına gelecek. Örneğin bir kısım AKP politikacıları, bu mesajları kendi istedikleri yöne çekmekten geri durmayacak. Kimisi çıkacak, Davutoğlu’nun herkesin acılarını vurgulamasını soykırım gerçeğinin karşısına dikecek. Bu gibi zigzaglar, gene AKP’nin “geleceğe bakalım” vurgusu doğrultusunda, Türkiye içindeki ve dışındaki Ermenilerin koşullarını iyileştirme ve gönüllerini almaya yönelik başka jestlerin çoğalmasıyla elele gidecek (vakıflar, mülkler, kültür mirası, belki vatandaşlık, belki Abdullah Gül’ün bir zamanlar Kürtler bağlamında ilk işaretini verdiği yer isimleri gibi). Ayrıca bu gibi adımlar sırf kendileriyle sınırlı kalmayacak; sivil toplum insiyatiflerine giderek daha geniş bir alan açacak.
Özetle (a) devletler arasındaki bu kol güreşi şahsen öngöremeyeceğim bir süre devam edecek. Dolayısıyla (b) bilim ve akademik tartışma alanı da işbu “soykırımı kabul ettirme” ve “kabul etmeme” siyasalarının gölgesinden kolay kolay sıyrılamayacak. Fakat buna karşı (c) dürüst ve düzgün tarihçi ve sosyal bilimcilerin bireysel ve kollektif çalışmaları, gerçeklerin bilimin sâkin sesiyle konuşulup tartışıldığı ara zeminde büyüyen ve derinleşen bir özgürleşmeyi besleyecek.
2014-2015 Taziyelerinden inkârcılık yönünde kaymalarla ne kastediyorum? Bilim bu tür politikacılığa nasıl bir cevap verebilir? Yarın bunu Bülent Arınç üzerinden göstermeyi deneyeceğim.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- PKK ve Türk solcuları (3) Silâh, savaş, “Önderlik
10.03.2025 - Yarısı biten sürecin kalan yarısına dair
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (2) “Adam öldürmeyi oyun mu sandın?”
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (1) Silâh ve şiddet fetişizmiyle dolu otuz yıl
6.03.2025 - Trump’ın, yeni tip Hitler ve bilinçsiz Leninist olarak portresi
10.02.2025 - Bir demokrasi ve mücadele alanı olarak “ahlâklı denetim”
29.01.2025 - Eksik ve kaygılı bir devrimperestlik: Amerikan Devrimi
25.01.2025 - Marksizmden önce devrim, terör, diktatörlük
16.01.2025 - “Bir günde giriverdik demektir Şamı Şerif şehrine”
24.12.2024 - Kültür Bakanına birkaç soru
20.11.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
ibrahim emin
sözler çok etkileyici tek kelimeyle harika yazmışınız ahmet hocam yüreyünize bereket yağsın