Halil BERKTAY
Ergenekon/culuk darbeyle iktidara gelse dayanabilir miydi ? Muhtemelen hayır. Türkiye Güneydoğu Asya’da değil; Myanmar kadar dış dünyaya kapalı olamaz. Bu çağda böyle bir darbeye ve rejime Batı’nın, bırakın destek olmayı, birazcık tolerans göstermesi olanaksız.
Zaten projelerini ABD’ye bile satamadıklarını biliyoruz. Avrupa ise hepten umutsuz, onlar açısından.
Ne olur(du) ? Halktan yüzde 80 muhalefet. Uluslararası planda ise toptan red. Genel bir itibar kaybı. İzolasyon. Ve dolayısıyla, çok derin bir ekonomik kriz. Putin kurtarır mıydı onları ? Çin ? Avrasyacılık ? Çok şüpheli. Herhalde pek tutunamazlardı (Türkiye’de, 12 Eylül’ün bile en çok üç yıl sürdüğünü unutmayalım).
Ama bireyler, insan hayatları açısından üç yıl bile çok uzun bir süre. Bu arada, feci şeyler yaşanırdı kuşkusuz. Gene hapisler, işkenceler. Kayıplar. Kim vurduya gidenler. Gene berbat bir kurumsal ve kültürel miras. Bir on onbeş yılın daha yitirilmesi.
Beni hayretlere düşüren şey, hele Kürtler adına konuşmak iddiasındaki bir örgütün, bu gerçekleri yok sayması. Hiç olmazsa yakın zamanlarda, ayrılık istemediğini vurgulayarak “Türkiyeci” bir tavır alması. Ama (üstelik de özgürlük bayrağını hiç elinden bırakmadan) Türkiye’deki genel demokrasi mücadelesine neredeyse sırt çevirmesi.
İşin daha ilginç, çelişkili ve ironik yanı, PKK’nın bu noktaya nasıl geldiği. Gelebildiği. İronik olan şu ki, 1990’ların sonunda nasıl dibe vurduğunu üç ay kadar önce hatırlattığım PKK (Çıkış ve iniş yılları, 23 Aralık ‘10), bugün kamuyounda varolabilmesini; cephe örgütleri ve yan kuruluşlarının, narin ve sınırlı da olsa de facto bir meşruiyetten yararlanabilmesini; bu sayede, ‘80’lerin sonlarındaki en şaşaalı döneminde dahi yapamadığı kadar sesini duyurabilmesi ve tezlerini yayabilmesini, çok büyük ölçüde, son dokuz yılın demokratik kazanımlarına borçlu. Burada da baş aktörler, beğenin beğenmeyin, (a) 2002’den itibaren, bizatihî kendi güvenliği uğruna Avrupalılaşma reformlarına girişmek zorunda olan AKP; (b) Hrant’ın cenazesi; (c) 2007 kasımından itibaren, cesur, radikal, sınır tanımayan anti-militarist haberciliğiyle Taraf oldu. Hatırlayın, askerlerin kendilerini bağımsız ve alternatif bir iktidar odağı olarak nasıl empoze ettiğini. AB karşıtlığı, sivilleşme karşıtlığı, Denktaşçılık, Kürt sorununa “ezdik-eziyoruz” yaklaşımında inat, 1915’in inkârı gibi noktalardaki inatçı fütursuzluğunu. Bu ve benzeri pozisyonları öncelikle Genelkurmay formüle edip haftalık basın toplantıları aracılığıyla yayıyor; “millî çizgi”yi saptayıp “merkez medya”ya veriyor; ulusalcılığın sinir merkezi ve nihaî özgüven kaynağı rolünü oynuyordu.
Bir yandan, AKP’nin 2002 ve 2007 seçim başarıları, reformları ve iç-dış ittifakları; diğer yandan, on yıl sonra yazılmaya başlayacak “yakın tarih”lerin, demokrasi mücadelesinin mızrak ucu ve serdengeçtisi olarak anacağı Taraf, bu “karargâh” ve “kale”yi topa tutup darmadağın etti, açıkçası.
“Sınıfsal değil; emekçi kitleleri görmezden geliyor” gibi karşı-yorumlara da hazırım. Bunlar soyut, genelgeçer lâflar. Bırakalım palavrayı. Yoktu böyle bir şey. Onun için (zikzaklarıyla birlikte) “AKP küçük bir mucizedir” diyen Etyen Mahcupyan, süper-solcuların bütün aşağılayıcı sataşmalarına karşın, haklıydı son tahlilde. Hiç başka katkı olmadı mı bu kavgaya ? Oldu elbet. Hrant’ın ardından o muazzam kitlenin “Hepimiz Ermeniyiz” diye yürümesi, çok özel bir olaydır. Bizim yenilmemiş Tienanmen’imiz, Prag Baharımız ve Tahrir’imizdir, bir bakıma. Ulusalcıların hiç hesaba katmadığı boyutlarda bir evrenselciliğin sathın altındaki varlığını sergilemiş; yeni ve büyük bir koalisyonun mümkün olduğunu göstermiştir. Tazelenmiş bir sol demokratlığın fışkırmasının en büyük moral kaynağıdır.
Ama bağımsız aydınların, diğer gazetelerin ve tek tek saygın basın mensuplarının, imza kampanyalarının, sivil toplum örgütlerinin dağınık enerjisi, daha çok, diğer iki mecraya döküldüğü; orada biriktiği, onlara güç kattığı, o adım ve hamleleri çoğaltıp yaydığı ölçüde etkili oldu. Sonuçta, Ergenekon çöktü. Vesayetçilik geriledi. Ordu siyasetten elini önemli ölçüde çekti. TMY ve 301. Madde gibi baskı araçları zayıflatıldı. Anayasa referandumu, liberallerin, sol demokratların ve Müslüman demokratların ortak zaferi oldu. Siyasî hedeflerinden kopan ulusalcılığın ideolojik sermayesi de tükendi.
En önemlisi, modern Türkiye tarihinin herkesin konuştuğu ve herşeyin konuşulabildiği en geniş özgürlük alanı açıldı. Kürt meselesi de geçmişte asla olmadığı kadar, bu alanda tartışılıyor; bütün görüşler yazılıp çiziliyor, yankı buluyor. Hiç lâfımı sakınmayacağım : bu başarıda geniş demokrasi birleşik cephesinin, evetçi ve yetmez-ama-evetçilerin, horladığınız liberallerin, Taraf’ın ve AKP’nin payı, PKK’nın kendi payından daha fazladır.
Herşeyin bir bedeli var, tabii. Bunun da bedeli haset ve nefret oluyor. Bu kültür haklı çıkandan, yapabilenden hoşlanmaz. Aşağı çekmeye çalışır. PKK da bir yönüyle, bu genel ruh halinin bir parçası. Öte yandan, AKP’den nefret etmek için özel nedenleri de var. İşin bu boyutu, AKP’nin “iktidar” değil “siyasî rakip” olmasında düğümleniyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024