Hasan CEMAL
Suyu tersine akıtma çabası boşuna
Siyasal iktidar, ne yazık ki suyu tersine akıtmak gibi nafile bir gayretin peşinde sürüklenip gidiyor. Tünelin ucundaki ışığı görebilmek için hatayı önce kendinde arayacaksın, ‘dışarı’da değil. Kabahati başkasına atmak kolaycı ve de yanıltıcı bir alışkanlıktır.
Türkiye'ye tezgâh kuruluyorsa çare nedir?
Diyelim ki Türkiye’deki inanç kutuplaşması ve etnik gerilimler üzerine iç savaş tezgâhı kuruluyor. Bu durumda çare nedir? Alevilerin sorunlarını çözmektir. Seküler-dindar kutuplaşmasına karşı iktidarın diline özen göstermesidir. Etnik gerilime karşı demokrasinin gereğini yapmaktır.
Başımızı kuma gömersek tuzağa düşeriz
Ama bütün bunlar AK Parti tarafından es geçilir ve Kürt, Alevi, din sorunları gibi Türkiye’nin önüne hep taş koymuş olan temel meselelerde devekuşu misali kafamızı kuma gömersek, işte o zaman ‘dış mihraklar’ın oyunları devam eder, kurulmak istenen tuzakların içine cumburlop düşeriz.
Suyu tersine akıtma çabası boşunadır, akıtamazsın!
Bugünlerde siyasal iktidar ve sözcüleri, ne yazık ki, böylesine nafile bir gayretin peşinde sürüklenip gidiyorlar.
Nereye kadar gidebilirler, bilemiyorum.
Yaşananları birtakım ‘komplo’larla, ‘dış mihrak’ların tuzaklarıyla açıklamak çok zor.
İnandırıcılığı yok.
Suyu tersine akıtmaya çalışmak yerine, kendi içlerine dönüp bazı basit soruları sorabilseler, nerelerde yanlış yaptıklarını sorgulayabilseler, çıkış yolu bulunabilir.
Tünelin ucundaki ışığı görebilmek için hatayı önce kendinde arayacaksın, ‘dışarı’da değil. Kabahati başkasına atmak kolaycı ve de yanıltıcı bir alışkanlıktır.
Topu 'dış düşman'lara atma alışkanlığı
Bu kötü alışkanlığın tarihsel kökleri de vardır. Eski zamanlarda sömürgeler, tüm kötülüklerin nedenlerini sömürgeci devletin üstüne atarlardı. Bağımsızlık sonrası da geri kalmışlık dahil her türlü olumsuzluğun kaynağına sömürgecileri koyarak kendilerini temize çıkarmaya ve kendi despot rejimlerini perdelemeye çalışırlardı.
Topu başkasına, özellikle ‘dış düşman’lara atmak bugün de yalnız bizde değil, İslam dünyasında, Arap âleminde devam edip giden bir yönetim alışkanlığı...
Sedat Laçiner’in önceki gün Star gazetesinde Büyük İç Savaş Stratejisi başlığını taşıyan bir yazısı vardı. Son bölümünde şu satırların altını çizdim:
“ABD Başkanı’nın gerçek niyetleri ne olursa olsun, ABD politikalarını belirleyen Kongre aktörleri, güçlü medya grupları, lobi şirketleri, İsrailci bürokrasi ve İsrail’in bölgeye dönük planları daha çok İslam dünyasında kontrollü ama büyük bir iç savaşı yeğlemektedir.
Bu aktörler üç fark üzerinden iç savaşı kurgulamaktadırlar:
(1) Seküler-Dindar kutuplaşması.
(2) Mezhep farkları.
(3) Etnik gerilimler.
Böylece, Irak Savaşı ile başlayan süreç Suriye, Lübnan, Mısır ve diğerleri olarak devam ettirilmek istenmektedir.
İç savaş stratejisi hem ülkelerin içinde, hem ülkeler arasında, hem de hepsini aşkın bir şekilde tüm İslam âleminde kurgulanmaktadır.
Ne yazık ki Türkiye de bu resmin dışında değildir. Daha 2011 yılında yazmışım, ‘Türkiye Suriye ve İran’la savaştırılarak İsrail rahatlatılmak isteniyor’ diye.
Yine olayların başladığı o günlerde Ortadoğu’da büyük bir mezhep savaşı tehlikesine de dikkat çekmişim. Ve yine Türkiye’de de Sünni-Alevi iç savaşı çıkartılmak istendiğini defalarca yazmışım.”
Diyelim ki 'iç savaş tezgâhı' kuruluyor,
çare kafayı kuma gömmek mi?
Sedat Laçiner’in Star’daki yazısında yer alan ‘dış mihrak’ların, Türkiye’yi de içine alan bu tuzaklarda bir an için gerçek payı olduğunu varsayalım.
Diyelim ki:
Türkiye’deki seküler-dindar kutuplaşması, mezhep farkları ve etnik gerilimler üstünde zıplanarak, Aleviler ile Sünniler birbirlerine karşı kışkırtılarak iç savaş tezgâhı kuruluyor.
Bu durumda çare nedir?
Bu tuzak nasıl boşa çıkarılır?
Çıkış yolu neler olabilir?
Alevilerle Sünniler konusunda öncelik, Alevilerin sorunlarına çözüm getirmektir. Nerede, nasıl ibadet edebilecekleri konusu dahil inanç özgürlüklerini gerçekleştirmektir. Zorunlu din dersini kaldırmaktır. Din dersi kitaplarında Alevilerin de kendilerini görmelerini sağlamaktır.
“Reyhanlı’da şu kadar Sünni vatandaşımız hayatını kaybetti” diyerek, ya da üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adını koyarak Alevilerin haklı duyarlıklarını hiçe saymaktan kaçınmaktır.
Seküler-dindar kutuplaşması konusunda ise iktidar sahiplerinin en başta kullandıkları dile özen göstermeleridir.
Onlar-bunlar diyerek, camide içki yalanını bin kez yineleyerek, sadece başörtülü kardeşimsöylemine sarılarak seküler-dindar cepheleşmesini keskinleştirmekten kaçınmalarıdır.
Türklerle Kürtler arasında ‘etnik gerilimler’in istismar edilmesini engellemeye gelince de, demokrasinin, özgürlük ve insan haklarının gereğini yapmaktır.
Ama bütün bunlar AK Parti iktidarı tarafından es geçilir ve Kürt sorunu, Alevi sorunu, din sorunu gibi Türkiye’nin daha ileri gitmesine bugüne kadar taş koymuş olan bu temel meselelerde devekuşu misali kafamızı kuma gömersek, işte o zaman ‘dış mihraklar’ın bu ülkenin üzerine dönük tuzakları, oyunları devam eder gider.
Kaderimizi kendi elimize alacaksak, boğayı boynuzlarından tutmak zorundayız. Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler düzeni ve hukukun üstünlüğü yolunda yürümenin bu ülkeyi barış içinde bir arada tutabilecek tutkal niteliğinde tek yol olduğunu unutursak, kurulmak istenen bütün tuzakların içine cumburlop düşeriz.
'Açık toplum devrimi oluyor'
Suyu tersine akıtmaya akıtamayız sözünü Britanya’nın eski Dışişleri Bakanı David Miliband’den aldım. Gezi Direnişi’ni yorumlarken şöyle demiş:
“Büyük bir devrim oluyor. Açık toplum devrimi bu. Açık toplum şu demek: Bir bilginin anında dolaşıma girmesi, çekilen görüntülerin anında paylaşılması. Bugünlerde artık herkes gazeteci. Bu tek yönlü bir yol. Ve bu yoldan geri dönüş yok.
Artık dünya daha az açık hale gelmeyecek. Teknoloji, entegrasyon, ekonomi, kültür, seyahat, bunların da etkisiyle artık her şey küreselleşti.
Kendinizi artık böyle bir dünyaya kapatmanıza ve bu dünyadan kendinizi soyutlamanıza imkân yok. Bu suyu ters yönde akıtmaya çalışmak gibi bir şey. Yeni dünya düzeni bu. Bu düzende tabii ki farklı insanların da farklı talepleri olacak.” (30 Haziran 2013 tarihli Hürriyet Pazar ekinde İpek Yezdani’nin röportajından).
Bir kez daha son söz:
Suyu tersine akıtmaya çalışmayın, akıtamazsınız!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024