Melih ALTINOK
Hafta sonu Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’nın “Toplumsal uzlaşı ve medya” başlıklı toplantısı için Diyarbakır’daydık. Durun hemen gitmeyin! “Halkın nabzını tuttum. Diyarbakırlı ‘umutlu,’ ya da ‘kötümser’” demeyeceğim.
Nasıl diyeyim? Boş kaldığımız birkaç saatte sokakta en fazla on kişiyle diyaloga girmişimdir. Onun da çoğunluğu “ciğer mi yesem, qeş’e mi?”den ibaretti.
Tanıyıp gelenlerin görüşleri de halkın nabzından ziyade, “benim nabzımla” ilgiliydi.
Herkes meşrebince “nasıl yazarsam daha iyi olacağını” söyledi. Ben de tavrımın nedenlerini anlattım vs.
Yani, ava giden avlanır misali, halkın nabzını tutmaya giderken düpedüz Diyarbakırlıya nabzımı tutturdum.
Peki, şaşırdım mı? Hayır, tabii ki.
Zira sahada olmanın, içeriden gözlemin “objektifliğin” ve “gerçeğe ulaşmanın- aktarmanın” yegâne koşulu olduğuna hiç inanmadım.
Öyle olsa geçtiğimiz günlerdeki bir eylemde yaşamını kaybeden Şahin Öner’in elinde bomba mı patladı yoksa panzer mi ezdi diye hâlâ tartışılıyor olmazdı değil mi?
BölgedekiDİHA veİHA muhabirleri de bırakın nabzını tutmayı Diyarbakırlıların röntgenini çekecek kadar içerideler, sahadalar mesela.
Peki, bu meslektaşlarımızı Edirne’ye gönderseniz ve bölge ile ilgili haber yapmalarını isteseniz, sizce Diyarbakır’da olduklarından farklı haberler geçerler mi dersiniz?
Hülasa Ankara’dan yaptığım bölgedeki vatandaşın nabzına dair analizlerim pek de değişmedi.
Değişen var mı ya da değiştiyse bunu kendisinin ya da gazetesinin nabzıyla çelişecek şekilde yazan var mı, bilemiyorum.
Ama ben bir kez daha anladım ki halkın nabzı, bizlerin algısında, tavrında ve hatta tabularında.
O hâlde itiraf edeyim, bendeniz bu gezinin ardından barış gazeteciliğinin ilkeleri gereği sivillerin yanındaki tavrım sürdüreceğim.
Barışa bahane bulma refleksiyle savaşçı ve maksimalist talepleri değil, umuda, müzakereye desteğe dair ayrıntıları ön plana çıkartmayı sürdüreceğim.
Çünkü bir stetoskop olmadığım gibi, ayna falan da değilim.
Yegâne sırrım, barış. O da dökülürse bana ne gerek var ki zaten?
Nabzı değilse neyi tutacağız
Otosansür, sansür diye söylenmeyin lütfen, zira komik oluyoruz.
Gazetelere ve gazetecilere akan sayısız enformasyon arasından sınırlı sayıdaki sayfalarda ve ekranlardaki haber bültenlerinde, kısıtlı köşelerimizde neye yer vereceğimiz, tercihlerimizin süzgecinden geçmiyor mu?
O hâlde izninizle, ben de bu özerk alanımda barış ihtimalini güçlendirecek ayrıntıları “görmeyi” yeğleyeceğim.
Peki, bu sözlerim, panellerin ve onların vasıtasıyla bölgeye gitmemizin havanda su dövmekten başka bir işe yaramadığı anlamına mı geliyor?
Tek kelimeyle asla!
Bu başlıktaki bir panelin, hele ki müzakere sürecinin başlarında Diyarbakır’da yapılmasının büyük bir sembolik anlamı olduğu açık.
Sonuç bildirgelerine bakıp “Bu savaşın değirmenine en çok su taşıyan merkez medya da her yıl benzer içerikte ‘basın meslek ilkeleri’ yayınlıyor” demeyin
Ne olursa olsun, medya mensuplarının biraraya gelip, “yalan haber yapmayalım, objektif olalım, ayrımcılık yapmayalım, savaşı kışkırtmayalım” demeleri önemli.
Zira bu hava, tıpkı toplantıda söz alanHürriyet muhabiri arkadaşımızın “Anayasa değişince biz de ‘Türkiye Türklerindir’ mottomuzu değiştirebiliriz” diyebilmesini sağlıyor.
İnsanlık için küçük,Hürriyet için büyük bir adım ama adım işte.
Ayrıca böyle etkinlikler normalleşme için de faydalı.
Diyarbakır da tıpkı İstanbul ya da Ankara gibi, nabzı tutulacak değil, nabız tutma ehliyetine sahip vatandaşların, politik aktörlerin yaşadığı kocaman bir büyükşehir.
Surlarının içinde safariye çıkılacak, nabzı tutulacak, tanınacak, fotoğrafı çekilecek “yerlilerin” yaşadığı bakir topraklar değil.
Üç beş yıl öncesine kadar pek de öyle rahat yapılmayan bu toplantılar sayesinde, barış sürecine destek veren Diyarbakırlılar da seslerini daha yüksek çıkartma gücü buluyorlar.
O hâlde bize düşen, tıpkı Sevgili İhsan Dağı’nın vurguladığı gibi medya olarak rolümüzü çok da abartmamak.
Her şeyden önemlisi, bugünlerde iyi niyetli de olsa sıkça tekrarlanan “Savaş kolay, barış zor” mottosunun aksine “barışın ne kadar kolay olduğunu”, görüldüğü gibi tarafların azıcık hedef küçültmesi ve siyasi risk almasıyla mümkün olduğunu dillendirmek.
Ama mutlaka Afrika steplerinde safariye çıkmış, öğretici adam pozlarını bırakarak.
Bırakın nabzı da barışı, diyalogu tutun arkadaşlar; sıkı sıkı...
[email protected]
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019