Yıldıray OĞUR
Aslında hep böyle olmuştur. İhtida edenler herkesten daha sofi olur, diasporalar anavatandakilerden milliyetçidir. Türk milliyetçiliğinin temellerini Rusya’dan gelen Tatarlar atmıştır. Onlardan biri olan ve cumhuriyet kurulunca heyecanla Türkiye'ye koşan hukuk, tarih profesörü Sadri Maksudi’nin Türklüğünü ve Türkçesini bir gece radyodan yerin dibine sokma işi ise yıllarca adı “A.“ yazılan ama Atatürk soyadının bile fikir babası Agop Dilaçar’a düşer. Kamalizm’in kitabını yazıp, "Türk’ün amentüsü"nü yazan da Orta Asya’dan dün atıyla gelmiş gibi duran Tekinalp adını alan Serezli bir hahamın oğlu Moiz Kohen’e nasip olacaktır. Hitler Avusturyalı, Türkeş Kıbrıslıdır. İttihatçıların çoğu Balkan kökenlidir.
Ama yine de insan şaşırma hissine hakim olamıyor. Bir yüzyıldır ömürleri Kürt halkı için dağlarda, sürgünlerde, hapishanelerde geçmiş Barzani ailesinin son temsilcisi Mesut Barzani’nin Kürtlüğünü sorgulayıp, işbirlikçi, AKP’li ilan etme işinde herkesten öne fırlamış “Kürt dostu” Türklerden bahsediyorum.
Özgür Gündem’de köşesinde isminin başına koyduğu Yrd. Doç. titriyle önce okuyucusunu akademik hizaya sokmuş bir yazar düşünmüş taşınmış ve Diyarbakır’daki buluşmaya “Erkek buluşması” kulpunu takabilmiş. Yazıdan anlaşılan en azından Şivan’dan erkek olarak dünyaya gelip, o karede yer aldığı için bir özür beklediği…
Aynı Kürt dostu yazarın daha önce de yeni başlayan barış sürecini “masada sadece erkekler var” diye baştan ataerkil, sakat ilan ettiğini hatırlayıp “neyse ki dünyaya daha erken gelmemiş” diyesi geliyor insanın. Düşünsenize Yalta Konferansı’nda Stalin, Churchill, Roosevelt’in o eril fotoğrafını görse, İkinci Dünya Savaşı belki de hâlâ sürüyordu.
Barzani’nin sadece AKP’nin işbirlikçisi olduğunu söyleyenlerdeki üslupsuzluğunu görünce insan tıbben artık sayıklamaya girse de ABD’nin de işbirlikçisi olduğunu hatırlatanların yazılarındaki nostaljik lezzeti özlüyor. Barzani, Saddam’dan kimyasalları yiyip 3. Dünyacılık aşkına kızılcık şerbeti içtim demeyerek onların hassas kalplerini yıllar önce tamiri zor biçimde kırmıştı…
Keşke o kalpleri gerçekten Kürtler için atsa. Onları tek heyecanlandıran Kürtler üzerinden AKP’yle hesap görmenin verdiği adrenalin.
Türkiye siyasetinde loserları oynayanlar, kurdukları partileri binde biri bile görmeyenler, çıkardıkları gazeteleri satmayanlar, imza kampanyası düzenlemekten, 100 kişiyle basın açıklaması yapmaktan başka hiçbir siyasi becerileri, Türkiye’ye söyleyecek yeni sözleri kalmamışlar hatta bugüne kadar destekledikleri orduları Silivri’den geri püskürtülenler son çare kendilerini Kürt siyasetinin şefkatli kollarına atıverdiler.
AKP ile çatışan liberaller, sosyalistler hatta bazı Kemalistler için Kürt siyaseti, partileri, gazeteleri, televizyonları barınmaevi, bazıları için huzurevi haline geldi.
Siyasi ömürlerinin son günlerini Kürt cephesinde hep destek tam destek şiarıyla yazılar yazmakla, Kürtlerden çok Kürtçülük yapıp doğu tribünlerinden gelen alkışlara oynamakla geçirmekteler.
PKK’nın Barzani’nin bile demokratlık, çok kültürlülükten demediği “Kürdistan Kürtlerindir” laflarıyla el yükselten anti-milliyetçi solcu yazarlar, Orta Doğu’da demokrasinin tek güvencesi olarak Kürtleri ve gayrimüslimleri ilan edip jeopolitiğe şemmame oynatan Orta Doğu uzmanları oldu.
Hürriyet Gazetesi’nin Pazar ekine Ahmet Kaya’yı anmak için “Gözüm”lü klişe yazı yazan BDP’li görmek de, CNN Türk ekranlarında, Radikal’de beyaz Türk kadınların Öcalan’ı serbest bırakmayan AKP’nin samimiyetini sorgulaması da şaşırtıcı değil.
Ulusalcıların son ümidi Barolar Birliği Başkanı‘na bile adli yılı Rojova’yı anarak açtıran bir adrenalin kaynağı artık AKP karşısında direnen PKK.
Ama direndikçe. Kürtler AKP direndikçe harika, cesur, aydın bir halk, ama AKP’yle barıştıkça, önceki günkü gibi yan yana geldikçe adı Barzani, Şivan hatta Leyla Zana olmuş fark etmez; yine o eski bildikleri kandırılmış, eğitimsiz, işbirlikçi halk.
Kürtler acı çektikçe, mağdur edildikçe, iktidara dert oldukça “al sana barış” sesleriyle ortalıklardalar, dayanışma hatlarındalar ama Kürtler barışa adım attıkça, dünkü gibi düğün dernek yaptıkça kayıplarda, Karayipler'de ya da yorganlarının altındalar.
Zamanlamaları ne kadar da manidar. Tam da 100 yıl sonra ilk kez bölgedeki bütün Kürtlerle yeni bir sayfa açmaya çalışan bir iktidar varken. Hapishaneleri boşaltmaktan, yeni bir sayfa açmaktan, 1920’ye dönmekten bahseden, Kürdistan bile diyebilen bir iktidar varken. İşte onlar yüzyıl sonra gelen bu fırsatta Kürt cephesine yığınak yapmış, savaş boyalarını sürmüş beklemekteler.
Yapmayın, hiçbir şey için değmez buna. Barış sürecini ayakta tutan samimiyet testlerini çoktan geçmiş siyasi kararlılığın yanında canlılardaki en temel, en ilkel duygu olan hayatta kalma duygusu artık. 9 aydır o duygu herkesi ve her yeri kapladı. Bu sefer gerçek. Onunla kavga edemezsiniz. Tarihle kavga edemezsiniz. Yeni dünya ve bölge dengeleriyle kavga edemezsiniz. Barışa direnmiş olmak geriye dönüp bakıldığında size iyi bir şöhret bırakmaz.
Yenilmeden, barışa teslim olun. Gerçekten iyi şeyler oluyor...
Yazarlar
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025