Ahmet ALTAN
Yeryüzünde, çocukları diri diri yakarak öldürmeyi haklı gösterebilecek hiçbir kutsal dava yoktur.
En kutsal amaç bile o çocukların tutuşup eriyen etleriyle, kemikleriyle birlikte dünyanın en büyük alçaklığına döner.
Gaziantep’te o bombayı kim koyduysa insanlık tarihinin en sefil eylemlerinden birini gerçekleştirdi.
Böylesine bir insan düşmanlığını sevinçle gerçekleştirecek psikopatları bünyesinde tutan her örgüt de o psikopat kadar insanlıktan kopmuştur.
Şu anda bunu kimin yaptığını bilmiyoruz.
PKK “ben yapmadım” diyor.
PKK yönetimi “rol modeli” olarak Türk devletini kabul ettiği, anayasasıyla, “tek adam, tek parti”düsturlarıyla Türk devletinin “kuruluş” günlerine delice hayran olduğu için bu devletin her türlü hastalığını, bu arada yalancılığını da devraldı.
Bizim eski Genelkurmay gibi çok rahat yalan söylüyor.
Taksim bombasında da “biz yapmadık” demişti, sonra “TAK yaptı” dedi, sanki TAK başka bir şeymiş gibi.
Ne bu devlete, ne bu PKK’ya inanıyorum.
Başka hiçbir devlet kuruluşu tarafından doğrulanmayan Başbakan’ın “115 PKK’lı öldürdük”böbürlenmesiyle, BDP’lilere sarılan PKK’lının “100 asker öldürdük” böbürlenmesi arasında bir fark yok.
Ölümden medet umdukça, öldürmekle övündükçe ölümler artıyor.
Antep’te yanarak ölenlerden biri bir buçuk yaşında.
Kim yaptı bunu?
PKK doğru söylüyorsa eğer geriye iki ihtimal kalıyor, Suriye istihbaratı ile Türk derin devleti.
Bu üçünden biri yaptı.
Belki de bunlardan ikisi birleşerek yaptı, belki de üçü birleşip yaptı.
O bombayı oraya yerleştiren psikopat yakalanana kadar kesin bir şey söylemek mümkün değil, gerçek suçlu ortaya çıkana kadar üçü de “şüpheli” olarak dürüst insanların vicdanlarında bir soru işaretiyle birlikte duracaklar.
Üçü de bu tür sefil eylemlerden sabıkalı çünkü.
Her kim yaptıysa Türkiye’deki gerginliği ve düşmanlığı daha da arttırmak için yapıyor bunu.
Hepimizi bir kan deryasında boğacak bir Kürt-Türk savaşı çıksın istiyor.
Bu olmayacak.
Zirvelerde duranların insafsızlığı, insan düşmanlığı, bu ülkenin halklarında yok çünkü.
Dün Uludere’de askerleri taşıyan bir minibüs devrildi.
Dere yatağına uçan minibüsteki ölülerle yaralıları taşıyanlar Uludereli Kürtlerdi, aralarında biri bombardımanda oğlunu kaybetmişti.
Hiç duraksamadan yardıma koşmuşlardı.
İnsan olmak böyle bir şeydir, bir acı karşısında yardıma koşmaktır.
Çocukları yakanlar, bu vicdanlı insanları birer canavara çeviremeyecekler.
Ama bu canavarların ortada rahatça dolaşmasına imkân vermeyecek bir iklim yaratmak gerekiyor artık.
Gerginliği azaltmak gerekiyor.
Emrinde on binlerce polis olan bir İçişleri bakanının bütün köşe yazarlarını tehdit ederek “o yazıları senin ağzına tıkarım” dediği bir ülke gerginlikten kurtulmaz, bir İçişleri bakanı böyle haddini hukukunu bilmez bir densizlikle konuşursa, bundan böyle insanlar için bir trafik çevirmesinde tutuklanmak da, “havaya sıkılmış” bir mermiyle enseden vurulmak da olağanlaşır.
Sürekli şiddeti öven, yenmekten, ezmekten, öldürmekten söz eden bir başbakan, ipin ucunu bu yandan böyle sert bir şekilde çekerse, gerginlikten medet umanlar da öbür tarafından çekerler ve o ip sonunda hepimizin boğazına dolanır.
Şu anda, güneydeki üç komşumuz da Türkiye ile itişiyor.
Üç Şii ülkeyle Türkiye arasında gizli bir mezhep savaşı var gibi gözüküyor, eğer ülkenin içini gerginlikten kurtaramazsanız bu “gizli savaş” her fırsatta Türkiye’nin içinden başını gösterir.
Türkiye’nin eşitliği ve adaleti sağlaması tek kurtuluştur.
Birinci adım olarak, “aynı ülkede yaşayan Kürtlerle Türkler aynı haklara sahip olmalı”, bu adımı atmadan Türkiye’de gerginlikleri, çatışmaları durdurmak mümkün değil.
Şu anda Türkiye’nin bizzat kendi iktidarı tarafından içine sokulduğu bu gergin ortam, Türk, Kürt, Suriyeli her psikopata, yanan bebeklerden zevk ve yarar çıkartacağı büyük bir ölüm lunaparkı yaratıyor.
Herkesi “ezmekle” tehdit etmek, insanların inançlarını aşağılamak, ırklar arasındaki farkları savunmak, herkese bela getiriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar ülkenin bu gerginliği taşımasının ihtimali yok.
Şiddetle, askerle, polisle gerginliğin önlenemeyeceği, Antep’te patlayan bombayla, Şırnak’ın sadece 15 kilometre ötesinde PKK’lı gerillaların gösteriler düzenlemesiyle ortaya çıkıyor.
Her ırkın “eşit” olması, kimse için “yenilmek” anlamına gelmiyor, ırkçılıktan vazgeçmek, gelişmek, demokratlaşmak anlamına geliyor.
Bütün ülkenin “Uludere köylüleri” gibi vicdanlı olabilmesi, Antep katliamını gerçekleştiren psikopatların hayat sahasını kaybetmesi anlamına geliyor.
Hayatımız alçaklara lanet okumakla mı geçecek?
O alçakların yaşayamayacağı bir ülkeyi kurmak hiç mi aklımıza gelmeyecek?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ümitliyim, çünkü…
26.05.2020 - Bir Cinayet, bir Cenaze
21.01.2020 - Bu akşam Pariste babam, Malraux ve ben şampanya içeceğiz
6.02.2019 - Biz söylemeyeceksek kim söyleyecek?
28.11.2019 - ÜÇ CAM KUTU
23.11.2019 - Kâğıttan flüt
11.11.2019 - Rüyalar ve milliyetçilik
21.03.2020 - Yargıdaki çöküntüyü tamir etmek elinizde!
25.09.2018 - Milliyetçilik ve Aydınlar
19.09.2018 - Şatodaki Çiçek
26.08.2018
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































abdurrahim savcı
MUHTEŞEM BİR YAZI. ALLAH YOLUNUZU AÇIK ETSİN
emir
böylece gidebileceğinizi mi sanıyorsunuz? hem kalanlar hem gidenler adam akıllı bir mahkemede yargılanmadan, tüm o kirli balyoz ve ergenekon sürecinde yaptıklarınızın hesabını vermeden bir yere gidemezsiniz...
hayati
ferhat kentel in yazısının sonunda da dedigi gibi ins yarın öbür gün diğer ayrılanlarla birlikte, yollarınız yeniden kesişir. tekrar sizleri bi yerlerde yazarken görürüz
fusun turna
aşağıda verdiğim oylamalar ters yansıdı...Melih Altınoku onaylamıyorum çünkü Taraf ilk kurulduğundan beri aynı sorunu yaşıyor.Dolayısıyla kendine ters düşüyor.Açıklaması ise inandırıcı değil.