Ahmet TAŞGETİREN
“FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmasını anlamlı kılan şey, bir, partilerin bu konudaki günahını ortaya koyması ise, iki ve daha anlamlı yanı, ülkedeki yargı sancısının odaklaştığı zemin olmasıdır.
FETÖ ile iltisak konusunun halk nezdinde partileri ne kadar yıprattığı ya da yıpratıp yıpratmadığı tartışılabilir. Bir ölçüde etkili olduğunu sanıyorum, ama bu etkinin ekonomi gibi halkı derinden etkileyen ana gündemler yanında oldukça sınırlı olduğunu düşünüyorum.
FETÖ ile bir şekilde bağlantı, 15 Temmuz’dan bu yana ülkede yüzbinlerce insanın hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bir kalemde yüz bini aşkın insan devletteki işinden olmuş, 500 bini aşkın insan soruşturmaya tabi tutulmuş, aileler dağılmış, insanlar “terör suçluluğu” gibi bir damga ile yaşar hale gelmiş, halen de devam eden operasyonlarda hangi itirafçının jurnali ile bir sabah kimin kapısının çalınacağının bilinmediği bir sürek avı ortamı meydana gelmiş.
İltisak, irtibat, terör örgütü üyesi olmadığı halde örgüte yardım etmek… gibi önü – sonu belli olmayan suçlamalar…. Yargı’yı ülkenin en çok tartışılan alanı haline getirmiş.
Falanca derneğe üyelik, falanca yardım kuruluşuna bağış, falanca dersanede öğretmenlik, piknikte Risale okumak, evinde falanca derginin bulunması, öğrenci evinde kalmak, orada ablalık – abilik yapmak vs… örgüt faaliyeti çerçevesine sokulmuş ve insanlar mahkum edilmiş, işinden atılmış…
Bunlar, iktidarın icraatı halinde gerçekleşiyor.
İktidar, 17-25 Aralık 2013’ü milat olarak belirlemiş.
“Niye?” sorusunun cevabı karışık.
Paralel Devlet Yapılanmasının Yargı – Emniyet ayağının ülkeyi sarsacak boyutta arzı endam ettiği tarih o tarih. O açıdan tabii ki önemli bir tarih.
Ama sorgulama da tam orada başlıyor.
Nasıl gelindi oraya? Oraya gelişte, mesela falanca dersanede öğretmenlik yapan kişinin sorumluluğu ile örgütün devlet bünyesinde bu ölçüde yapılanmasına imkan hazırlayanın sorumluluğu aynı mı?
İktidarın bu kadrodan en stratejik alanlarda yararlandığı aşikar.
Buna mecbur kaldığı savunması da anlamsız değil.
“Ne istedilerse verilmiştir.” Uzunca bir dönem birlikte operasyon yapılmıştır.
Bu operasyonların askeri cenahta önemli bir kesimin tasfiyesi anlamına geldiği de vakıadır.
Bu işlerin Örgüt’ün Emniyet – Yargı elemanlarının “Kumpas” türü hukuk dışı uygulamaları ile gerçekleştiği de bilinmektedir. Bu dönemin mağduriyetleri “Askeri vesayet”in tasfiyesi gerekçesiyle “iş kazası” muamelesine tabi tutulmuştur.
Her bakanlıkta bir “Örgüt imamı”nın bulunduğu dönemler yaşanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bile Örgüt adına bir “İmam”ın bulunduğu ifade edilmiştir.
Bu yapı, evet, çok çok eski zamanlardan beri oluşum halindedir ve devlette yer edinmeye çalışmıştır. İktidarla, muhalefetle, istifade edebileceği herkesle ilişki kurmuştur. Muhazafakar toplum kesimlerinin sistem tarafından dışlanmışlığı aşma çabasının ayağıdır.
Ak Parti iktidarı dönemine gelindiğinde tam da bu noktada iktidarın ihtiyacı ile bu yapının hesabı birbiri ile örtüşmüş, evet tam o ifade ile “Devletin kılcal damarları”na nüfuz edilmiştir.
Bu birliktelikle Ak Parti’nin de “Askeri vesayet” setlerini aştığı bir vakıa değil midir?
Özetle 17-25 Aralık’a geliş, beslenip büyütülen bir yapının canavara dönüşmesinin hikayesidir.
Bu süreç iktidar tarafından “Saflık”la izah edilmiş, “Allah affetsin”le bağlanmıştır.
Belki de iktidarın bu ilişkilerine bakıp örgütle temas kuran insanlar diyor ki: “Siz bunca istihbarat kaynağınızla örgütü göremediniz, örgütü besleyip büyüttünüz, “Safmışız”la “Allah affetsin”le işi bağladınız, neden bizim payımıza cezaevi, devletten ihraç, terör örgütü ile iltisak düşüyor?
İşte bu, uzunca süredir Türkiye’yi sarsan yargı sancısını doğuran sorudur. Yargının kimyası olağanüstü sürecin yansımaları ile enfekte olmuştur. Devlet – Toplum ilişkileri ciddi yara almıştır.
İktidar henüz bu soru ve bu sancı ile yüzleşmiş değildir.
Muhaleet işi gücü bırakıp FETÖ savunması yapsa, -ki bu mümkün değildir- bunun kıymet-i harbiyesi nedir ki?
Ama iktidar gücüyle yaptığınız her hamle bir yapıyı bin misli büyütebilir. 7 Şubat, 17-25 Aralık operasyonu da, 15 Temmuz darbe girişimi de, maalesef örgütün geçen süreçte ne kadar cür’etkar hale geldiğinin göstergesidir. Örgüt o hale gelinceye kadar olan biteni görmemek de, o tırmanışa geçit vermek de hem ciddi özeleştiri, hem de sıradan halk kitlelerini anlamayı gerektiren hallerdir. En azından özeleştiri…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025