Akın ÖZÇER
Fransa Milli Meclisi 22 aralık günü “Fransa’nın yasayla tanıdığı soykırım suçlarının” kamuoyu önünde övülmesi, savunulması ya da inkârını yasaklayan Boyer Yasası’nı onayladı. Türkiye’nin yasaya karşı Meclis’i, hükümeti, siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla gösterdiği sert tepkilere, ikili ilişkileri askıya alma tehditlerine karşın... Konuyu yıllardır yakından izleyenler açısından bunun şaşırtıcı tarafı yok. Bir kere iktidar partisi UMP’nin desteğine sahip öneriye konunun asıl sahibi ana muhalefetteki Sosyalist Parti’nin (PS) karşı çıkması mümkün değildi; öyle de oldu. İkincisi, özünde AB çerçeve yönergesine dayanan önerinin öyle öne sürüldüğü gibi ifade özgürlüğüne aykırılığı nedeniyle Anayasa Konseyi’nden ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) dönecek bir hukuki zafiyeti yoktu; aşağıda izah edeceğim gibi yasanın da yok aslında.
Boyer Yasası Ermeni konusunda, yine Türkiye’nin tepkilerine karşın bundan on yıl önce çıkarılmış olan “Fransa’nın 1915 Ermeni soykırımını tanıdığına” ilişkin 29 Ocak 2001 yasasına dayanıyor. Ancak yasanın temelinde Yahudi soykırımının (shoah) inkârını yasaklayan 1990 tarihli Gayssot Yasası ve 9. maddesinin olduğunu vurgulamakta yarar var. Bu madde de, 1945 tarihli Londra Anlaşması’nın eki Nürnberg Uluslararası Askerî Mahkemesi Statüsü’ne atıfta bulunuyor ve Statü’nün 6. maddesinde zikredilen “insanlığa karşı suçların” inkârını suç sayıyor. Bu suçlar arasında sivil topluluklara karşı uygulanan “cinayet, imha, kölelik ve tehcir (déportation)” ile her türlü gayrı insani eylem sayılıyor. Madde ayrıca savaş sırasında ve öncesindeki suçları kapsamak suretiyle cezaların geriye doğru işlemesini de mümkün kılıyor. Tehcirin insanlığa karşı bir suç sayılması olsun, bu suçlarda cezaların geriye doğru işlemesi olsun ayrı bir tartışma konusu kuşkusuz.
Boyer Yasası’na dönersek, “Ermeni soykırımından” doğrudan söz etmiyor olsa da, yasanın Osmanlı Ermeni toplumunun soykırıma uğradığını inkâr etmenin cezalandırılması amaçlı hukuki bir araç olduğu açık. Nitekim Rosemarie Frangulian, Ara Krikorian ve Sevane Garibian gibi uzmanların bundan aylar önce bir Fransız Ermeni sitesinde yayınlanan “Gayssot Yasası’nın diğer soykırımlara genişletilmesi için hangi strateji izlenmeli” başlıklı belgesinde birbirine alternatif iki girişim önerilmişti. Bunlardan biri, Gayssot Yasası’na bir madde eklenmesi, diğeri yeni bir yasa çıkarılmasıydı. İşte Boyer Yasası ile bu ikinci seçenek gerçekleşmiş bulunuyor.
Kabul etmek gerekir ki Gayssot Yasası demokratik hukuk devletinin temelini oluşturan ifade özgürlüğüne sınırlama getiriyor. Demokrasilerde ifade özgürlüğü dâhil temel hak ve özgürlüklerin ancak başkasının temel hak ve özgürlüklerine tehdit oluşturduğu takdirde kısıtlanabileceği kabul görüyor. Şiddet ve teröre çağrı ve övgü ile “nefret suçları” sayılan ırkçılık ve insan onuruna hakaret bu kapsamda değerlendiriliyor. Belçika, İsviçre, İspanya Lüksemburg ve Almanya gibi ülkelerde de bugün Gayssot Yasası benzeri yasalar var. Peki, ama bu yasalar ve ifade özgürlüğüne getirdiği kısıtlamalar tüm bu ülkelerin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uygun mu?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) önüne gelmiş bir dava ve Mahkeme’nin aldığı karar bu konuda bir fikir edinmemizi sağlıyor. Özetle eski bir Nazi subayı Otto Ernst Remer, Yahudi soykırımını inkâr etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle 1992’de Almanya’da hapis cezasına mahkûm ediliyor; bu cezası 1994’te soykırımı inkârla ilgili yeni bir yasa uyarınca beş yıla çıkıyor. Remer iç hukuk yollarını tükettikten sonra AİHM’e Almanya’nın Sözleşme’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle başvuruda bulunuyor.
AİHM 6 Eylül 1995 tarihli kararında Remer’in başvurusunu, AİHS’in hakların kötüye kullanılmasına ilişkin 17. maddesine dayanarak reddediyor. Anılan madde sözleşme hükümlerinden hiçbirinin kimseye “Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerin yok edilmesine veya öngörüldüğünden daha geniş ölçüde sınırlamalara uğratılmasına yönelik bir etkinliğe girişme ya da eylemde bulunma hakkı” vermediğini vurguluyor. Dolayısıyla AİHM nefret söylemlerini olduğu kadar “shoah”yı inkârı “hak ve özgürlüklerin yok edilmesine yönelik bir eylem olarak değerlendiriyor. Bu karar bir bakıma Boyer Yasası için de bir emsal oluşturuyor. Geriye sadece 1915 tehcirinin Strasbourg Mahkemesi’nce “soah” gibi “soykırım” kabul edilip edilmeyeceği hususu kalıyor. Dolayısıyla AİHM’in, önüne geldiğinde AB çerçeve yönergesine dayanan bu yasa dolayısıyla Fransa’yı mutlaka mahkûm edeceğine ilişkin değerlendirmeler iyi dilekten öteye bir anlam taşımıyor.
Boyer Yasası, aslında Türkiye’de kamuoyunu şaşırtacak kadar yeni bir girişimin sonucu değil. Yukarıda belirttiğim gibi en azından yedi-sekiz yıldır üzerinde çalışılan ve geliştirilen bir konu. Ama devleti temsil eden bürokratik elitler, hoşlarına gitmeyen uyarıları görmezden gelmeyi, siyasilere aktarmaktansa uyutmayı ve böyle krizler yaşandığında resmî tez doğrultusunda toplumu galeyana getirmeyi marifet sayıyor. Oysa sorunun çözümü bağırıp çağırmaktan ve temcit planı gibi miadı geçmiş reçeteleri dayatmaktan değil, ciddiyetle çalışıp çağın demokratik değerlerine uygun politika üretmekten geçiyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023