Ali BAYRAMOĞLU
Dink davası tüm sıcaklığıyla yine gündemde. Çözülmemiş bir cinayet. Ortada dolaşan sorumlular. Yeni bir soruşturma. Yeni ithamlar.
Nasıl anlamlandırmak gerek?
Davayı “üç şehir” üzerinden izlemek mümkün.
İlki cinayetin planlandığı yer, Trabzon. İkincisi cinayetin işlendiği yer, İstanbul. Üçüncüsü cinayetle ilgili tüm uyarıların gittiği yer, Ankara.
Sorumlular ve sorumluluklar açısından ise bu üç mahalde “üç katman” var.
İlk katmanda cinayeti işleyen ve birinci elden yürüten pek çoğu bilenen ve tutuklu tetikçiler bulunuyor.
İkinci katmanı cinayet öncesi ve sonrası ihmalden kasıt ihtimaline uzanan bir çizgide karşımıza çıkan görevliler oluşturuyor. Bu açıdan liste çok kabarık: Cinayetin duyumunu alan, işin içinde bir haber elemanı bulunan Trabzon Emniyeti, aynı konumda bulunan Trabzon Jandarması, cinayet hazırlığının bildirildiği Ankara İstihbarat Dairesi, cinayete giden yolun ilk kilometre taşında Dink’in uyarılmasını isteyen Genelkurmay Başkanlığı, bu işi üstlenen MİT Müsteşarlığı, görevi yerine getiren İstanbul MİT Bölge Başkanlığı ve İstanbul Valiliği, cinayet hazırlığıyla ilgili bilgilendirilen ve delil toplama faslında pek çok anlamlı “kayıp”a imza atan İstanbul Emniyeti. Bunlara bir de Samsun’da katille bayraklı gösteri yapanları ekleyelim. Adeta tüm aktörleriyle bir devlet sistemi...
Üçüncü katmanda görünmeyenler ve bilinmeyenler var. Devlet kurum ve görevlilerinden cinayette aktif rol alma ve yönlendirme yapma ihtimalinden, Samast’ın cinayet sırasında yalnız olup olmadığına, cinayetin hangi derinlikte ve kim tarafından planlandığına giden onlarca soru ve onlarca bilinmeyen...
Ne yazıktır ki, cinayetin 5 yıl süren ilk ve ana davası başından itibaren sadece birinci katmana yoğunlaştı. Davayı Samast, Hayal ve Tuncel’in bitireceği sinyalleri verdi. Bu katmanla diğer katmanlar arasındaki bağlantıları ele almayı reddetti. Dahası, tüm dosya birleştirme taleplerini açıkta bırakarak engelledi.
Bu durumda pek çok insan için bu mahkeme de, ikinci katmanda kendisine rahatlıkla yer bulmuştu.
Davayı Yargıtay’ın bozmasından sonra şimdi dosya tekrar ele alınıyor.
Her gün bir başka sorumlunun sorgulanma haberini okuyoruz. Ankara İstihbarat Dairesi’nin ilgili şubesinin sorumlusu Ali Fuat Yılmazer, MİT görevlileriyle Hrant Dink’i “uyaran” dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Erfun Güngör, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah bunlar arasında...
Buradan bir yere ulaşılabilecek mi?
Vali Yardımcısı'nı sorgulayan savcı, dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı'nı ve Genelkurmay 2. Başkanı'nı da sorgulayabilecek mi? Bu sorumluluklar ana davayla birleşebilecek mi? Ve üçüncü katmana inmek mümkün olabilecek mi?
Aslında bunlar pek ala mümkündür...
Yargının hukuk ilkeleri etrafında, siyasi hesaplaşmaların dışında tutulması koşuluyla, ahlaki, idari, kanuni sorumluluklara uygun yaptırım sistemlerinin harekete geçirilmesi politikasıyla bunlar gerçekleşebilir.
Daha da fazlası söylenebilir.
Dink davası hala Türkiye’nin parçalanmış, kirlenmiş, siyasallaşmış yargı yapısını ayağa kaldıracak, kirli ve temizi birbirinden ayıracak, hasta dokuları her derinlikte teşhir etmeye vesile olabilecek tek dosyadır.
Bu dosya bugüne kadar herkesi korkuttu.
Siyasi iktidar bu davaya bu açıdan yaklaşmaktan kaçındı. Yargı kullandı ve davayı küçülttü. Güvenlik bürokrasisi davanın her anından endişe duydu.
Vahimi dava siyasi kavgalarda kullanıldı. Çatışan taraflar birbirilerini suçladılar, cinayetin sorumlusu olarak birbirlerini gösterdiler. Hala suçluyorlar, hala gösteriyorlar. Dün temizlik davalarını kontrol eden cemaat ulusalcılara işaret ediyordu. Bugünkü ortamda parmaklar cemaatçilere dönmeye başladı.
Ogün Samast’ın son açıklamaları bu duruma açık bir örnektir.
Yol böyle alınmaz.
Nasıl alınacağını ise hukuk tarif ediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025