Ali BAYRAMOĞLU
Hukuk-siyaset, devlet-toplum ilişkileri ve demokratikleşme süreci açısından Türkiye nereye gidiyor?
Bu konularda Türkiye'nin birkaç yıl öncesine oranla negatif bir seyir izlediğini söylemek gerekir.
Siyasi arenadaki atışmalar gerginlik ötesine geçmiş durumda... Asayiş tedbirleri Kürt politikasını iyice kuşatmış halde... "Sivilleşme süreci" açısından yaşanan gelişmeler demokratik raydan çıkıp iktidar kavgası rayına oturma görüntüsü veriyor... Gazeteci, akademisyen, öğrenci tutuklamaları açıklanabilir olmaktan çıkalı çok oldu... Terörle Mücadele Yasası ve oluşan yeri "adli refleks" üzerinden fikir ve eylem, şiddet ve siyaset arasındaki mesafeler iyice azaldı.
Peki neden?
Yanıt için ya da değişen "siyasi atmosferi anlamlandırmak" için "üç mesele"yi iyi anlamak gerekiyor.
Bunlardan "birincisi", özellikle Kürt meselesinde içinde bulunduğumuz aşamada siyasi araçların hızla devre dışı kalması, "siyasi çözüme dair meşruiyet"in yara alması ve güvenlikçi bir hava ve dilin ülkeye siyasi iktidara hâkim olmasıdır. Bunların ardında Kürt sorunuyla ilgili oluşan siyasi alanın bizzat Kürt hareketi tarafından tahrip edilmesi ve siyasi iktidarın da başlattığı siyasi görüşme sürecini durdurmasıdır. Diğer ifadeyle gerek toplumda gerek parlamentoda oluşmakta olan bir diyalog ve siyaset sürecinin, şiddet tarafından tahribatına, siyasi iktidarın "yasal şiddet" dışında verecek bir cevabının olmaması, bir alternatif üretememesidir.
Bu durum ise gerekçe ne olursa olsun, siyasi iktidar açısından bir başarısızlıktır.
Bu başarısızlığın farklı tezahürleri olmuştur.
Fiilen Kürt siyasi hareketiyle siyasi görüşmeler ve demokratik hamlelerden, bu hareketin silahlı, siyasi ve lojistik alanını tümüyle kontrol altına almaya giden bir politikaya geçilmiştir.
Stratejik açıdan ise, bu fiili hamleleri de besleyecek bir şekilde, demokratikleşme ve özgürlüklerin kötüye kullanılması, bu kullanımın Kürt hareketini beslediği fikri, açık telaffuz edilmemekle birlikte, siyasi iktidar ve siyasi karar çevrelerinde etkin bir görüş haline gelmiştir.
Vahimi bu görüşün Kürt sorunundan başlayarak basın ve düşünce alanını adım adım kuşatmaya başlaması, otoriterleşme kaygılarını artıran, tutuklamaları tahrik eden başka bir gerçek olarak karşımıza çıkmasıdır.
Sık söylüyoruz, Türkiye son on yıldır iç içe geçmiş, birbirini besleyen iki süreç yaşadı: Demokratikleşme süreci ve iktidar mücadelesi süreci...
Yıllar boyunca bunlardan demokratikleşme süreci önde durdu. Ancak bugün biliyoruz ki, gelinen noktada siyasi iktidar eski siyasi aktörler karşısında önemli ölçüde galip gelmiştir. Hükümet ve çevresi demokrasinin henüz tam konsolide olmadığını düşünse de siyasi alanı önemli ölçüde kontrol altına aldıklarının farkındadırlar.
Bu durum ise kaçınılmaz olarak AK Parti açısından devletleşme riskini ve farklı bir güç tanımını beraberinde getirmektedir. Bu güç tanımı etnik ve zor sorunlar karşısında devletçi bir dili ve bakış açısını tahrik etmektedir. Bu noktada, Türkiye'de basının dar eylem alanı ve siyasi muhalefetin yokluğu, yaşanan sorunu, yani siyasi iktidar ve demokrasi bağlarının gevşemesini, olağanlaştırarak ve alternatifsiz kılarak daha da derin bir mesele haline getirmektedir.
İkinci mesele de işte budur.
Üçüncü meseleye gelince...
Bir iktidar kavgasının "dinmesi", başka bir iktidar kavgasının alevlenmesine yol açmıştır.
Başbuğ'un tutuklanmasından Başbakan'ın rahatsız olması, Cumhurbaşkanı'nın emekli Genelkurmay Başkanı'nın "Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini" söylemesi, zaman içinde oluşan ve otonomlaşmaya yüz tutan "yargı-polis merkezli" bir yapıyla ya da otonom bir adli refleksle siyasi iktidar arasındaki ittifakın bozulmaya yüz tutmasının göstergeleridir.
Bu önemli ve yeni bir durumdur.
Bu durum otoriterleşme haline nasıl yol açıyor ya da Türkiye'nin geldiği son noktayı nasıl açıklıyor?
Yarın ele alacağız...
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025
8.11.2025