Ali Türer
Geldiği topraklarda tutunma yolunda her türlü tehdidi savuşturmak için kendini her an tetikte olmak zorunda hisseden bir toplum,ister istemez seçimlerini hâkim bu duygunun baskısı altında yapmak zorunda kalır. Tıpkı sevgisiz bir ortamda yetişen bir çocuğun ya insanları tümüyle reddeden el becerisine dayalı meslekleri ya da tam tersi insanla uğraşmayı gerektiren pisikolog, öğretmenlik, polislik gibi meslekleri seçiyor olmasında olduğu gibi bu tür toplumlarınyaptıkları seçimler deistemez sorunlu hale getirir. Çok sık kaza yapan şoförlerin çoğunda, yetişme koşullarına bağlı olarak gelişmişsaldırganlık ve düşmanlık duyguları saptayan yapılmış pek çok araştırma var.
Bu nedenle, Türk toplumunun içinden geçtiği modernleşme sürecinde, geliştirdiği modern eğitim anlayışını, bu anlayışı rehber almış modern eğitim yaşantılarını sorunlu buluyorum. Elbet de bu, bu eğitim anlayışı içinde ortaya çıkmış başarıları görmediğim anlamına gelmiyor, fakat sonuçta bu anlayışın ürettiği sorunları da görmek gerekiyor.
Bizde modern eğitim Avrupa toplumlarından farklı koşullarda gelişti, sonuçları da farklı oldu. Modern eğitimimiz devleti çökmekten kurtaracak önce askeri sonra siyasi elit yetiştirme temelinde gelişti. İttihat Terakki’nin eğitimden sorumlu bakanı Emrullah Efendi’nin“bizde eğitim Tuğba ağacı gibi yukarıdan aşağıya gelişir” derken işaret ettiği buydu.
Modern eğitime rehberlik eden anlayış içinde ortaya çıkan ürün ile ilgili şu eleştiriler yönetilebilir:
- Hukuka bağlılık, liyakat temelinde modern birbürokrasi geliştiremedik. Kendini atayana intisab (bağlılık),kendi atadığını himaye (koruma-kollama): Gelenekselbiat kültürü üzerinde inşa edebildiğimiz devlet memurukültürü bu oldu. Bugün siyasi iktidar-memur ilişkisinin içinde yaşadığı kültürel atmosferi bu oluşturuyor.
- Partiler temsil temelinde değil “devleti kurtarmak için” ortaya çıktılar. Bu nedenle siyasal yaşamda ona bağlı olarak da sosyal yaşamda uzlaşma kültürü gelişemedi.Lidere endeksli siyaset anlayışı yerleşti.
- Temel istihdam alanı devlet, esas olan devlet memurluğu olduğu için mesleki eğitim, mesleki kişilik sahibi birey yetiştirme, mesleki olgunluk gibi kavramlar da eğitim sistemi içinde gelişemedi.
- Kendini güvence altına alma duygusu Milliyetçilik, İslamcılık gibi akımları diri tuttu. Siyasi çatışmalar, kıyımlar, sürgünler, katliamlar, faili meçhuller bu topraklardan o nedenlehiç eksik olmadı.
Biz öğretmeni yetiştirirken ondan öncelikledinine, devletine, milletine bağlı kendini bunun için feda etmeye hazır fedakâr, vefakâr evlatlar yetiştirmesini istedik. Bugün hala eğitim sistemini bunu beceremedi diye eleştiriyoruz. 1889-1890’lı yıllarda dersler dualarla açılır dualarla kapanırdı, Cumhuriyet’ten sonrabunun yerini “Andımız” aldı. Eğitim “din ve devlet için” idi “millet ve devlet için” haline geldi. Oysa bu topraklarda sadece Türkler, sadece Müslümanlar yaşamıyordu. İlan edilmiş gelecek tasavvuru içinde (2023 Vizyonu) bu unsurların hala bir yeri yok, var mı?
Fakat haksızlık da etmeyelim, bu toplumun bu rotaya nasıl mecbur kaldığını da görmemiz lazım.
Modernleşme sürecinde önce,Osmanlıcılık adı altında ortak siyasi birlik, ortak kültür yaratma çabası içinde olduk. Tanzimat bunun adıdır.Fakat sonuçta bu tutmadı işte, bunu başarabilseydik belki bugün başka bir geleceği tartışıyor olacaktık.
Ama bu süreci(Osmanlıcılığı) iyi ki yaşadık. Bu süreç yaşanmasaydı öğretmen yetiştirmede iz bırakan Satı Bey gibi Arap kökenli bir eğitimcinin eğitime katkılarından, Jön Türklerin yetişmesine önemli rol oynamışAristoklis Efendi gibi değerli sanat tarihçisinin, antropoloğun modern eğitime katkılarından mahrum kalacaktık.Özellikle Sati Bey’in öğretmen yetiştirmeye ve modern eğitime pedagojik boyutta katkıları son derece belirleyicidir. Fakat, paradoks bu ya katkı verdikleri ürün sonuçta sonlarını getirdi.
Bu topraklarda Türkçülük ihtiyaç ve zorunluluğa dayalı olarakgelişti.Yani bugün her ne kadar inkâr edilse de Türkçülük başka türlü olunamadığı için içine girilmiş bir süreçti.MEB bürokratlarının “Türkler ulus bilincine geç ulaştılar” dedikleri için işlerinden olmaları, güvenlik eksenli travmanın hala toplumda ne kadar güçlü olduğunun göstergesi olması bakımında önemlidir.
Türk unsuru önemli yaşam alanlarının Balkan savaşları ile birdenbire elinden çıktığına tanık oldu.Millî Mücadelenin Türkçülük temelinde yükselmesinde bu travmanın etkisi göz ardı edilebilir mi? Cumhuriyetin başlarında siyasi birliğin Türk etnik kimliği etrafında sağlamaya çalışması bu nedenle anlaşılır bir olgudur.
Fakat bu süreçte yaşanan nüfus değişikliğinin, servetin el değiştirmesinin, nüfus mübadelelerinin, varlık vergisi uygulamalarının, Dersim’de yaşananların,6-7 Eylül olaylarının sonuçları da kabul edilmeli ki geride kalanlar için çok da hayırlı sonuçlar doğurmamıştır.
Demek istediğim öğretmen yetiştirme alanında bugün yaşanan karmaşayı anlamak için, toplumun içinde yaşadığı kültür atmosferini, yaşadığı duygusal travmaları, geliştirdiği savunma mekanizmalarınıgörmek gerekiyor. Yaşanan karmaşa bunlardan bağımsız, bunlar göz önünde tutulmadan anlaşılamaz.
Türkiye'de bugün 93 eğitim ve eğitim bilimleri fakültesi ile 50 eğitim enstitüsünde toplam 221 bin 530 öğrenci eğitim görüyor.Diğer yandan ilahiyat fakültesi mezunlarının din dersi öğretmeni olarak atanmasını 2017’de Danıştay durdursa da 60’ın üzerinde ilahiyat fakültesi bütün öğrencilerine pedolojik formasyon vermeye devam ediyor. Ayrıca Fen ve Edebiyat Fakültelerinden mezun olanlara eğitim fakültelerinde pedagojik formasyon da verilmeye devam ediliyor. Sonuçta bu okullar her yıl 70.000 civarında öğretmen adayınımezun ediyorlar.
MEB, Özel okullar, kurslar dahil kabaca 1 Milyon öğretmenimiz var istihdam edilen. Öte yandan 500 bin civarında da diplomalı atama bekleyen öğretmen adayımız var. Hatırlayın 30 yıl önce 1996-1998 yılları arasında MEB hangi fakülte mezunu olursa olsun önüne geleni üniversite mezununu öğretmen olarak istihdam ediyordu. O yıllardan yetiştirdiği öğretmenlerin ancak 3/2 sini istihdam edebilen bir noktaya nasıl geldik, bunun sorgulanması lazım.
Var olma serüveniniz sonuçta sizin özünüzü belirler,eylemleriniz de bu özü yansıtır. Eğitim sistemleri her toplumda modernleşme sürecinde yaşanan kültürel değişim süreçlerine, bireysel ihtiyaçlara, toplumsalbeklentilere, bunlarla belirlenen egemen ideolojiye, toplum tasarımına dayalı olarak şekillenirler. Öğretmen yetiştirme sistemi bunlardan bağımsız olarak ele alınamaz, anlaşılamaz.
Söylemek istediğim şu
Elbette geçmiş ile barışık olmalıyız. Geçmişiniz ile barışık olmadan oradan gelecek için deneyim çıkartamaz, ondan yararlanamazsınız. Fakat barışmanın yolu geçmiş ile yüzleşmekten geçiyor.Güvenliği önceleyen, bir tür savunma mekanizması anlamına gelen Türkçü, İslamcı anlayışlar içinde sıkışıp kaldığınız yerde bizatihi siz “Beka sorunu” haline gelirsiniz.
Ülkedeki bütün farklılıkları kucaklamadan, eğitimi demokratik, laik, farklılıklara saygı temeline, mesleki eğitim temelinde yeniden düzenlemeyi göze almadan, öğretmen yetiştirmenin programın yanı sıra bir yönetim, örgütlenme, rehberlik, hizmet içi eğitim sorunu olduğunu görmeden hiç bir soruna kalıcı çözüm bulamazsınız.
Bunun için geçmişle yüzleşmek,onunla barışmak ama buradan gelen ayak bağlarından kurtulmayı da göze almak zorundasınız.
Öğretmen yetiştirme alanında olağanüstü bir zenginliğe sahibiz. Peki bu zenginlikten yararlanabiliyor muyuz? Sahip olduğumuz olağanüstü zenginliği görmemiz, değerlendirebilmemiz sonuçtaÇağdaş toplum, çağdaş devlet olma yolunda yeni bir paradigma geliştirmemizebağlı.
Sonraki yazımda öğretmen yetiştirme alanında yaşanan karmaşayı, bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Bu duygularla öğretmen yetiştirme boyutundaboyutundakatkıyla kalıcı izler bırakan Selim Sabit Efendi, Sati Bey, Ethem Nejat, Emrullah Efendi, Aristoklis Efendi, Ayşe Sıddıka Hanım, İsmail Hakkı Tonguç, NafiAtuf Kansu gibi eğitimcilerimizi, bu sürece yön veren Mustafa Necati, Hasan Ali Yücel, Saffet Arıkan, Reşit Galip, Rüştü Uzelgibi yöneticilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.
Eğitim davasına kendini adamış bütün öğretmenlerimizin, eğitimcilerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları

















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024