Alper GÖRMÜŞ
Hrant Dink cinayeti bağlamında sürdürülen kamu görevlileri soruşturmasında savcılık dokuz yeni gözaltı kararı aldı ve davada tutuklu bulunan 5 polisten dördünün yeniden ifadelerine başvurulacağını açıkladı.
Savcı, sekiz ‘şüpheli’yi ‘tasarlayarak öldürme’ ve ‘örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak’ suçlamasıyla, tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk etti, fakat mahkeme sanıkların tümünün bu suçlamalardan tutuklanmalarına gerek olmadığına hükmedip tümünü serbest bıraktı. ‘Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ suçlamasıyla daha önce tutuklanan dört polisin tutukluluk halleri ise devam ediyor. (Cinayet sırasında İstanbul İstihbarat Müdürü olan Ahmet İlhan Güler mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakıldı.)
Savcının hamlesinin, cinayet öncesindeki tartışmalı istihbarat paylaşımları sırasında Trabzon İstihbarat Müdürü olan ve bugün Emniyet istihbaratının bir numaralı koltuğunda oturan Engin Dinç’in ifadesinden kısa bir süre sonrasına rastlaması, yeni gözaltı kararlarının bu ifadeyle bağlantılı olup olmadığı sorularını da beraberinde getirdi.
Bu yazıda, iki yıldır sürdürülmekte olan soruşturmada bugüne kadar ifadesi alınan polislerin savunmaları üzerinden bu yeni gelişmeyi anlamlandırmaya çalışacağım.
Tutuklamaların tümü Trabzon’dan
Soruşturmanın ilk savcısı Yusuf Hakkı Doğan’ın ‘şüpheli’ sıfatıyla sorguladığı bir dizi kamu görevlisinin ardından, soruşturmayı savcı Gökalp Kökçü devraldı. İki yıla yaklaşan bu dönem boyunca şu kişiler tutuklandı:
Ramazan Akyürek: Cinayet sırasında Trabzon Emniyet Müdürü.
Ali Fuat Yılmazer: Cinayet sırasında İstihbarat Daire Başkanlığı (İDB) C Şube Müdürü.
Ercan Demir: Cinayet sırasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünde âmir.
Özkan Mumcu: Cinayet sırasında Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde komiser.
Muhittin Zenit: Cinayet sırasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde polis.
Savcılar, aralarında cinayet sırasında İstihbarat Daire Başkanı olan Sabri Uzun, İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olan Ahmet İlhan Güler ile çok sayıda başka kamu görevlisinin de ifadelerini almışlar, bir istisna dışında yukarıdakilerin dışında başka bir tutuklama talebinde bulunmamışlardı.
İstisnaya konu olan kamu görevlisi, cinayet sırasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Faruk Sarı’ydı. Savcı, ifadesini aldıktan sonra onu da tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk etmiş, fakat mahkeme yurtdışı yasağı koşuluyla Sarı’yı serbest bırakmıştı.
Esas mesele: ‘Dink mutlaka öldürülecek’ raporu
Soruşturmanın her iki savcısı, ifadelerini aldıkları polislere geniş bir çerçevede sorular sorsalar da, asıl odaklandıkları konu, tutuklu polis memuru Muhittin Zenit tarafından hazırlanıp Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne verilen ve “Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun Hrant Dink’i öldürecek” ibaresini içeren F4 raporuydu. Zaten savcılar bu rapor için “esas sorumluluk doğuran belge” nitelemesinde bulunuyorlar.
Tutuklamalar, bu raporu eksik aktarmak, manipüle etmek ya da gereğini yapmamak gibi suçlamalar temelinde gerçekleştirilmişti. Fakat ilginç bir biçimde, bu raporun sorumluluğunu herkesten daha fazla taşıyan isim olan Engin Dinç’in (Muhittin Zenit’in roporu ilettiği Trabzon İstihbarat Şube Müdürü) ifadesine bir türlü baş vurulmuyordu.
Geçtiğimiz günlerde nihayet bu adım atıldı. Böylece soruşturma, savcının artık iddianamesini yazacağı bir aşamaya gelmiş gibi görünüyordu ki, yeni gözaltı kararları geldi.
Şimdi, soruşturmanın en önemli isimlerinin F4 raporuyla ilgili olarak kendilerine yöneltilmiş soruları nasıl cevapladıklarına bakalım ve yeni gözaltı kararlarının bu cevaplarla bağlantılarını anlamaya çalışalım. Soruşturmanın ilk savcısı Yusuf Hakkı Doğan, raporu soru haline getirirken şu özetlemeyi yapmıştı:
“Soruldu: Trabzon’da Muhittin Zenit tarafından düzenlenen F4 raporunun birinci paragrafında Dink’e karşı büyük bir eylemde bulunulacağı söyleniyor... İkinci paragrafta Dink’in öldürüleceği yazılı... Üçüncü paragrafta eylemciler(in) eyleme giderken baz istasyonlarının takibine takılmamak için cep telefonlarını yanlarında götürmeyecekleri, köyde bırakacakları (belirtiliyor)... Dördüncü paragrafta silahı köyden temin edecekleri (yazılı)... Beşinci paragrafta raporu düzenleyen memurun değerlendirmesi var, ‘bu kişiler kafaya koydukları eylemi yaparlar, bu haberin önemsenmesi gerekiyor’ deniyor.”
Ramazan Akyürek ve F4 raporu
Savcı, bu özetlemeyi yaptıktan sonra, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’e soruyor: “Bu rapor size sunuldu mu?”
Akyürek, soruya şu cevabı veriyor:“Bu rapor bana sunuldu. Esasında birinci paragrafta yer alan ses getirici eylem ve son paragrafta bu kişiler kafaya koydukları eylemi yaparlar şeklindeki bilginin İstanbul’a aktarıldığı açıktır.”
Savcı soruyor: “Neden öldürüleceği bilgisi aktarılmadı?”
Akyürek’in cevabı:“Ben esasen bu detayları hatırlamıyorum. Hrant Dink’e yapılacak eylem ile ilgili olarak o dönemde istihbarat müdürü olan Engin Dinç yazıdan ayrıca İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ile konunun paylaşıldığını söyledi. Biz o yazıda Hrant Dink’in öldürüleceği kelimesi üzerinde durmadık, zaten ses getirecek bir eylem denildiğinde aynı şeyi anladık.”
Savcı, “öldürmek” fiilinin açıkça telaffuz edildiği bir rapor aktarılırken neden bu fiilin kullanılmasından imtina edilip, onun yerine “ciddi bir eylem” ifadesinin konduğu sorusuna verilen bu cevaptan tatmin olmamış olacak ki, sorgunun sonunda rapora yeniden dönüyor ve oradaki kuvvetli ifadelerden birini daha hatırlatıyor:
“İstanbul Emniyetine gönderilen 17/02/2006 tarihli yazıda ‘Hrant DİNK’e yönelik ses getirecek bir eylem yapılacağı’ yazılı idi, oysa ki istihbarat daire başkanlığına gönderilen 15/02/2006 tarih ve 09 sayılı F4 raporu içeriğinde ‘Yasin HAYAL ne pahasına olursa olsun Hrant DİNK’i öldürecek” ibaresi açık açık yazıyordu.”
Bir kez daha aynı soruyla karşılaşınca, Akyürek’in cevabı şöyle oluyor:“Bu soruya en sağlıklı cevabı o dönemde Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan ve bu dönemde de İstihbarat Daire Başkanı olan Engin DİNÇ verebilir.”
Engin Dinç’in soruya ne cevap verdiğine geleceğiz. Fakat kronolojik gidelim ve ondan önce kendisine bu sorunun tevcih edildiği Ali Fuat Yılmazer’in ne dediğine bakalım.
Ali Fuat Yılmazer ve F4 raporu
Trabzon Emniyet Müdürlüğü, söz konusu raporla ilgili olarak İstanbul Emniyeti’ni, içeriği yukarıdaki gibi olan ve savcıyı tatmin etmediği anlaşılan “bilgi notu”yla bilgilendirirken, Ankara’daki İDB’nin C şubesine yalnızca bu notu değil, Muhittin Zenit’in raporunun fotokopisini de ekleyip göndermişti. Yani, İDB’nin C şubesi başkanı olarak Ali Fuat Yılmazer, cinayet planının bütün ayrıntılarıyla ilgili olarak haberdar edilmişti.
Fakat Yılmazer, ifadesinde, ne bilgi notunu ne de F4 raporunu Dink öldürülene kadar hiç görmediğini söyleyecekti. Çünkü raporun Ankara’ya, C şubesine geldiği gün İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’la yurtdışına gitmişti ve dönüşte de kendisine hiçbir bilgi iletilmemişti:
“Bu rapor bana sunulmadı. Benim bilgim yoktur. Bu konuda yardımcım Bülent DEMİREL bana bilgi vermedi.”
Bülent Demirel ise bu ifadeden önce Mülkiye müfettişlerine ifade vermiş, “O tarihte il dışında bulunan şube müdürünün dönüşte konudan haberdar edilmesi için ‘arz edildi’ notunun düşüldüğünü beyan” etmişti.
Savcı, Bülent Demirel’in ifadesine baş vurmamıştı daha önce, şimdi gözaltı kararı verilenler arasında o da var. Muhtemelen, Ali Fuat Yılmazer’in F4 roporunu görüp görmediği bahsi de kendisine soruldu.
Engin Dinç ve F4 raporu
En sonunda ifadesine başvurulan Engin Dinç’e yönelik sorular da beklendiği gibi F4 raporu ekseninde düzenlenmişti. Savcı, tıpkı Akyürek ve Yılmazer’de olduğu gibi, İstanbul’a yazılı bildirimde neden “öldürülecek” fiiline yer verilmediğini sorgulamış olmalı. Fakat basına yansıyan ifadede bu ayrıntıya yer verilmiyor, Dinç’in “Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik bir eylem yapmayı planladığı hususunun İstanbul’a bildirildiği” yönündeki sözlerine yer veriliyordu.
Fakat artık biliyoruz ki, mesele “İstanbul’a bildirme” değil, İstanbul’a nasıl bildirildiği ve bildirilirken “öldürme” fiilinin neden telaffuz edilmediği...
Engin Dinç ifadesinde, artık hepimizin bildiği raporu göndermekle yetinmeyip aynı gün İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’i telefonla da aradığını belirtiyor. Fakat telefonda “öldürme” fiilinin telaffuz edilip edilmediği hususu yine belirsiz kalıyor.
Savcı Kökçü, daha önce ifadesini aldığı Ahmet İlhan Güler için yeniden gözaltı ve ifade kararı aldı. Güler savcıya ifadesini verdi. Büyük bir ihtimalle, Engin Dinç’in sorgusundan çıkan bilgiler doğrultusunda, “esas sorumluluk doğuran belge” dediği F4 raporuyla ve Dink’in neden korunmadığıyla ilgili olarak Güler’e yeni sorular sordu.
Cinayet gecesi toplantısı
Cinayet sırasında İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, Savcı Kökçü’ye verdiği ifadede, cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007’nin gecesinde, İçişleri ve Adalet bakanları da dahil bütün üst düzey adalet, emniyet ve istihbarat yetkililerinin katıldığı toplantıyı anlatmıştı. Cerrah, o toplantıda, cinayet öncesinde Trabzon Emniyet Müdürü, cinayet sırasında ise İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek’e ellerinde bir bilgi olup olmadığını sorduğunda “Hiçbir şey yok” cevabı aldığını söylemişti.
Cerrah, sonraki birkaç gün içinde gerçekleştirilen gözaltılar sonucunda, Akyürek’in birçok şeyi bildiği halde o gece bu bilgileri kendilerinden gizlediğinin ortaya çıktığını da söylemişti.
Peki, Emniyet istihbaratının en tepesindeki ismin, cinayetin sorumlularının ve faillerinin ortaya çıkmaması için hükümetten bilgi gizlediğini öğrendikten sonra ne yapmıştı o gece o toplantıya katılanlar? Hiçbir şey.
Cinayet gecesi toplantısı, Hrant Dink cinayetinin ve sonraki “örtme” faaliyetinin devlet içindeki çeşitli kesimleri kapsayan ‘kolektif’ bir eylem olduğunun bir itirafı değil mi?
Savcı’nın yeni tutuklama talepleri, cinayeti böyle değerlendirdiğini gösteriyor. Bakalım nereye kadar gidebilecek?
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/dink-sorusturmasinda-son-gozaltilarin-anlami-ne
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025