Alper GÖRMÜŞ
Hrant Dink cinayeti bağlamında sürdürülen kamu görevlileri soruşturmasında savcılık dokuz yeni gözaltı kararı aldı ve davada tutuklu bulunan 5 polisten dördünün yeniden ifadelerine başvurulacağını açıkladı.
Savcı, sekiz ‘şüpheli’yi ‘tasarlayarak öldürme’ ve ‘örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak’ suçlamasıyla, tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk etti, fakat mahkeme sanıkların tümünün bu suçlamalardan tutuklanmalarına gerek olmadığına hükmedip tümünü serbest bıraktı. ‘Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ suçlamasıyla daha önce tutuklanan dört polisin tutukluluk halleri ise devam ediyor. (Cinayet sırasında İstanbul İstihbarat Müdürü olan Ahmet İlhan Güler mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakıldı.)
Savcının hamlesinin, cinayet öncesindeki tartışmalı istihbarat paylaşımları sırasında Trabzon İstihbarat Müdürü olan ve bugün Emniyet istihbaratının bir numaralı koltuğunda oturan Engin Dinç’in ifadesinden kısa bir süre sonrasına rastlaması, yeni gözaltı kararlarının bu ifadeyle bağlantılı olup olmadığı sorularını da beraberinde getirdi.
Bu yazıda, iki yıldır sürdürülmekte olan soruşturmada bugüne kadar ifadesi alınan polislerin savunmaları üzerinden bu yeni gelişmeyi anlamlandırmaya çalışacağım.
Tutuklamaların tümü Trabzon’dan
Soruşturmanın ilk savcısı Yusuf Hakkı Doğan’ın ‘şüpheli’ sıfatıyla sorguladığı bir dizi kamu görevlisinin ardından, soruşturmayı savcı Gökalp Kökçü devraldı. İki yıla yaklaşan bu dönem boyunca şu kişiler tutuklandı:
Ramazan Akyürek: Cinayet sırasında Trabzon Emniyet Müdürü.
Ali Fuat Yılmazer: Cinayet sırasında İstihbarat Daire Başkanlığı (İDB) C Şube Müdürü.
Ercan Demir: Cinayet sırasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünde âmir.
Özkan Mumcu: Cinayet sırasında Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde komiser.
Muhittin Zenit: Cinayet sırasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde polis.
Savcılar, aralarında cinayet sırasında İstihbarat Daire Başkanı olan Sabri Uzun, İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olan Ahmet İlhan Güler ile çok sayıda başka kamu görevlisinin de ifadelerini almışlar, bir istisna dışında yukarıdakilerin dışında başka bir tutuklama talebinde bulunmamışlardı.
İstisnaya konu olan kamu görevlisi, cinayet sırasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Faruk Sarı’ydı. Savcı, ifadesini aldıktan sonra onu da tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk etmiş, fakat mahkeme yurtdışı yasağı koşuluyla Sarı’yı serbest bırakmıştı.
Esas mesele: ‘Dink mutlaka öldürülecek’ raporu
Soruşturmanın her iki savcısı, ifadelerini aldıkları polislere geniş bir çerçevede sorular sorsalar da, asıl odaklandıkları konu, tutuklu polis memuru Muhittin Zenit tarafından hazırlanıp Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne verilen ve “Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun Hrant Dink’i öldürecek” ibaresini içeren F4 raporuydu. Zaten savcılar bu rapor için “esas sorumluluk doğuran belge” nitelemesinde bulunuyorlar.
Tutuklamalar, bu raporu eksik aktarmak, manipüle etmek ya da gereğini yapmamak gibi suçlamalar temelinde gerçekleştirilmişti. Fakat ilginç bir biçimde, bu raporun sorumluluğunu herkesten daha fazla taşıyan isim olan Engin Dinç’in (Muhittin Zenit’in roporu ilettiği Trabzon İstihbarat Şube Müdürü) ifadesine bir türlü baş vurulmuyordu.
Geçtiğimiz günlerde nihayet bu adım atıldı. Böylece soruşturma, savcının artık iddianamesini yazacağı bir aşamaya gelmiş gibi görünüyordu ki, yeni gözaltı kararları geldi.
Şimdi, soruşturmanın en önemli isimlerinin F4 raporuyla ilgili olarak kendilerine yöneltilmiş soruları nasıl cevapladıklarına bakalım ve yeni gözaltı kararlarının bu cevaplarla bağlantılarını anlamaya çalışalım. Soruşturmanın ilk savcısı Yusuf Hakkı Doğan, raporu soru haline getirirken şu özetlemeyi yapmıştı:
“Soruldu: Trabzon’da Muhittin Zenit tarafından düzenlenen F4 raporunun birinci paragrafında Dink’e karşı büyük bir eylemde bulunulacağı söyleniyor... İkinci paragrafta Dink’in öldürüleceği yazılı... Üçüncü paragrafta eylemciler(in) eyleme giderken baz istasyonlarının takibine takılmamak için cep telefonlarını yanlarında götürmeyecekleri, köyde bırakacakları (belirtiliyor)... Dördüncü paragrafta silahı köyden temin edecekleri (yazılı)... Beşinci paragrafta raporu düzenleyen memurun değerlendirmesi var, ‘bu kişiler kafaya koydukları eylemi yaparlar, bu haberin önemsenmesi gerekiyor’ deniyor.”
Ramazan Akyürek ve F4 raporu
Savcı, bu özetlemeyi yaptıktan sonra, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’e soruyor: “Bu rapor size sunuldu mu?”
Akyürek, soruya şu cevabı veriyor:“Bu rapor bana sunuldu. Esasında birinci paragrafta yer alan ses getirici eylem ve son paragrafta bu kişiler kafaya koydukları eylemi yaparlar şeklindeki bilginin İstanbul’a aktarıldığı açıktır.”
Savcı soruyor: “Neden öldürüleceği bilgisi aktarılmadı?”
Akyürek’in cevabı:“Ben esasen bu detayları hatırlamıyorum. Hrant Dink’e yapılacak eylem ile ilgili olarak o dönemde istihbarat müdürü olan Engin Dinç yazıdan ayrıca İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ile konunun paylaşıldığını söyledi. Biz o yazıda Hrant Dink’in öldürüleceği kelimesi üzerinde durmadık, zaten ses getirecek bir eylem denildiğinde aynı şeyi anladık.”
Savcı, “öldürmek” fiilinin açıkça telaffuz edildiği bir rapor aktarılırken neden bu fiilin kullanılmasından imtina edilip, onun yerine “ciddi bir eylem” ifadesinin konduğu sorusuna verilen bu cevaptan tatmin olmamış olacak ki, sorgunun sonunda rapora yeniden dönüyor ve oradaki kuvvetli ifadelerden birini daha hatırlatıyor:
“İstanbul Emniyetine gönderilen 17/02/2006 tarihli yazıda ‘Hrant DİNK’e yönelik ses getirecek bir eylem yapılacağı’ yazılı idi, oysa ki istihbarat daire başkanlığına gönderilen 15/02/2006 tarih ve 09 sayılı F4 raporu içeriğinde ‘Yasin HAYAL ne pahasına olursa olsun Hrant DİNK’i öldürecek” ibaresi açık açık yazıyordu.”
Bir kez daha aynı soruyla karşılaşınca, Akyürek’in cevabı şöyle oluyor:“Bu soruya en sağlıklı cevabı o dönemde Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan ve bu dönemde de İstihbarat Daire Başkanı olan Engin DİNÇ verebilir.”
Engin Dinç’in soruya ne cevap verdiğine geleceğiz. Fakat kronolojik gidelim ve ondan önce kendisine bu sorunun tevcih edildiği Ali Fuat Yılmazer’in ne dediğine bakalım.
Ali Fuat Yılmazer ve F4 raporu
Trabzon Emniyet Müdürlüğü, söz konusu raporla ilgili olarak İstanbul Emniyeti’ni, içeriği yukarıdaki gibi olan ve savcıyı tatmin etmediği anlaşılan “bilgi notu”yla bilgilendirirken, Ankara’daki İDB’nin C şubesine yalnızca bu notu değil, Muhittin Zenit’in raporunun fotokopisini de ekleyip göndermişti. Yani, İDB’nin C şubesi başkanı olarak Ali Fuat Yılmazer, cinayet planının bütün ayrıntılarıyla ilgili olarak haberdar edilmişti.
Fakat Yılmazer, ifadesinde, ne bilgi notunu ne de F4 raporunu Dink öldürülene kadar hiç görmediğini söyleyecekti. Çünkü raporun Ankara’ya, C şubesine geldiği gün İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’la yurtdışına gitmişti ve dönüşte de kendisine hiçbir bilgi iletilmemişti:
“Bu rapor bana sunulmadı. Benim bilgim yoktur. Bu konuda yardımcım Bülent DEMİREL bana bilgi vermedi.”
Bülent Demirel ise bu ifadeden önce Mülkiye müfettişlerine ifade vermiş, “O tarihte il dışında bulunan şube müdürünün dönüşte konudan haberdar edilmesi için ‘arz edildi’ notunun düşüldüğünü beyan” etmişti.
Savcı, Bülent Demirel’in ifadesine baş vurmamıştı daha önce, şimdi gözaltı kararı verilenler arasında o da var. Muhtemelen, Ali Fuat Yılmazer’in F4 roporunu görüp görmediği bahsi de kendisine soruldu.
Engin Dinç ve F4 raporu
En sonunda ifadesine başvurulan Engin Dinç’e yönelik sorular da beklendiği gibi F4 raporu ekseninde düzenlenmişti. Savcı, tıpkı Akyürek ve Yılmazer’de olduğu gibi, İstanbul’a yazılı bildirimde neden “öldürülecek” fiiline yer verilmediğini sorgulamış olmalı. Fakat basına yansıyan ifadede bu ayrıntıya yer verilmiyor, Dinç’in “Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik bir eylem yapmayı planladığı hususunun İstanbul’a bildirildiği” yönündeki sözlerine yer veriliyordu.
Fakat artık biliyoruz ki, mesele “İstanbul’a bildirme” değil, İstanbul’a nasıl bildirildiği ve bildirilirken “öldürme” fiilinin neden telaffuz edilmediği...
Engin Dinç ifadesinde, artık hepimizin bildiği raporu göndermekle yetinmeyip aynı gün İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’i telefonla da aradığını belirtiyor. Fakat telefonda “öldürme” fiilinin telaffuz edilip edilmediği hususu yine belirsiz kalıyor.
Savcı Kökçü, daha önce ifadesini aldığı Ahmet İlhan Güler için yeniden gözaltı ve ifade kararı aldı. Güler savcıya ifadesini verdi. Büyük bir ihtimalle, Engin Dinç’in sorgusundan çıkan bilgiler doğrultusunda, “esas sorumluluk doğuran belge” dediği F4 raporuyla ve Dink’in neden korunmadığıyla ilgili olarak Güler’e yeni sorular sordu.
Cinayet gecesi toplantısı
Cinayet sırasında İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, Savcı Kökçü’ye verdiği ifadede, cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007’nin gecesinde, İçişleri ve Adalet bakanları da dahil bütün üst düzey adalet, emniyet ve istihbarat yetkililerinin katıldığı toplantıyı anlatmıştı. Cerrah, o toplantıda, cinayet öncesinde Trabzon Emniyet Müdürü, cinayet sırasında ise İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek’e ellerinde bir bilgi olup olmadığını sorduğunda “Hiçbir şey yok” cevabı aldığını söylemişti.
Cerrah, sonraki birkaç gün içinde gerçekleştirilen gözaltılar sonucunda, Akyürek’in birçok şeyi bildiği halde o gece bu bilgileri kendilerinden gizlediğinin ortaya çıktığını da söylemişti.
Peki, Emniyet istihbaratının en tepesindeki ismin, cinayetin sorumlularının ve faillerinin ortaya çıkmaması için hükümetten bilgi gizlediğini öğrendikten sonra ne yapmıştı o gece o toplantıya katılanlar? Hiçbir şey.
Cinayet gecesi toplantısı, Hrant Dink cinayetinin ve sonraki “örtme” faaliyetinin devlet içindeki çeşitli kesimleri kapsayan ‘kolektif’ bir eylem olduğunun bir itirafı değil mi?
Savcı’nın yeni tutuklama talepleri, cinayeti böyle değerlendirdiğini gösteriyor. Bakalım nereye kadar gidebilecek?
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/dink-sorusturmasinda-son-gozaltilarin-anlami-ne
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025