Berat ÖZİPEK
Post-modern zamanlarda yaşıyoruz. Hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Bu ülkede pek çok konu üzerinden başka bir kavga verilir ve herkes de bunu bilir. Son yolsuzluk operasyonunu, tıpkı MİT Krizi gibi bu mücadelenin bir parçası olarak okuyanlar haklı olabilir.
Ancak, isterse bütün bu operasyonu yapan ekibin cemaatsel bağlantıları saptanmış olsun, iktidara düşen, bu soruşturmanın hukuka uygun biçimde yürütülmesini sağlamaktır.
Bunun anlamı, yetkilerini kötüye kullanan yargı bürokratlarının her yaptığına teslim olmak değil elbette. Gerekirse onlara rağmen, adaletin önündeki engelleri kaldırmaktan söz ediyorum.
Hükümetin hem hukuki ve ahlaki olarak yapması gereken budur, hem de siyasi basiretin gereği olarak.
Çünkü Türkiye toplumu, Ak Parti veya CHP’nin içinde yolsuzluk yapan olduğunu duyduğunda şaşırmaz, o partiyle ilgili hayalleri yıkılmaz. Ama yolsuzluğun ve onu yapanın korunduğuna inandığında bu olur.
Şimdi Ak Parti iktidarına düşen, bir yandan bu soruşturmanın derinleştirilerek devam etmesi, hukuki sürecin gereği gibi işlemesini sağlaması, diğer yandan da bu operasyonun iddia edilen karanlık örgütsel boyutunun ortaya çıkarılmasıdır.
Böyle yaptığında, yolsuzlukla ilgili iddialara, bu operasyonu kotaran gücün niyetinden bakmadan ciddiye alıp bizzat kendisi üstüne gittiğinde, bunu hem ülke hem de kendisi için avantaja dönüştürmeyi başarır; tezgâhsa ortaya çıkarır, değilse arınma için vesile olur. Çok muhtemeldir ki, bu ikisi aynı anda gerçekleşir.
**
Cemaate gelince.
Onları içinde bulundukları durum ve ruh haliyle ilgili olarak uyarmak da boynumuzun borcu.
Yolsuzluk iddialarının takipçisi olmak değil tabii ki kastettiğim; bundan ibaret olsa çok da değerli olurdu.
Yanlış olan, Fethullah Hoca’nın öfkesinde ifadesini bulan bir teyakkuz hali ve bariz bir sağduyu kaybı.
Yolsuzluk meselesinin o medya tarafından adeta bir savaş olarak yürütülüyor olması, en alakasız insanlara bile, meselenin yolsuzluktan ibaret olmadığını açık biçimde gösteriyor.
Kavganın yolsuzluktan ibaret olmayan boyutunun aşikar olması, Ak Parti tabanı dahil pek çok kişinin ilgisini, başka bir zaman olsa ciddiye alabileceği iddialara değil, kavgaya ve operasyonun arkaplanına ilişkin tartışmalara yöneltiyor.
Dahası, sosyal medyada Cemaatten olarak bilinen ve bazıları gerçekten öyle olan pek çok ismin aynı ruh haliyle yazıp çizdikleri de bu sağduyu kaybına işaret ediyor.
Yıllarca “tedbir ve “teenni” diyen bir çevre, acaba “Hükümetle cemaat savaşını cemaat kazanır” diyenlere inanmış olabilir mi? Kendisine böylesine büyük bir güç atfetme hatası yapabilir mi?
Eğer öyleyse, bu olağanüstü vahim bir hata olur.
Çünkü bu “savaşı” hükümet kaybetmez; o kaybetse bile cemaat kazanmaz.
Herkes gibi cemaat mensuplarının da kamu bürokrasisi içinde var olma hakkı elbette vardır; ama herkes için aynı anda geçerli olan somut hukuk normlarına uyarak.
Ve kamu politikasını belirleme yetkisi seçilmiş siyasi iktidarındır.
**
Her halükarda yapılması gereken açık.
Operasyonu yürütenlere ilişkin kuşkulardan, hatta somut bazı bağlantılara ilişkin tespitlerden bağımsız olarak, iddiaların üstüne gidilmeli. Suça ilişkin güçlü delillerin olduğu durumlarda, söz konusu siyasiler istifa da ettirilmeli.
Kamu bürokrasisi içinde örgütsel veya cemaatsel aidiyeti uyması gereken normların önüne geçen ve ait olduğu çevrenin talimatıyla operasyon yapan bürokratların olduğu durumlarda, cemaatçi, liberal, solcu, sağcı, mason veya başkası, cadı avına dönüştürülmeden onlar da görevden alınmalı.
Ve siyasete sahip çıkılmalı. Çözüm Süreci veya başka her konuda karar verme ve uygulama yetkisinin seçilmiş siyasi iktidarda olduğunu herkes kabul etmeli. Atilla Yayla’nın dediği gibi “yanlış olan bürokratik vesayetin kendisidir, bürokratik vesayet girişiminin üniformalı memurdan mı üniformasız memurdan mı geldiği teferruattır.”
**
İş bu noktaya gelmeyebilirdi.
Ama geldi.
Bu noktada her kesimden makul insanlara düşen, hangi tarafta olurlarsa olsunlar, artık adil bir gözlemcilikten başkası değil.
http://www.ajanshaber.com/Article/berat-ozipek/bu-kavgada-ne-yapmali-/153
23 Arakık 2013
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024