Cafer Solgun
Önceki yazımda üzerinde durduğum tarihin tekerleklerinin gösterdiği yönü, tabii ki Türkiye’de de görenler ve ona göre tutum almaya çalışanlar oldu. Özellikle Kürt sorunu konusunda…
Bazı şeyler, yaşandığı günlerde değil de zamanla anlamını, değerini buluyor. Yakın siyasi tarihin önemli politik aktörlerinden Turgut Özal ve onun Kürt sorunuyla ilgili tutumu, bu tür bir örnek. Yiğidi öldür ama hakkını yeme demişler: Özal, şartları olduğu gibi analiz eden ve o şartların yön verdiği gidişata gözlerini kapamayan, görmeye cesaret eden bir politikacıydı. Sanırım Türkiye siyasi literatüründe “vizyon” ve “vizyoner” kavramlarını popüler hale getiren de oydu…
Özal’ın başbakanlığının ilk yıllarında soruna yaklaşımı, “üç-beş eşkıya” biçimindeydi, bir “asayiş” sorunu söz konusu idi ve tatiline ara vermeyi gerektirecek bir önemi de yoktu (1984). Yine de başbakanlığı döneminde devletin egemen politikasıyla uyumlu şekilde bölgeye askeri yığınak yapılmasının yanı sıra Olağanüstü Hal Bölge Valiliği, köy koruculuğu gibi “askeri güvenlik” politikaları geliştirmekten de geri durmamıştı.
1989’da cumhurbaşkanı olmasını takip eden yıllarda ise sorunun alelade bir asayiş meselesi olmadığını, etnik temelli bir demokrasi sorunu olduğunu görmüştü. Çözümsüzlük siyasetinde ısrar, savaş ve çatışma ortamının her geçen gün daha da büyümesi, istikrarsızlık, can kaybının artması ve Ortadoğu’da değişen dengeler karşısında “aktif” bir rol oynamaktan uzak kalmaktan başka bir sonuç üretmiyordu…
Eyalet sistemi, federasyon tartışmaları başlatmaktan çekinmediği gibi o tarihlerde Şam’da bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’a “silahları susturması” için gayrı resmi aracılar bile yolladı (1993).
Özal, Kürt sorununun demokratik çözümünü, “Bu benim milletime yapacağım son hizmetim olacaktır” sözcükleriyle ifade edecek kadar benimsemişti. Çünkü “Bu mesele sopa ile silah zoru ile çözülmez” inancındaydı (12 Ekim 1991).
Özal’ın Kürt sorunuyla ilgili devletin “kırmızı çizgilerini” zorlayan yeni bir anlayış ve politika geliştirme çabasının somut belgelerinden biri, sonradan şaibeli bir kaza sonucu hayatını kaybeden dönemin Anavatan Partisi (ANAP) milletvekili Adnan Kahveci’ye hazırlattığı “Kürt Sorunu Nasıl Çözülmez?” başlıklı rapordur (1992). “Türkiye Kürt meselesine çözüm getirmek için saplantısız ve çağdaş düşünmek zorundadır” denilen raporda, “Bölücü terör var diye bazı sorunları çözmekte inatlaşmamalıyız” gibi dikkat çekici tespitler yer alıyordu.
Özal, 1991 yılında Kürtçe yasağını kaldırmakla kalmadı, 1992’de Kürtçe yayın yapan televizyon ve Kürtçenin okullarda ikinci dil olarak öğretilmesi tartışması başlattı. Aynı yıl dolaylı bir dille dağdaki militanlar için silahlarını bırakmaları kaydıyla “af” ilan edilebileceğini söyledi.
Turgut Özal, 17 Nisan 1993 günü resmi kayıtlara göre kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğinde, PKK tarafından mart ayında ilan edilen tek taraflı ateşkes henüz devam ediyordu. Özal’ın hayatını kaybetmesinin bir “suikast” sonucu olduğu, ailesinin de paylaştığı yaygın bir kanaattir. Aynı şekilde, eğer ölmeseydi “genel af” ilan etmeye hazırlandığı iddiası da vardır…
Sonrası malum; çatışma ve operasyonların yeniden yoğunlaşması, 24 Mayıs 1993 günü izne giden silahsız 33 askerin öldürülmesi, 2 Temmuz günü Sivas Madımak katliamı, 5 Temmuz günü Başbağlar katliamı… Etki ve sonuçları günümüze değin uzanan, binlerce insanımızın hayatına mal olan kanlı bir süreç…
***
Başa dönersek… Turgut Özal, “vizyoner” bir politikacıydı. Kürt sorununun Türkiye’nin demokrasisi ile birlikte bölgede söz sahibi, güçlü bir ülke haline gelmesinin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyordu. Güvenlikçi politikalarla sorunu çözmenin mümkün olmayacağına inanıyordu. Maddi ve manevi kayıplar, Türkiye’nin kayıpları idi ve çözümsüzlükten beslenen milliyetçi, statükocu güçlerin siyasi ömrünü uzatmaktan başka bir sonuç üretmiyordu…
Dünya siyaseti ile yakından ilgili olan herkesin gördüğünü Özal da görmüştü: Çift kutuplu dünya durumu, kutuplardan birinin çökmesi nedeniyle değişmişti. Ortaya çıkan “yeni” durumda etnik ve inançsal temelli sorunların demokrasi ile çözümü mümkün ve olanaklı hale gelmişti. Kürt sorununu sırtında taşıyarak “çağdaş” olmak, Avrupa Birliği’ne girmek imkansızdı…
Türkiye işte… “Sağcı” siyasetçilerin bazen gayet reformcu, kimi “solcuların” ise “devrimcilik” adına düpedüz statükocu, basbayağı muhafazakar, tuhaf biçimde devletçi ve milliyetçi oldukları ülke… Tarihin tekerleklerinin tekleyip durduğu…
Turgut Özal gibi “vizyoner” siyasetçilerin ülkeyi o tekerleklerin gösterdiği yöne sevk etmeye çalıştıkları oldu tabii. Ne var ki tarihin çoktan çürüttüğü, aştığı ideolojik hassasiyetleri varlığının temel gerekçesi haline getirenlerin ısrarı, ülkeyi Kürt sorunuyla birlikte yaşamaya mahkum etti ve ediyor. Toplum gün geçtikçe daha fazla yoksullaşırken, bunun en doğrudan sebepleri bile, mesnetsiz bir milliyetçiliğin sloganları olarak kafamıza vuruluyor; eleştirilmesi, sorgulanması “ihanet” sayılıyor…
Kürt sorunu; Türkiye’nin tarihin asli doğrultusuna girmesinden korkanların, çözümsüzlük siyasetindeki ısrarlarının hepimize ödettikleri kanlı bedelidir…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025