Ergun BABAHAN
Ne dedilerse tersini yaptılar. Böyle bir ahlak anlayışları var. Yolsuzluktan şikayet edip temiz bir düzen sözü verdiler, Cumhuriyet tarihinin yolsuzluk rekorunu kırdılar. Bağımsız ve tarafsız bir yargı sözü verip dünyada eşi görülmemiş bağımlılıkta bir yargı sistemini yarattılar. ''Yaratılanı severiz Yaradan'dan dolayı'' dediler; yaratılanı madenlerde, fabrikalarda, sokaklarda telef ettiler. Barış dediler, Kürt meselesinin en kanlı dönemini açtılar.
O yüzden Meclis Başkanı Kahraman'ın laiklikle ilgili sözlerini geri almasının, AKP sözcülerinin laiklik teminatı vermelerinin bir anlam ve önemi yok. Çünkü yalan bazılarının fıtratında var. Ağızlarından çıkana değil, zihinlerinde olana bakmak lazım. Bunlar, İslam'ın altın çağına dönmeye inanıyor. Laikliğin gâvur icadı olduğuna, yeniden dünyaya hükmetmek için İslam'a dönmek gerektiğine inanıyor.
Halife'nin artık halk oylarıyla seçildiğini, onun Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi olduğunu, laiklik, hukuk gibi kavramlarla elinin bağlanmamasını, söylediğinin kanun, açıkladığının hüküm olması gerektiği fikrini yürekten destekliyor. Bir de kendi ceplerini daha da dolduracağına, inşaatla, madenle, iş takipçiliği ve borsa manipülasyonu ile dünyalıklarını yapmalarına yardımcı olacağını biliyor.
Para gelecek yerde, laikliğin lafı mı olur...
Ayinesi iştir, kişinin lafa bakılmaz. Bunların dediğine inanırsanız, başınız beladan kurtulmaz. Dinin kurallarına yenisini eklediler: Yalan söylemek. Doğru söyleyen bunların dininden çıkıyor. Yalan-dolan, hırsızlık ve yolsuzluk üzerine kurulu bir din anlayışları var. Şeriat anlayışları da buna uygun olacaktır.
Şimdi memleketin tamamında devletin denetiminden kaçırılmış, binlerce Kur'an kursu ve yurdu açılmış. Burada ırzına geçilen çocukların bile lafı olmuyor. Alevilere, ateistlere zorla din dersi ve Hz. Muhammed'in hayatı okutuluyor. Cuma namazına gitmeyen, içki içenler devlet kadrolarında yer alamıyor. (Sadece rüşvet veren, kucağa oturan iş adamları bu zorunluluktan muaf tutuluyor.)
Hâlâ anayasada laiklik sözü olsun mu olmasın mı tartışılıyor.
Suriye'de AKP'nin büyük desteğiyle başlayan iç savaşta köktendinci unsurlara toprakların açılması, onlarla yatak arkadaşlığının seçilmesi Türkiye'nin terör açısından Pakistanlaşma sürecini başlatmıştı. Şimdi laiklik anayasadan çıkarılarak bu iş perçinlenmek de isteniliyor o kadar. Avrupa Birliği'nin tek İslam Cumhuriyeti üyesi olarak tarihe geçmeyi amaçlıyorlar herhâlde.
Cumhuriyet gazetesinin dün yayımladığı laiklik haritasına bakarsanız, dünyanın terör, yoksulluk, kadın-erkek eşitsizliği, çocuk zulmü açısından başı çeken ülkelerinde Şeriat sisteminin uygulandığını görürsünüz.
Dünyaya şiddet ve nefret saçan tüm zihinlerin laiklik ilkesine düşman ve Şer'i sistemden yana olduğunu anlamak için herhangi bir gazetenin dış haberler sayfasını okumanız yeterli. Kadını laik hukukun sağladığı haklarından mahrum edip bir çocuk makinesine döndürmeyi amaçlayan bu zihniyeti ülkenin kadınlarının ağırlıklı bölümü de destekliyor ne yazık ki.
Osmanlı'dan bu yana Şer'i hukuktan adım adım uzaklaşıp seküler anlayışa geçmeyi başaran Anadolu toprakları, bir Vehhabi anlayışa teslim olacakmış gibi görünüyor. Önüne daha kanlı ve çatışmalı bir dönemi açacak gelişmelere gebe Türkiye.
Belki de yaşanması gereken bu.
İnsanlar yaşam biçimleri, yönetim biçimleri için mücadele etmeden, bedel ödemeden kurulan sistemler kalıcı olamıyor belli ki. Gerçek laik, demokratik ve hukuka saygılı bir düzene kavuşmak için bedel ödenmesi gereken bir dönem bu. Ödenmesi kaçınılmaz...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021