Erol KATIRCIOĞLU
“Dümdüz gidiyoruz” diyor Cumhurbaşkanı. Kimse de “Nereye?” demedi. Ama anlaşılan kafasında “üst akıl”ın Almanya’sı başta olmak üzere dış güçlerin Türkiye’yi engelleme çabaları var. Yani, Batı’ya meydan okuyor Cumhurbaşkanı, “Siz ne yaparsanız yapın biz bildiğimizi okumaya devam ediyoruz” diyor. Cumhurbaşkanı’nın bu sözünün, Batı’nın, çoğu insan hakları ve demokrasi uyarlarına verilen bir cevap olduğunu hatırlarsanız anlaşılan “dümdüz” gittiğimiz bunlar.
Evet hükümet dümdüz gidiyor. Hiç durmuyor. Çözemediği sorunlarla karşılaşınca, elinde bulundurduğu devlet imkanlarını kullanarak ülkeyi sonuçları kendisi için garanti olan seçimlere götürüp duruyor. Bu nedenle de ülkenin sorunlarını çözemeyen hükümetin önündeki tek seçenek zaten “dümdüz” gitmek. O da öyle yapıyor. Çünkü biliyor ki durduğu anda düşecek.
Hükümetin göze alabileceklerinin derecesini anlamak için en iyi örnek sanırım bütün muhalefeti “FETÖ, DEAŞ ve PKK”yı savunmakla itham etmesi. Bu o kadar ölçüsüz ve mesnetsiz bir iddia ki, böyle bir yalanı toplum karşısında konuşmak noktasına gelen bir hükümetin, kazanmak için neler yapabileceğini varın siz düşünün.
Bu nedenle de karşılaştığımız sorun, Ayhan Ogan’ın biraz erkence ağzından kaçırdığı gibi yeni bir devlet kurmak isteyen bir siyasi topluluğun ülkeyi yönetilemez hale getirmesi. Yeni bir devlet kurmayı istiyorlar ama ne maddi ve ne de manevi destek bulamıyorlar. Nerden mi anlaşılıyor? Ogan’ın sözlerinin hemen arkasından yaptıkları açıklamalardan anlaşılan bu niyetlerini açık açık konuşabilecek bir kadroları bile yok. Hemen tekzip ettiler.
Haksızlık mı ediyorum? Sanmıyorum. Bir zamandan beri çoğu küçük küçük adımların gösterdiği yöne bakarsanız bunun böyle olduğuna pek kuşku yok.
Her neyse bu yazıda derdim bu değil. Derdim bu gidişin karşısında muhalefetin hala çok belirsiz ve yavaş adım atıyor olması. Yukarıda altını çizdiğim vahim tabloyu tam olarak algılamamış gibi davranması. Bu nedenle de referandumda yalnızca “Hayır” diyenlerin değil bütün Türkiye’nin bu tartışmaya katılmasının sağlanması gerekiyor. Kavgasız dövüşsüz kim ne diyorsa, kim neyi savunuyorsa ortaya koyması.
Altını çizilmesi gereken ise toplumun önüne artık bayatlamış düşüncelerle çıkmamak gerektiği. Çünkü bugün ülkenin kaderine egemen olan kadrolar, bırakın dünyayı, daha henüz Türkiye’nin nereye doğru gittiğini bile anlamış değiller. O nedenle de muhalefetin nasıl bir gelecek tahayyülüne sahip olduğunu ortaya koyması gerekiyor.
Toplumun böyle bir uyanışa ihtiyacı olduğu, referandumda yüzde 49 gibi bir desteğin ortaya çıkmasından anlaşılabilir. Üstelik de tek bir yönlendiricisi olmadan. Ama yetmez. Yapılması gereken artık söyleyebilecekleri kalmamış bir iktidar partisi karşısında, topluma gerçekten yeni bir siyasi umut verebilecek fikirler üretmek. Demokrasinin yalnızca bir yönetim biçimi değil aynı zamanda insani bir davranış biçimi olduğunu anlatmak. Herkesin eşit haklara doğuştan sahip olduğunu ve bu hakların devlet tarafından güvence altına alınması gerektiğinin altını çizmek. Yerellikten ve katılımdan korkmamak. Var olan etnik ve inanç sorunlarımızın çözümünde daima ve daima talepleri olanların taleplerine öncelik vermek ve onlarla konuşmak...
Geçen haftaki yazımın başlığını “Buradan Nasıl Çıkarız” koymuş ve çıkışın, “iktidarın heveslerinden vazgeçmesinde ya da vazgeçirilmesinde” olduğunu belirtmiştim. Sanırım böyle bir fikri çıkış iktidarın da göze alabileceklerini büyük ölçüde sınırlayacak ve belki de hiçbir karşılığı olmayan yeni devlet kurma hayallerinden de vazgeçmesine neden olacak.
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.09.2025
9.09.2025
3.09.2025
26.08.2025
12.08.2025
6.08.2025
29.07.2025
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025