Erol KATIRCIOĞLU
Hükümet gerçekten zor durumda. Zor durumda oluşunu son günlerdeki dengesi bozuk davranışlarından anlıyorum. Çünkü son zamanlarda, hani ne derler “fol yol yumurta yok, bu da nereden çıktı” lafına uygun işler yapıyor. Bu işlerden biri de, kuşkusuz “Avukatlık Yasası Değişikliği” adıyla parlamentoya getirdiği kanun teklifi.
AKP’nin Meclis Grup Başkanları, yaptıklarının gerçekten uzun tartışmalardan sonra hazırlanan bir yasa tasarısı olduğunu söyleseler de aslında teklifin Saray’dan geldiği gün gibi ortada. Bunun böyle olduğu da yapılan konuşmaların ikna ediciliğinin hiç olmaması.
Baroları neden bölmek istiyorsunuz diye sorulduğunda verilen doyurucu hiçbir cevap yok. Mesela teklifin Genel Gerekçesi’nde ana sebebin şu olduğu yazılı:
“Gelişen teknoloji ile birlikte, dünya küresel bir köy haline gelmiş ve kişilerarası, şirketler arası ve uluslar arası ilişkiler hem yoğunluk hem de hız anlamında görülmedik bir ivme kazanmıştır. Bu durum avukatlara ve barolara 21. Yüzyıla uyumlu, uluslararası hukuka entegre, gelişimin ve değişimin mihmandarı olma sorumluluğu yüklemiştir.”
Bu cümlelerden ne anladınız?
Ben anladığımı yazayım. Bu cümlenin birinci kısmında deniyor ki, dünya küreselleşti, başta insan ilişkileri olmak üzere bütün bildik ilişkiler hem daha yoğun ve hem de daha hızlı olmakta.
Tamam! Bunu anladık.
Ama cümlenin ikinci kısmına gelince bu cümle tam bir deli saçması ve birinci cümleyle bir mantıksal ilişki içinde değil. “Bu durum avukatlara ve barolara, gelişimin ve değişimin mihmandarı olma sorumluluğu” yüklüyormuş.
Hangi değişim? Hangi gelişim? Küreselleşmeyle başlayan, yoğunluğu ve sıklığı değişmiş ilişkilerin değişimi mi? Eğer buysa barolar ve avukatlar bunu nasıl yapacaklar? Bu soruların cevabı bu cümlede yok. Ama anladığımız avukatlara ve barolara 21.yüzyıla uyumlu işler yapma sorumluluğu yüklenmiş (ne demekse?): Durum bu!
Metnin devamında ise anlıyoruz ki aslında sorun barolarda avukat sayılarının çok şişmiş olmasıymış. Bu nedenle de gençlere yeteri kadar eğitim veremiyorlarmış. Öyle ki, İstanbul Baro’sunda 46 bin, Ankara Baro’sunda 18 bin, İzmir Baro’sunda 10 bin vs. vs. varmış.
O zaman bu kamu hizmeti de küreselleşmeyle birlikte (!) çok maliyetli hale gelmiş. İşte bu nedenle de barolar bölünmeli, rekabet artmalıymış. Aslında bu söylenenleri şöyle de ifade edebiliriz: Küreselleşme oldu, bazı kamu alanlarında verimlilik düştü, dolayısıyla kamu hizmetinin maliyeti arttı. Çözüm ne? Çözüm “Özelleştirme”!
“Özelleştirme” kelimesi tabii ki bu tartışmada yeri olan bir kavram değil, kullanmamın nedeni ise bu cümlelerin ima ettiği anlayışın tıpkı, KİT’ler ve devlet sektörü verimsiz işletmeler, bunları özelleştirerek daha verimli hale getirmek mümkün diyen neoliberal anlayışın bir başka tezahürüne neredeyse tıpa tıp benzemesi.
Yahu iyi de bu anlayış 1980’lerde ortaya çıkmış neredeyse 30 yıl sürmüş ve 2008 krizi ile iflas etmiş bir anlayış değil miydi?
Hükümet milletle dalga mı geçiyor? Üstelik, hemen hemen her konuda büyük “merkezileşme” hamleleri yapmakta olan bir hükümet birden bire baroları “adem-i merkezileştiriyorum” derse, onları parçalayarak, daha etkin bir yargı mekanizması yaratmak istiyorum derse aslında asıl niyetini gizlemiş olduğu anlaşılmaz mı?
Bence, bu teklif, Hükümetin, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir Barolarının muhalefetini bertaraf etmek yönünde attığı adımdan başka bir anlama sahip değil. Gerekçe olarak söylenenler de “Laf olsun! Torba dolsun!” kabilinden cümleler.
Bu adım çok tehlikeli bir adım: İki nedenle 1980 darbesi öncesinde polis teşkilatının Pol-Der ve Pol-Bir diye bölünmüş olduğunu unutmayalım. 1980 darbesine gerekçe kılınan insani çöküşün önemli nedenlerinden biri de bu kutuplaşma değil miydi?
Bu denli kutuplaşmış bir toplumda hemen her şeyin kutuplaşacağını söylemek büyük bir öngörü olmasa gerek.
Erol Katırcıoğlu'nun yazısı Yeni Yaşam Gazetesi'nden alınmıştır
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025