Fehim TAŞTEKİN
1979’da Şah Rıza Pehlevi’yi deviren ne varsa bugün sokakta aynısı oluyor: Göstericilerden sisteme reddiye, devletten zorbalık.
İran İslam Cumhuriyeti’nin varlığıyla ilişkilendirdikleri her simge, müesses nizamın altında dinamite dönüşüyor. 43 yıldır kadınlara muhafazakar yaşam formlarını dayatmakta ısrar edenler bunu devrimin esaslarını koruma adına yapıyor. Sistemin muhafazakar yüzünü eleştiren reformcular da devrimin ilkelerinden sapıldığını savunuyor. Fakat sokakta 16 Eylül’den bu yana yazılan bütün hikaye özgürlüklerle ilgili. Bunu böyle anlamak işlerine gelmiyor. Bunun sisteme bir reddiye olduğunu bildikleri için en ufak esnemeyi yok oluşa açılan bir yol olarak görüyorlar. Ya yalandan da olsa reformlara kapı aralayıp öfkeyi yatıştırmayı deneyecekler ya da rüzgara karşı durup meşruiyet krizine kilitlenecekler.
Epey inattan sonra nihayetinde bir kırılma emaresi belirdi. Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri 4 Aralık’ta İrşad Devriyeleri’nin durumuna dair bir soru üzerine "Yargı Erki ile hiçbir ilişkisi yok. Geçmişte nerede kurulduysa orada kapatıldı" dedi. Kurulduğu yerden kasıt dini lidere bağlı Kültür Devrimi Yüksek Konseyi.
İlgili makamların sessizliği şüphelere ve kafa karışıklığına yol açtı. El Alem TV yetkililerin İrşad Devriyeleri’nin kaldırıldığını teyit etmediğini duyurdu.
Muntazeri’nin açıklaması öfkeyi yatıştırmaya dönük bir yanıltma mı yoksa bu yönde bir atım atıldı da taviz görüntüsünden kaçınmak için kasten belirsizliğe mi oynanıyor?
Neyse ki bir gün sonra İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Komitesi Sözcüsü Ali Han Muhammedi başsavcıyı teyit etti: “Ahlak ve Sosyal Güvenlik Devriyeleri'nin (İrşad Devriyeleri) görevi sona ermiştir."
İrşad Devriyeleri’nin gösterileri alevlendireceğinden fiilen görevlerinin askıya alındığını düşünenler de var. Paylaşılan bilgilere göre öfkenin yoğun olduğu yerlerde devriyeler arazi ama Kum gibi muhafazakar kentlerde hâlâ aktif. Haliyle kuşkular baki.
YETKİLİLER 'DEĞİŞİKLİK ŞART' DİYOR AMA…
Sistemin içerisinden reformun şart olduğunu söyleyenler de çıkıyor. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yasanın uygulanmasında esnek metotların olabileceğini belirtmişti. Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf 6 Kasım’da reforma gidilebileceğini açıklamış; eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, dini lider Ayetullah Ali Hamaney’e mektup yazıp bazı önerilerde bulunmuş; bazı reformcular durumu Yargı Erki Başkanı Muhsini Ecei ile görüşmüş; dini liderin ofisinden Hüccetülislam Ali Ekber Aştiyani de “Hoşumuza gitse de gitmese de bir dizi reform yapmak zorundayız” demişti.
Peki 26 Kasım’daki konuşmasında gösterileri yatıştırmak için taviz verilmeyeceğini belirterek bir anlamda reform beklentisini suya düşüren Hamaney’in cephesinde ne değişti?
Muntazeri 1 Aralık’taki açıklamasında, 1983’te başörtüsünü zorunlu kılan yasal düzenlemede değişikliğe gidilip gidilmeyeceği konusunda İran Meclisi ve Kültür Devrimi Yüksek Konseyi’nin çalışma yürüttüğünü, kararın bir iki hafta içinde açıklanacağını söylemişti.
İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Komitesi Sözcüsü Muhammedi de başörtüsü konusunda daha modern uygulamalar üzerinde durulduğu bilgisini paylaştı. Bu konuda kararların yetkililerce verilmesi gerektiğini ekledi. Yani ucu açık bir süreç.
İçeride bir şeyler tartışılıyor ama ne?
AHLAK POLİSİ KALDIRILIRSA NE DEĞİŞİR?
Sokaktaki zorbalıklarla öfkenin kaynağı olan bir birimin feda edilmesi sokaktakilere “Surda bir gedik açtık” dedirtebilir ama örtünme dayatması sürdükçe itirazlar bitmeyecektir. Bir kere 2005’te İrşad Devriyeleri’ni ihdas eden Kapsamlı İffet ve Örtünme Yasası hâlâ yürürlükte. Araştırmacı Arif Keskin’in verdiği bilgilere göre bu yasanın uygulanmasına yönelik olarak İrşad Devriyeleri’nin dışında 230 ayrı görev tanımıyla 15 kurum görevlendirildi. Güvenlik ve yargı kurumlarına ilaveten İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Komitesi, İslami İrşad Kurumu, Radyo Televizyon Kurumu, Milli Gençlik Kurumu, Beden Eğitimi Kurumu, Kadın ve Aile İşleri Kurumu, Millî Eğitim Bakanlığı, İktisat ve Maliye Bakanlığı, Üniversite ve Yüksek Öğretim Bakanlığı, İletişim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı vs.
İrşad Devriyeleri’nden önce bu görevi Besiç, Devrim Muhafızları ve Emniyet Teşkilatı gibi yapılar yerine getiriyordu. Bu kurumlar da olduğu gibi duruyor. Bu yüzden ilganın kapsamını görmek lazım. Ayrıca devrimin ilk yıllarında Halk Direnişi Birimleri ve İslam Devrimi Komiteleri de ahlak zabıtası gibiydi.
Günümüzde genel emniyet teşkilatı içinde fuhuş, alkol, çanak anten, internet ve örtünme ile bağlantılı ihlallerden sorumlu Ahlaki Güvenlik Polisi adıyla özel bir birim var. İrşad Devriyeleri bu birime bağlı olarak sokakta örtünme emrinin takibini yapıyor. Yasal değişiklikler yapılmazsa Ahlaki Güvenlik Polisi örtünme ile ilgili görevini yine sürdürüyor olacak.
İrşad Devriyeleri’nin ötesine geçen bir reform ancak sokakları teskin edebilir. Sözü edilen değişikliklerin kapsamı nedir? Mesela devlet daireleri dışında örtünme zorunluluğunu kaldıran bir açılım gelir mi? Bir de yasal dayatma sadece başörtüsünden ibaret değil. Esnemenin sınırları ne olur? Yanıt yok.
Üzerinde durulan modern yöntemler nelerdir? İrşad Devriyeleri yerine kameralar ve yüz tanıma sistemlerinin kullanılması mı? Böyle bir öneriyi eylülde Meclis’te Yargı ve Hukuk Komitesi Başkanı Musa Gazanfer Abadi ve İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Komitesi Sekreteri Muhammed Salih Haşimi Gulpeygani dillendirmişti.
Beri tarafta muhafazakârlar “Şu fırtına bir geçsin, görürsünüz” havasındalar. Meclis Kültür Komisyonu Üyesi Hüseyin Celali "Gösteriler yatışsın başörtüsü kuralı uygulanmaya devam edecektir. Üzerinde çalıştığımız uygulamayla, öncelikle başörtüsü kuralına uymayan kadınların telefonlarına mesaj gönderilecek, bu da yetmezse ihtar verilecek, üçüncü merhalede banka hesapları kapatılabilir" diyor. Sistemin sonunu hızlandıracak “yaratıcı” tedbirler...
YA REFORM YA TUFAN
Muhafazakârların anladığı reform gençleri İslami kimliğe büründürecek yeni açılımlar. Bu yaklaşım hâlâ öfkenin doğrudan nizama yöneldiğini görmezden geliyor. İki farklı öngörü var: Birincisi konuşulan değişiklikler gösteriler durulunca açıklanacak. Çok radikal değişiklikler olmasa da uygulama yumuşayacak. Belki cezalar da kaldırılabilir. İkincisi mevzuat değişikliğine gidilmeden uygulama askıya alınacak. Güya bu şekilde sistem sokağın baskısına boyun eğmemiş olacak!
Belli ki müesses nizam hafif tavizlerle bu fırtınayı atlatabileceğine inanıyor. Sokaktaki direncin süresi bu oyunda belirleyici olacak. Birkaç haftadır gösteriler ivme kaybediyordu. 5-7 Aralık’taki genel grev çağrısıyla sokaklar yeniden hareketlendi.
Sistemi zorlayacak itici güçlerin gidişatına bakmak lazım: İşçi sendikaları, esnaf ve mollalar.
Mollalar bu sefer ‘nefret figürü’. İstisnalar bir kenara, oradan sisteme karşı isyan bayrağı yükselmeyebilir. Ama işçiler hareketli. 1979’da belirleyici olan esnaf ise bu kez iki arada bir yerde. Niye? Muhalifler 5 Aralık’tan beri çok sayıda kentten kepenklerin indirildiğine dair görüntüler geçiyor. Devlet medyası da aksine açık dükkanların görüntüsüyle “Genel grev çağrısı karşılık bulmadı” diyor. Yargı Erki Başkanı esnafın tehditler yüzünden kepenk kapattığını belirtip baskı yapanlar hakkında işlem yapılacağını söylüyor. Beri tarafta muhalifler, Devrim Muhafızları’nın kepenklere “Kapatma cezası alacaksınız” diyen uyarı notu bıraktığını aktarıyor. Bir tarafta devlet, diğer tarafta göstericiler! Fakat silahlı örgütlerin olduğu bölgeler bir kenara Isfahan gibi bir yerde tarihi çarşının ıssızlığı gösterici tehdidine indirgenirse sistem koruyuculuğunu ve caydırıcılığını yitirmiş demektir. Benzer şekilde “yeryüzünde fesat çıkarmak” ve “Allah’a savaş açmak” suçlamasıyla kesilen idam cezaları da sokakların boşalmasına yetmiyor. Aksine insanları daha fazla biliyor. Bu durum sonun başlangıcı değil mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025