Fehmi KORU
En başta kayda geçireyim: Son 40 yıla yakın bölümü her gün bir bazen birden fazla yazıyla okur karşısına çıkmakla geçen 50 yılı aşan yazı hayatımda mahkemelerle fazla işim olmadı. Hakkımda açılan dava sayısı tek bir elin parmaklarını geçmez.
İlk hatıram
Bayağı gencim. 1960’lı yılların sonuna doğru olmalı. Dr. Baha Kitapçı’nın evine yemeğe davetliyiz. Sofraya lezzetli yemekler geliyor. Çorbayla başlanıyor; Baha Bey, bir yandan tabakları topluyor bir yandan da “Nasıl buldunuz?” diye soruyor. Hepimiz bir ağızdan çorbayı lezzetli bulduğumuzu söylüyoruz. Ardından ara sıcak yeni lezzetler getiriyor evin hanımı; Baha Bey yine “Nasıl buldunuz?” sorusunu yöneltiyor, bizler de yine övücü sözlerle cevaplıyoruz sorusunu. Ana yemekler de servis edilip afiyetle yenildikten ve aynı soruya muhatap olup aynı cevapları verdikten sonra ev sahibinden şu azarı işitiyoruz: “Hakime Hanım dünden beri sizler için saatlerce uğraşıp bu yemeği hazırladı; neden beğendinizi kendisine doğrudan söylemiyorsunuz da benim sormamı bekliyorsunuz?”
Genç yaşta işittiğim o azar hayatım boyunca kucağıma küpe olmuştur.
Beğendiğim bir şey gördüğümde gecikmeden onu ifade etme alışkanlığımı o sofrada edindim.
Dr. Baha Kitapçı İzmir’de 20 yıla yayılan süreyle kültür ve bilim alanında kitleleri aydınlatıcı faaliyetlerin arkasındaki isim olmuştur.
Türk Ocağı başkanıydı ve her hafta cuma akşamları Ocak adına düzenlediği konferanslara hem çevreden hem de uzaktan davet ettiği konuşmacılarla kültür, sanat ve bilime meraklı insanları buluştururdu.
Hayatımda tanıma şerefine eriştiğim ilk yargı mensubu da ağır ceza hakimi olan eşi Türkan Kitapçı‘ydı.
Toplantılara nadiren de olsa hakime hanımın da geldiği olurdu; ancak soru-cevap faslında, sert tartışmalara da tanık olunan ortamlarda, konu hukukla ilgili olsa ve yargıyı ilgilendirse bile, ağzını hiç açmadan otururdu.
“Siz neden konuşmuyorsunuz?” sorusuna muhatap olduğunda verdiği cevap hala belleğimdedir: “Dava olarak önüme gelme ihtimali olan konular bunlar, konuşamam.”
[Çok nazik bir insandı Baha Kitapçı. Onu en son uluslararası bir toplantı vesilesiyle gittiğim Suudi Arabistan’da görmüştüm. Hac farizasını yerine getirmek üzere oradaydı ve diğer katılımcılarla birlikteyken beni araçta görmüş, arkasından koşarak aracı durdurmuştu. Kucaklaşmıştık. Hacdan döndükten kısa süre sonra onu bir araba kazasında kaybettik.]
Hakime hanımdan başlayarak bu güne kadar tanıdığım yargı mensupları hep onurlu insanlardı. 28 Şubat günlerinde yazdığımız yazılarla ilgili birileri suç duyurusunda bulunur; Bakırköy ve sonradan Eyüp Adliyesi’ndeki basın savcıları bizleri ifadelerimizi almak üzere davet ederlerdi. Sorular nezaket içerisinde sorulur, cevaplar titizlikle kayda geçirilir ve ardından takipsizlik kararı verilirdi.
Takipsizlik kararı vermenin kolay olmadığı düşünülecek bir dönemdi oysa…
Daha sonraları aynı ortamları paylaştığım yargı mensupları oldu; çocukluğumdan zihnime yerleşmiş ‘Hakim Bey’ figürünü ve mesleğin saygıdeğerliğini zedeleyecek biriyle karşılaşmadım. En son tanık olarak dinlendiğim bir davada, mahkeme başkanı, yönelttiği bilgiye dayalı ve akılcı sorularla bende hayranlık hisleri uyandırdı.
Anayasa Mahkemesi üyelerine sınırsız maaş
Madem anılarla karşınıza çıkıyorum, bu defa 1980’lerden bir görüşme aktarayım.
Ertuğrul Alatlı benimle görüşmek istemişti, hiç bekletmeden kendisini ziyarete gittim.
Ülkemizde ilk askeri müdahaleyi planlayan ekiptendi Ertuğrul Alatlı; 27 Mayıs darbesi (1960) sırasında yurtdışında görevli olduğu için kurulan Milli Birlik Komitesi’nin 38 üyesi arasında yer verilmemişti kendisine. Ancak askeri yönetim üzerinde etkili olduğu bilinirdi.
Sonraları kurmay albaylığa giden yolda yaşadıklarını, darbelerdeki (1960 ve 1971) rolünü anlatan bayağı hacimli kitaplar da yazdı.
Pek çok konu o görüşmemizde gündeme geldi de bazı cümleleri o gün bugündür belleğimdedir:
“Darbelere karşısınız, tamam, ancak Anayasa Mahkemesi gibi bir kurumu da bir darbenin sonrasında yazılan anayasanın kurduğunu unutmayın. O anayasanın görüşmeleri sırasında ben Anayasa Mahkemesi üyelerinin ölünceye kadar görevlerini sürdürmelerini, kimseye borçlu kalmamalarını sağlayacak maddi imkana sahip olmalarını savunmuştum.”
“Açık çek verilsin, üzerlerini ihtiyaçları kadar kendileri doldursun demeye getirmiştim” diye de ekledi.
[Önemli romancımız Alev Alatlı ile halkla ilişkiler alanında çalışan ve bir ara başbakanlığı sırasında Mesut Özal’a danışmanlık da yapan Işıl Alatlı’nın babalarıydı Ertuğrul Alatlı. Görüşmemize Işıl Hanım aracılık etmişti.]
Haşim Kılıç’ın önemi
Henüz bireysel başvuru hakkı tanınmamış ve yetki alanlarının sınırlı olduğu günlerde bile Anayasa Mahkemesi sistem içerisinde ayrı bir yere sahipti. 12 Eylül (1980) darbesi sonrasında üyeleri yönetime gelen askerler karşısında eğilip bükülmüş, anayasaya değil de egemen ideolojiye uygun kararlar verebilmişlerdi. Çok parti kapattı, verdiği kararlarla gençleri üniversite kapılarından döndürttü Anayasa Mahkemesi ve itibar kaybına da uğradı.
Yeniden itibar kazanması Haşim Kılıç’ın başkan seçilmesi sonrasında etkin olduğu dönemdedir.
Sacit Adalı ile birlikte yanlış kararlara katılmadı Haşim Kılıç ve ikili sürekli karşı-görüş yazılarıyla itirazlarını kayda geçirdiler.
Hukuk kökenli olmadığı halde giydiği hakim cüppesinin hakkını verdi Haşim Kılıç…
Anayasa Mahkemesi’ne bir referandumla üye sayısının artırılıp yeni bir veçhe verilmesinin ve bireysel başvuru hakkının mahkemenin yetki alanına alınmasının mimarı da odur.
Gerçi sorulduğunda görüş açıklıyor, ancak keşke siyasi hayat içerisinde de yer alsaydı.
Benim bugünlerde siyaset alanından Anayasa Mahkemesi’ne yöneltilen aşırı eleştirilere bakıp anlamakta zorlandığım konu şu: AK Parti 2007 dönemecinde kapatılma tehlikesiyle karşı karşıyaydı ve Anayasa Mahkemesi’nin o zamanki üye yapısı 367 kararından da anlaşıldığı üzere iktidarı zorlayabilecekti. AK Parti’yi kapatılmaktan yine Anayasa Mahkemesi kurtarmıştı.
Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü yapısı özgürlükler konusunda titiz üyelerin çoğunlukta olduğu bir yapı.
Geçmişte kendisini yok edebilecek yüksek mahkeme, seçilmesi iktidar tarafından sağlayan özgürlükçü üyelerle takviye edildi; şimdi iktidar tam da o üyelerin çizgisinin mahkemeye egemen oluşundan şikayetçi.
Akademisyenlerin, Enis Berberoğlu’nun haklarının ihlal edildiğine karar verdiği için eleştiriliyor Anayasa Mahkemesi…
Siz bunu anlayabiliyor musunuz?
“Neden daha hızlı alınmıyor hak ihlalleri kararları” eleştirisi yapsalar ya…
Yargıçların siyaset kokan mesajları -hatta siyaset kokmayanları da- kabul edilemez; ancak “Işıklar yanıyor” mesajına karşı çıkarken, “Yanan ışıklar Anayasa Mahkemesi’nin ışıkları olsun” temennisini de ihmal etmemek gerek.
Yargıçlara güvendiğimiz müddetçe onlar da mesleklerinin güvenilir çizgide kalması için özel çaba gösterirler.
Yargı ve güven birbirine muhtaçtır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları











































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025