Gülay GÖKTÜRK
Sacit Kayasu bu toplumun kahramanlarındandı ve hepimize kırgın gitti.
16 Ocak 2012’de, yani Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın sanık sandalyesine oturtuldukları tarihte yazdığım “Toplumlar ve Kahramanları” başlıklı yazımı ölümünün ardından bir kez daha yayımlamayı ona karşı bir borç biliyorum.
***
“Şu anda toplumca bir zaferi kutluyoruz. Bundan 31 yıl önce başımıza gelen bir felaketin müsebbiplerini nihayet yargı karşısına getirebilmenin zaferini. Ama zaferimizi kutlarken, bu mücadelede en büyük payı olanlardan birini ezip geçtiğimizin farkında bile değiliz.
Sacit Kayasu’dan bahsediyorum...
Hani şu, Kenan Evren’in hâlâ kesinlikle “dokunulmaz” olduğu; toplumun saygın pek çok isminin onun doğum günü partilerine katılabilmek, resim sergilerinde boy gösterebilmek için birbiriyle yarıştığı, utanmadan her politik olayda görüşünün alındığı günlerde onun hakkında iddianame yazmaya cesaret eden savcıdan…
Bugün yazılan iddianamede onun 2000’de yazdığı iddianameye de atıf yapılıyor. Ama o, bu iddianame yüzünden ihraç edildiği mesleğine geri dönemiyor. Çünkü HSYK buna izin vermiyor!
Ne gerekçeyle? “Sen kendin emekliliğini istedin” gerekçesiyle...
Kendi isteğiyle emekli oldu denilen savcının daha Evren’le ilgili iddianameyi teslim eder etmez Adliye’deki odasına girememesi için odasının kapısındaki kilidin değiştirildiğini bilmez mi HSYK? Gazetecilerin yaklaşmaması için evinin önüne polis yerleştirildiğini, olayın hemen ardından açığa alındığını, üç yıl boyunca açıkta tutulduğunu bilmez mi?
Açıkta tutulduğu o üç yıl boyunca kimse kapısını çalmadı Kayasu’nun… Eski arkadaşları selam vermeye bile korktular, sokakta karşılaştıklarında kaldırım değiştirdiler. Üç yıl boyunca, evinde insan sesine hasret yaşadı. Üç yıllık açığa alınma döneminin ardından 2003 yılında HSKY’nın meslekten ihraç cezası geldi. Karara itiraz etti. Ama itirazının reddedileceği belli olunca, hiç değilse bazı özlük hakları da elinden gitmesin diye ihraç kararı kesinleşmeden emekliliğini istedi.
İşte şimdi bu durum onun aleyhine kullanılıyor.
Yapılan anayasa değişikliğiyle yapısı değiştirilen HSYK Genel Kurulu, Kayasu’nun ‘meslekten ihraç’ kararını kaldırdı. Ama ‘kendi isteğiyle emekli olduğu’ gerekçesiyle, mesleğe dönüşüne ise vize vermedi. Oyçokluğuyla verilen karara 5335 sayılı kanunda emeklilerin mesleğe geri dönmesinin yasaklanmış olması gerekçe gösterildi. “Bu kanun beni bağlamaz. Çünkü kanun 2005 yılında çıkmış, ben 2003’te emekli olmuşum. Kanunlar geriye yürümez, çok basit bir hukuk kuralıdır bu’’ dedi Kayasu, ama kimseye dinletemedi.
HSYK’nın kararında ayrıca Kayasu’nun 58 yaşında olması da mesleğe geri dönüşünün reddine ek bir gerekçe olarak kullanıldı. “Bu yaştan sonra devlet hizmetinde verimli olamaz” demeye getirildi. Şu anda Yüksek Yargı’da, HSYK’da görev yapan hakim ve savcıların birçoğunun çok daha yaşlı oldukları unutularak…
Kayasu, HSYK Genel Kurulu’na mesleğe dönüşüne vize vermeyen kararı gözden geçirmesi için ‘yeniden inceleme’ talebinde bulundu. Kurul, 2011’de ilk kararının değiştirilmesine yer olmadığına karar verdi. Kayasu kararın kendisine tebliğ edilmesi üzerine yeniden itiraz etti. Genel Kurul son itirazı da reddetti.
Ama o, adaleti aramaya devam etmeye, savcılık hakkının iadesi için bütün hukuki mercileri kullanmaya ve gerekirse tekrar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeye kararlı.
Milletin hukukunu korumak için 12 yıldır yılmadan savaş veren bir mücadele adamı, elbette kendi hukukunu savunmayı da bilecektir ve bu davayı sonuna kadar sürdürecektir.
Ama bunun böyle olması mı gerekiyordu?
Askeri darbelerle hesaplaşan bir Türkiye’de, tek “suçu” bu hesaplaşmayı ilk başlatan olmak olan bir hukuk adamının, adaleti kendi ülkesinde bulamayıp AİHM’lerde araması toplum olarak bizi utandırmıyor mu?
Bu nasıl bir adalet anlayışı ki, “Her ne kadar şekil bakımından kendi isteğiyle emekli olmuş görünüyorsa da, gerçekte hakkında alınan meslekten ihraç kararı nedeniyle istifa ettiği bilinmektedir” diyemiyor. Adalete, yasaların bu kadar şekilci yorumlarıyla ulaşılabilir mi?
Unutmayalım ki, kahramanlarına sahip çıkmayan toplumlar bunun bedelini gadre uğramış kahramanlarından çok daha ağır öderler.”
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015