Güldalı COŞKUN
Aslında başka bir yazı yollamıştım gazeteye. Haftalık yazımı bitirdikten sonra, sevgili Ceren Kenar ve Yıldıray Oğur’un “Şimdi ve Burada” adlı programlarını seyretmeye koyuldum. Yapılan duyurudan, konuları biliyordum. Ancak, yine de bu denli etkilenmem sanıyordum. Ceren de, çok zorlandığını yazmıştı, Yasin Börü’nün annesiyle yaptığı röportajında.
Zaten seyrederken de Ceren’in nasıl canının yandığını hissedebiliyordum. Bu olay beni o kadar sarsmıştı ki, ilk duyduğumda her zamanki üslubun dışına çıkarak, sert bir yorumda bulunmuş ve tabi karşılığında bolca hakaret ve tehdit almıştım. Neyse ki; iyi tepkiler çok daha fazlaydı. O derece insanlığımız ölmemişti henüz.
Yasin Börü’nün ailesini tanımıyorum. Dünya görüşümüz ve yaşam tarzımız da farklı. Diyarbakırlı 16 yaşında bir çocuktu. Bir bayram akşamında, birkaç arkadaşıyla birlikte kurban eti dağıtırken, Kürt gençlerden oluşan YDG-H’lılar tarafından sadece öldürülmedi. Evet, sadece öldürülmedi! Hani ölüm son noktadır ya; biz bundan ötesini gördük. İşte buydu beni bu kadar etkileyen. Kadın ve anne kimliğimle hiç anlayamazdım bu vahşeti, daha önce yazdığım gibi kitlelerin acımasızlığını ve başka annelerin histerik zılgıtlarını da.
Biliyorsunuz; hendek siyasetçileri, sabah akşam, bu YDG-H’lı gençleri cilalayıp, masum çocuklarmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Oysa onları, kendi kirli siyasetlerine veya siyasetsizlikleri yüzünden kan içmek için maşa olarak kullanıyorlar. Aslında, belki de masumdu her biri ve nasıl Rakel Dink’in o meşhur sözü derin devlet için söylenmişse, şimdi de bu yapı ve karanlık adamlar için pek âla söylenebilir. Çünkü; artık PKK, derin devletin Kürt versiyonudur ve derin devletçi Türk solu ile işbirliği halindedir. Kürt bebeklerden de katiller yaratmakta.
Tek derdi var, eski düzen sürsün o da Kürtleri istismar etmeye devam etsin. Onun istediği bölge halkına bir statü ya da özgürlük değil, sadece kendisi için bir statü istiyor. Bir çeşit ağalık sistemi. Bunun için, her şeyi kullanıyor. Elinde oldukça fazla done ve en önemlisi kötü geçmişin yol açtığı travmalı bir halk var. Babası-yakını, devlet tarafından işkenceye uğramış ya da öldürülmüş öfkeli gençler var. Asabiyet bağının yanında bilinçli bir şekilde sürekli ajitasyon yaparak, hem çocukları bileyen, hem de karşı tarafı bastıracağını düşünen bir anlayış var. Etkili mi, evet oldukça.
Ne zaman bir Kürt vatandaşımızla konuşsak, tıkandığı yerde başlıyor ajiteye ve sanıyor ki sürekli geçmişi bu şekilde kullanarak PKK’yı aklayacak. Oysa, artık devir değişti ve ajitasyonla, olsa olsa yeni şeylerin konuşulmasına engel olunur. Talep ve çözüm için bir şeyler üretmek ve bu yöntemden vazgeçmek lazım.
“Şimdi ve Burada”da olaydan yaralı kurtulan Yusuf’u dinlerken, hiç bu kadar korkunç bir filmi izlemediğimi düşündüm. Dehşetle ve ürpererek dinledim. Fakat anne konuşmaya başladığında, acıdan titreyen sesiyle, artık hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Acı, görülen bir şeydir ve sesi kendine özgüdür. Bizim ekranda gördüğümüz ise, annenin cesediydi. Bir daha asla eskisi gibi olamayacak; asla! Facebook sayfamda, duygularımı paylaşıp, hâla neden bu vahşeti yapan hendekçileri bazı Kürtlerin desteklediğini, vicdan ve merhametlerini nasıl böyle yitirdiklerini ve bunu anlamakta zorlandığımı yazdığımda, takipçilerimin birinden bir mesaj aldım. Kendisinden izin alarak, virgülüne dokunmadan buraya taşımak istedim.
“Ben devletin yaptığı zulüm ve insanlık dışı muamelelerin tanığıyım ve PKK’ye gönül vermiş biriydim, yani PKK ile kazandığımız çok şey var, onun için de halen PKK’ ye terörist demek bana zor geliyor ki son bir kaç sene DEAŞ’dan daha saçma, daha akıl almaz ve açıkça insanlık dışı eylemler yaptıklarını bildiğim halde. Bunu yazınızı okuyunca size yazma gereği duydum, yani biz Kürtlerin ceberrut devletin yaptıklarını unutmamız biraz zaman alır. Bir türlü anlamıyorum diyorsunuz ya, işte sebebi bu. Erdoğan gibi birisini, herkes gibi biz Kürtler de hâlen hayâl gibi görüyoruz, çünkü bu "Diktatör"ün yaptığı iyi ve inanılmaz güzellikleri kimse tahmin etmiyordu.” diyerek mesajı iyi dileklerle noktalamıştı.
Bir çok yazımda bahsettiğim kötü hafızadan ve travmadan kurtulunması için zaman lazım. Bunu HDP/PKK çok iyi biliyor ve durumun tek panzehiri olan kadronun da yıkılması için canla başla çalışıp, herşeyi mübah görüyorlar. Aynı şeyi, devlet yetkililerinin de dikkate alması ve ağızdan çıkan her sözün, bu hafızaya menfi ya da müspet etkisini hesap etmesini bekliyoruz. Bu noktada “Kürt sorunu yoktur” doğru bir söylem değildir.
Ben yine o titrek sesli annenin şu cümlesindeyim. Lütfen siz de bunu anlayın; lütfen!
"Sırtlan bile yediği yemeği öyle parçalamaz."
Bırakın çocukları, büyüsünler…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018