Hadi ULUENGİN
Daha doğrusu ufkumu zirvelerle sınırlayan yüksek ve yalçın sıradağları sevmem.
Toroslar, Canikler ve tabii bilhassa da Alpler benim için böyledir.
Buralarda klostrofobi illetim nükseder. Vadilere sıkışmışlık duygusundan kıvranırım.
Nitekim Özal- Papandreu zirvesini izlemek için fi tarihinde Davos’a gönderilmiştim de, elimden gelse Ege’yi ve Kıbrıs’ı derhal hibe edip gerisin geri ovaya kaçacaktım.
Bir defa da Endülüs’ün Sierra Nevada’sına çıkmıştım ki Lorca’nın o kabak mı kabak Mulhacen, nam-ı diğer Molla Hasan tepesinden nasıl ilham alabildiğine şaşırıp kalmıştım.
***
FAKAT buna karşılık, Belçika Ardenler’i, Almanya Eifel’i veya Leh Tatralar’ı gibi yumuşak engebeler hoşuma gider. Zaten buralar daha ziyade ihtiyar yamaçlara tekabül eder.
Ancak her hâlükârda, işte şu yaşa geldim ve şöyle ya da böyle, dağda kış sporlarına gitmek fikri asla aklımın kıyısından ve köşesinden bile geçmedi.
Hoş, geçse ne değişirdi ki!
***
HİÇBİR şey değişmezdi! Çünkü bir, zaten yaz, güz ve bahar sporlarıyla da alakası olmayan bir lapacıyım. İnsan haddini bilmeli, nerede kaldı kar üstünde slalom yapmak!
Ama bilhassa iki, ben kim, her şeyin ateş pahası olduğu böylesine yerler kim?
İşitiyorum, maden suyunu bile İskoç viskisi fiyatına fatura ediyorlarmış.
Yamyassı cüzdanla değil zirve teleferiğine, bekçi şalesine dahi çıkamazdım.
Fakat tabii çıkanlar var ki, zaten bu yazıyı da onun için yazmak ihtiyacını hissettim.
***
EFENDİM, biten sömestr tatilinde Fransa’nın o pek ünlü ve pek sosyetik Courchevel kayak istasyonu Türklerle dolup taşmış. Etrafta hep Dede Korkut lisanı konuşulmuş.
Zira meğersem bizim sosyetiklerimizin de yeni mekânı burasıymış.
Su gibi para akıtıyorlarmış. Zaten gece kulüplerinde de Türk şantörler çalınıyormuş.
Hatta yazları Bodrum’da fotoğraf çeken paparazzi bile kışın burada iş tutuyormuş.
Üstelik kinaye ve tebessüm dolu habere bir de “eğer baştan aşağı sadece Napajiri giyen birisine rastlarsanız bilin ki o haso Türktür” ifadesi eklenmişti.
Zahir bu Napajiri de sinye kıyafet olmalı! Cehaletimi bağışlayın, işitmemiştim...
***
NE diyeyim? Görmemişin oğlu olmuş, tutmuş şeyini kopartmış desem ayıp mı kaçar?
Hiç de kaçmaz! Bal gibi doğru tespiti yapmış olurum.
Fakat aynı zamanda da haksız davranmış ve sosyolojik gerçekliği ıskalamış olurum.
***
ÇÜNKÜ hiç şüphesiz yukarıdaki sosyete budalalığı buram buram görgüsüzlük ve yeni zenginlik kokuyor ama burjuvazi dediğimiz sınıf da asla ve asla gökten zembille inmiyor.
Dünyanın dört bir yanında üç aşağı, beş yukarı ortak parkuru izledi ve izliyor.
Açın Balzac’ın romanlarını veya diğer klasikleri, kurgularda hep yeni oluşmakta olan ve aristokrasiye özenmesine rağmen henüz çiğliğiyle sırıtan ilk kentsoylular hicvedilir.
Nitekim onlar da aynı görgüsüzlükten, aynı kabalıktan, aynı cırtlaklıktan geçtikten ve aynı alay ve kinayelerin nesnesi olduktan sonra, yavaş yavaş gerçek burjuvaya dönüştüler.
Ancak birkaç nesil ertesindedir ki, şimdi Courchevel’de sinye giyinen, bahşiş dağıtan ve çiğlik sergileyen şu Türk sosyetiklere müstehzi tebessümle bakacak rafineliğe erişebildiler.
Ve sömestr tatilinde ebeveynleriyle Alp pistlerinde kaymış olan o sosyetik çocukların çocukları veya torunları da yarın; olmadı öbür gün az çok yukarıdaki rafineliğe ulaşacaklar.
Başka reçete icat edilmedi, burjuvazi böyle oluşuyor ve zirveye böyle çıkılıyor.
Neyse ben çıkmayayım, dediğim gibi deniz ufkunun insanıyım, dağlarla aram yoktur.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015