Hadi ULUENGİN
“BEYAZ Türk” bir kökene mensubum. Atalarımdan beri böyledir.
Yani malûm, İstanbullu, orta hâlli, laik kimlikli, Batı hayat tarzlı falan filan…
Bu “beyazlık” siyasi planda da CHP’nin ezeli müşterisi kimliğiyle tezahür eder.
Altı oklu kurumdan başkasına oy vermiş aile çevrem herhâlde çok istisnaidir.
Öte yandan Kürtlere karşı özel bir husumet beslenmez. Nefret zaten yoktur.
Ama yine de “Çingene çalar, Kürt oynar” veya “alavere dalavere, Kürt Memet nöbete” türünden günlük deyimlerin varlığı en azından bilinçaltındaki küçümsemeyi yansıtır.
Diyelim ki, “beyazlar” kullandıkları kodlar aracılığıyla kendileriyle “karalar” (!) arasında belirli bir mesafe, hattâ belki bariyer olduğunu çağrıştırırlar.
Şimdi şuraya geliyorum.
***
PAZAR günü kardeşim doksan beş yaşındaki annemi tekerlekli iskemlesine koydu ve Kalamış İlkokulu’ndaki seçim sandığına götürdü.
Döndüklerinde cesaret ettim ve kime rey verdiğini sordum.
Hiç tereddütsüz HDP dedi.
O annem ki 1946’dan beri daima CHP’ye veya onun izdüşümü bir partiye oy atmıştır.
Ve dediğim gibi, Kürtlere karşı husumeti olmasa bile özel bir sempatisi de yoktur.
Fakat bunlara rağmen tercihini HDP’den yana yaptı!
Hemen ekleyeyim… Ne ben, ne de kardeşim her hangi bir telkinde bulunduk.
Zaten böyle bir şeye cüret etsek “aklım henüz yerinde” diye haddimizi bildirirdi.
Evet, doksan beş yaşındaki “beyaz Türk” annem gerek Recep Tayyip Erdoğan’ın tasallutuna duyduğu tepkiden, gerekse de rasyonel aritmetik hesaptan ötürü Kürt hassasiyetli kurumdan yana oy kullanmak olgunluğunu gösterdi ki, tekrar iki yanağından öperim.
***
BU ailevi örneği kasten verdim. Çünkü annem aslında stereotip bir emsal oluşturuyor.
Yani Sırrı Süreyya Önder’in 7 Haziran gecesi yaptığı o çok öz ve o çok enfes konuşmada “emanet” diye nitelendirdiği ve HDP’nin yüzde on üçünde belirli bir payı olan “beyaz Türk” oyların sahiplerinden birini temsil ediyor.
Sözkonusu oranın hangi rakama tekabül ettiğini bilmiyorum.
Ama yine de bu payın barajı aşmakta hayati bir önem oynadığı kanaatindeyim.
Tanıdık tanımadık çevremde annemle benzeşenlerin epey olduğunu gördüm.
Her hâlükârda şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz:
Sözkonusu “beyaz Türkler”, en azından onların belirli bir kesimi Pazar günü gerçekleşen “olgunluk sınavından” başarıyla çıktı.
***
ÖYLE, zira stratejisini CHP’den oy çalmak eksenine oturtan; en şoven, en ırkçı ve en öteki düşmanı güdüleri kışkırtan; sosyal kesim itibariyle de tamamen aynı “beyaz Türklere” yönelen ve seçime ayrı parti olarak giren ulusalcıların uğradığı dehşet bozgun ortada!
Binde sıfır virgül küsuratlarda sürünüyorlar…
Oysa sözkonusu CHP nihayetinde oy oranını koruduğu gibi “beyaz Türkler” beyinsel olarak ilk defa hem Kürt handikabını, hem de klasik Kemalist paradigmayı aştılar.
O CHP’den farklı bir tercih gerektiğinde “emanet oyları” nefret taciri ulusalcılardan yana değil HDP’den yana kullandılar.
Başka bir deyişle, “beyaz Türkler” 7 Haziran’la birlikte özünde zaten ayırımcılık içeren ve yerellikle bütünleşen “beyaz Türk” kavramından evrensel bir “liberal burjuvazi” kavramına geçişin müjdesini verdiler.
Olgunluk sınavındaki başarı buradadır ve seçimlerin diğer bir mutluluk göstergesidir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015