İlhami IŞIK
Silahlı yönün öne çıkması bizce de yanlış oldu” diyor KCK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan. Ve şöyle devam ediyor: “Tabii ki bu toplumsal çıkış, yani öz yönetimlerin ilanı, silahlarla olmamalıydı denilebilir. Bu doğrudur. Aslında halkın kendi öz yönetimlerini ilan etmesi toplumsal bir tezahür olarak gelişmek durumundadır. Fakat bu konuda da yine polisin aşırı bir biçimde zorlaması, kriminalize etmesi ve şiddeti dayatmasına karşılık olarak gençliğin de öne atlayarak silah kullanması suretiyle silahlı yön öne çıktı. Aslında bu, bizce de yanlış oldu. Yani bu öz yönetim ilanı çok doğru ve toplumun kendi demokratik çözüm biçimini ortaya koymasıdır; meşru bir haktır, fakat silah bu kadar öne çıkmayabilirdi.”.
İnsanın kanını donduran ve herkesi buzhanede donmuş aptal yerine koyan böylesi bir açıklama utangaç bir özür gibi sunulmaya çalışılıyor. Toplam 10 bin insanın ölümüne, 10 bin evin yerle bir edilmesine ve 400 bin insanın yerinden yurdundan göç etmesine neden olan bu vahşet tablosunun etkisini, Karayılan; “olmamalıydı”, “bizce de yanlış oldu”, “silah bu kadar öne çıkmayabilirdi” gibi naif, kırılgan ifadeler kullanarak hafifletmeye çalışıyor. Bilinçli bir kötülüğün, amacı sadece kötülük olan bir kötülüğün üstünü örtmeye ve aklın ve vicdanın sınırlarını zorlayarak bizi buna ikna etmeye çalışıyor.
Neresinden tutarsanız tutun bu döküntü elinizde kalıyor. Bu vahşi felaket bir hata olarak ifade edilebilir mi? Dünyanın bütün dillerinde ve dünyanın bütün kültürlerinde ‘hata’ telafisi mümkün olan şeyler için kullanılır. Bir yanlışlık eğer telafisi mümkünse ‘hata’ statüsünde değerlendirilir. Telafisi olmayan şeyler ‘hata’ olarak kabul edilemezler. Bunlar derecelerine göre tasniflenen büyük suçlardır. 10 bin insanın öldürülmüş olması bir hata değil, açıkca söylemek lazım, bir insanlık suçudur.
Murat Karayılan da bunun bir suç olduğunu biliyor. Bildiği için de el çabukluğuyla hem polisi hem de sözüm ona gençleri bu vahşetin sorumlusu olarak ilan ediyor. Ama bu savunma hiçbir biçimde gerçeği ifade etmiyor. Birincisi; KCK dünyanın en monopol, en totaliter ve KCK Anayasası’nda yazıldığı gibi önderlikle sevk ve idare edilen bir örgüt. Dolayısıyla şehirlerde alan hakimiyeti için hendek kazıp, silahlı mücadele inisiyatifi alacak otonom bir gençlik kitlesini kendi içinde barındırmaz. Hücre tipi bir örgütlenmenin içinde hiçkimse kendi kafasına estiği gibi şehirleri talan etme kararı alamaz. Karayılan açıkca gerçeği tahrif ediyor, doğruyu söylemiyor.
İkinci olarak; “polisin aşırı bir biçimde zorlaması, kriminalize etmesi ve şiddeti dayatması “ olarak temellendirilmeye çalışılan kendini haklı çıkarma gayreti iki kocaman gerçeğe çarpıp, tuzla buz oluyor. Çünkü iki polisi uykusunda öldüren PKK’nin profesyonellerinden başkası değildi. Hem git iki polisi uykusundayken öldür hem de bu vahşetin bütün faturasını polis teşkilatına çıkar. Bu olmaz.
Bu olmaz; çünkü merkezi hükümetle yürüttüğünüz bir çözüm süreci vardı. Bu sürecin size tanıdığı siyasal avantajları kullanıp, sözüm ona polisin bu dayatmasını ortadan kaldırma imkanına sahiptiniz. Buna ek olarak, 7 Haziran seçimlerinde tarihinizin en büyük toplumsal meşruiyetini arkanıza almış, iktidar ortağı olabilme şansını bile yakalamıştınız. Durum buyken şimdi siz bize 6 milyon oyu mobilize eden bir gücün ateşli üç-beş genci kontrol edemediğini mi söylemeye çalışıyorsunuz? Buna kim inanır? Kargaların inanmayacağı kesin. Çünkü bu iddianın varsaydığı şey Kürt gençlerinin dolar milyarderi olduğudur. Çünkü ancak dolar milyarderleri bir iç savaşı finanse edebilir. Vay be! Kürt gençleri ne kadar zenginmiş de bizim haberimiz yokmuş ?
“Özyönetim halkın meşru hakkıdır” diyorsunuz. Peki, sormak lazım gelmez mi; Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Silopi’de ve Yüksekova’da yerel yönetim kimin iktidar alanıydı? Buna göre siz kendinize karşı mı özyönetim ilan ettiniz? Eğer bu doğruysa, sizden birileri yine sizden birilerine karşı özyönetim kisvesi altında bir darbe girişiminde bulunmuş. Çünkü yasal ve resmi olarak belediyelerini elinizde tuttuğunuz bu yaşam alanlarını eli silahlı birileri işgal ederek, hem vatandaşları katletti hem de evlerini başına yıktı. Sur’daki, Cizre’deki velhasıl yakılıp yıkılan bütün kent ve kasabalardaki insanlardan kim so
rumluydu? Tabii ki siz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025