Sabah gazetesinin bir haberi insanın tüylerini diken diken ediyor.

Haber, sanki Hizbullah'ın ölümevlerine giden yolu döşüyor.

Sabah gazetesi tanıdık, ama epey zamandan beri ray değiştirdi, hükümet olan sermaye grubu anlayışının gazetesi.

O sebeple sadece yanlış bir haber olarak bakılamaz.

Gazetenin geçmişi de temiz değildi; birkaç bin fazla satış için her şeyi yapacak kirli bir anlayışın esiriydi, ki bugün de maalesef geçmişini katlayarak devam ettiriyor.

Eskiden tiraj için promosyon verir, sansasyonel haber filan yapardı, ama  şimdiki durumu daha vahim.

Adaleti oyuyor.

Halka mafya yaşamını özendiriyor.

Gazeteci Faruk Bildirici'nin köşesinde yazdığı üzere, Sabah, Bursa'da bir mahallede bir hırsız şüphelisini yakalayan mahalle halkının o şahsı cezalandırışı haberini övgüyle veriyor.

Yaklaşık 20 yıl önce Hürriyet'in şimdiki genel yayın yönetmeni Ahmet hakan da kanal 7'de cep telefonuyla kız kardeşini rahatsız eden birini cezalandırışını çok izlenmek için ballandırarak anlatmıştı da o dönem çok tepki almıştı.

Belki bugün o haberden ötürü Ahmet Hakan üzülüyor.

Bu tür çete tarzı girişimler halkça da övgüyle karşılanır ancak bu adaletin gerçekleşmesinin rastlantıya bırakılması anlamına geliyor.

Masumiyet denen hukuk prensibi gereği, her kişi mahkeme kararı olana kadar masumdur.

Bu bağlamda kimseye suçlu diye ceza verilemez, haber yaparak övülemez.

Cezalandırmanın da bir yolu yordamı vardır.

Yetkisiz kişiler rastgele ceza veremez.

Ama egemen cahil kindar anlayış, misilleme, yanlışı caydırma, ceza verme, canını acıtma, perişan etme, pişman etme olunca yapılanlar adeta normal karşılanıyor.

Aşağıda halk birbirini yiyor yukarıdakilere babalanarak ayırıyormuş gibi yaparak hukuku rafta tutuyor, icraatta da benzerini yapışa zihinler hazırlanıyor.

Sabah gazetesi de bunu besliyor, cahil refleksi teşvik ediyor, mafya tarzı yaşamı yaygınlaştırıyor.

Bu tür haber yanlıştır.

Evvela bu ceza sistemi ile adaleti kurmak yanlıştır.

Doğrusu ıslah sistemidir.

Adalet ve sağlık uzmanlık işidir, keyfiyete bırakılamaz.