Kadri GÜRSEL
İdlib, Suriye’deki çok cepheli, çok taraflı ve çok sayıdaki karmaşık çatışmanın düğümlendiği yer. Bundan ötürü “savaşların anası” İdlib’de olacak gibi görünüyor.
İdlib’de oyun kurucu tek güç Rusya’dır. Diğerleri, bu oyunun ya parçası olurlar, ya da güçleri nispetinde oyun bozuculuk yapabilirler. Ama Rusya yeniden oyun kurar.
Rusların İdlib’le ilgili, Afrin’i de içine alan çok katmanlı bir oyun kurguladığı ve bunu şimdiye kadar büyük bir problemle karşılaşmadan uygulaya geldiği ortadadır.
Dolayısıyla Afrin’deki gelişmeleri İdlib merceğinden bakarak, ama Halep’i de unutmadan okumak lazımdır.
TSK ve müttefikleri Afrin’de yeterli denetim sağlayınca İdlib cephesiyle Fırat Kalkanı bölgesini (Azez-Cerablus-El Bab üçgeni) karadan birbirine bağlayacaklardır. Bu hedefe varılırsa, şu an rejimin elindeki Halep, batı, kuzey ve kuzeydoğu yönlerinden bir hilalin baskısı altına girecektir. Böylece Ankara’nın desteklediği grupların denetiminde görünen ama aslında TSK’nin yönettiği hatırı sayılır bir karasal büyüklük ortaya çıkacaktır. Bu sayede Ankara, Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olacaktır.
Böyle bir sonucu ne Rusya, ne Şam rejimi, ne de İran ister.
Sadece istememekle kalmazlar...
Misal, Suriye ordu birliklerinin Afrin’e girecekleri yönündeki haberlerin 18 Şubat’ta duyulmasından iki gün sonra, bölgeye ordunun değil ama rejim yanlısı bazı motorize milis güçlerinin intikal etmesi, bu yöndeki rahatsızlığın küçük bir işaretidir. Dün milislerden sonra, az sayıda ve fakat gerçek Suriye ordu birliklerinin de Afrin’e girdikleri haber verildi.
Bu intikaller TSK’ye hatırı sayılır bir tehdit oluşturmaz ama Afrin’deki varlıkları Ankara’ya bir mesaj niteliğindedir. Mesajın, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın Ankara ziyaretinden iki gün sonraya rastlaması da not edilmelidir.
Rusya’nın Ankara’yla Suriye’deki işbirliğinin, Türkiye’yi ABD’den daha da uzaklaştırmak gibi bir amaç taşıdığı hatırlanmalıdır. Suriye’de “Hem Amerika, hem Rusya” gibi bir tercihin söz konusu yapılamayacağı, Ankara’ya bu şekilde de bildirilmek istenmiş olabilir.
Diğer taraftan ise Ankara ile Rusya arasındaki “Zeytin Dalı” mutabakatı geçerliliğini sürdürüyor.
Mutabakatın çerçevesi, eşyanın tabiatı gereği İdlib-Afrin takasıdır.
Özetle, al Afrin’i ver İdlib’i...
Bunun dışında kalıp da akla gelebilecek her türlü neden, Rusya’nın Suriye’ye yaptığı müdahalenin amacıyla temelden çelişir. Halep, Rusya’nın müdahalesi sayesinde kurtarıldı; sanırım bu gerçeği hatırlatmak yeterlidir.
İdlib bölgesinde malum, en güçlü cihatçı grup El Kaide uzantısı El Nusra (Yeni adıyla Heyet Tahrir Şam - HTŞ)... Bu örgüt, Rusya, Türkiye ve İran arasındaki Astana Süreci’nde çatışmasızlık kapsamı dışında bırakıldı ve bunun pratik sonucu İdlib’de çatışmaların devam etmesi oldu.
Bu çatışmalara geçen günlerde bir yenisi eklendi.
Ankara’nın Suriye’deki yakın müttefikleri Ahrar üş-Şam ve Nureddin ez- Zengi adlı cihatçı gruplar 18 Şubat’ta “Suriye Özgürlük Cephesi” (Jabhat Tahrir Suriya) adı altında birleşip, hemen ardından Halep’in güneydoğusundaki El Nusra güçlerine karşı saldırı başlattılar.
Gelişmeleri yakından izleyen hemen herkes bunun Ankara’dan bağımsız bir dinamik olamayacağının farkında.
Çok karmaşık, ilginç ve riskli bir hal almaya başladı İdlib’deki durum.
TSK malumunuz, Astana Süreci çerçevesinde Türkiye’nin İdlib’deki çatışmasızlık bölgelerinin garantörü olması sayesinde bu bölgede toplam altı gözetleme istasyonu kurdu. Bunlar çeşitli çapta askeri üsler aslında. Üçü ekimde YPG’ye karşı Afrin’in güney hattı boyunca oluşturuldu. Diğer üçü de şubat başından itibaren Halep’in güneyinden Hama kırsalına inen bir eksen boyunca kuruldu. Bu adımların amacı rejim ve İran güçlerinin İdlib’e ilerleyişinin önünü kesmekti. Hepsinde de TSK birlikleri El Nusra’nın denetimindeki bölgelerden sorunsuz geçti, Afrin güneyindeki üslerin arazisi El Nusra’dan sorunsuz devralındı.
Yanlış anlaşılmasın, TSK’nin terörist El Nusra’yla işbirliği yapmasını savunmuyorum.
Sadece bir durum saptaması yapıyorum: İdlib’de Rusya’nın kurduğu çok katmanlı bir oyunun bir katmanında, kendi bağımsız misyonunu ifa etmek amacıyla bölgeye giren TSK’nin burada, Suriye, rejimin milisleri, İran Devrim Muhafızları, Hizbullah ve IŞİD’den sonra şimdi de El Nusra ile çatışma riskinin belirdiğini vurgulamak istiyorum.
Dikkatler Afrin’deyken, İdlib’in de yakından izlenmesini tavsiye ediyorum yalnızca.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020