Kurtuluş TAYİZ
Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarının çizildiğiLozan’dan sonra (Kore’ye asker gönderme ve Kıbrıs çıkarmasını saymazsak) ülkenin kaderini değiştirecek büyük bir savaşa dahil olmadık. Dolayısıyla Lozan’ı zorlayacak herhangi bir girişimde de bulunmadık. Lozan’da Misak-ı Milli sınırlarını dünyaya onaylatmayı başarmıştık ancak karşılığında imzacı devletlere bağımsız kalkınma ve büyüme yoluna girilmeyeceği sözünü vermek suretiyle ağır bir bağımlılık sözleşmesine imza atmıştık.
1950’lerden sonra bu ülkedeki yaşanan siyasi ve toplumsal gerilimlerin kaynağında işte Lozan’da dönemin yönetici kadrosunun ülkeyi yönetme ruhsatı alma karşılığında Batı’ya verdiği bu “söz”ler vardı. Batı büyüme ve kalkınma yoluna girmeye çalışan Türkiye’yi her seferinde darbelerle, ekonomik ve siyasi müdahalelerle durdurmaya yöneldi, her fırsatta Lozan’da Türkler biçilen sınırları hatırlattı. Türklerin sanayi devrimini gerçekleştirememiş olması ve üretime dayalı bir ekonomiye geçememesi, Batı’nın Lozan’da çizdiği sınırlarla Türkiye’nin önüne koyduğu açık örtülü engellerle ilgilidir.
Sağ-sol çatışmaları, Kürt ayaklanmaları, terörist örgütlerin devreye sokulması, kanlı olaylar... Türkiye’ye dönük ekonomik siyasi müdahalelerin hepsinin ardında Batı’nın bu topraklarla ilgili hesapları vardı. Figüranlar yerli olsa da “akıl” dışarıdandı, yani “üst akıl” hep yabancıydı, küresel aktörler hep devredeydi.
“Yeter, söz milletin” diyen Adnan Menderes’in sonu feci olmuştu; Menderes’in asıldığı fotoğraf, ondan sonraki ülke yöneticilerinin gözünün önünden hiç gitmedi. Adnan Menderes'e reva görülen son aslında ondan sonra gelecek iktidarlara ve muhalefete de bir göz dağı niteliğindeydi.
Sırtını millete dayayarak ülkeye hizmet etmeye çalışan, Türkiye’yi kalkındırmaya, ileriletmeye çalışan yöneticiler o gün bugün hep “idamlık” muamelesi gördü. Tayyip Erdoğan’ın “Kefenimi giyerek bu yola çıktım” sözü, bu gerçeğin en özlü ifadesidir.
15 Temmuz darbesi/işgal teşebbüsü Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ABD’de alınan idam kararının uygulanması girişimiydi. Menderes gibi Erdoğan’ı da şehit edip ülkeye el konulacak ve kanlı bir iç savaşa sürükleyeceklerii Türkiye’yi böylece böleceklerdi.
15 Temmuz akşamı Türk milleti işte Lozan’dan sonra Türkiye’nin adeta kader çizgisi haline getirilen bu gidişata “dur” dedi. Türk milleti 15 Temmuz’da bu toprakları kendisinin yöneteceğini ilan ederek işgalci Batı’ya İstiklal Harbi’nden sonraki en büyük cevabı verdi. İstiklal Harbin’den sonra bu toprakların insanları ayrılığı gayrılığı, suni düşmanlıkları bir yana iterek ilk kez bu kadar birleşti.
Türkiye dün Yenikapı ve Kızılay başta olmak üzere ülkenin dört bir yanındaki meydanları doldurarak, iktidar partisinden muhalefet liderlerine, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet komutanları ve Yüksek Yargı temsilcilerinden Diyanet İşleri Başkanına kadar devletiyle milletiyle milyonlarca insan dünyaya milli bir mesaj verdi. Artık yeni bir Türkiye var dünya sahnesinde; artık yeni bir ülke var Batı’nın karşısında. Türkiye’nin bütün şehirlerinde sokağa çıkan, meydanları dolduran Türk milleti dünyaya yeni sözleşmesini ilan etti; Bu sözleşmenin içerideki kısmını “demokrasi” dışarıya dönük kısmını ise “Bağımsızlık”oluşturuyor. Bunun adı “Yeni Türkiye”.
Bu topraklar dışarıdan dizayn edilecek bir ülke değil artık. Milletin çizdiği istikamete göre yol alacak, şekil bulacak bir ülke burası; ülkenin kaderini işbirlikçiler, hainler, çeteler belirleyemeyecek; istikameti belirleyecek güç millettir.
1950'de Demokrat Parti'nin seçim sloganı olan, “Yeter artık söz milletindir” haykırışı, 15 Temmuz itibarıyla gerçeğe dönüşmüştür; söz de, karar da artık Türk milletinindir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019