Murat BELGE
Türkiye bir seçimden daha geçti. Yirmi yıldır süregelen iktidardan ve icraatından uzun boylu sıkıntısı yok ki oyunu bu iktidarın devam etmesini sağlayacak şekilde kullandı. Yeni döneme böylece girdik. Seçim sonuçlarının belli olmasından sonra, çok da uzun zaman geçmeden, Gezi davasının Yargıtay faslı karşımıza çıktı. Yargıtay’ın kararı, bu yeni dönemde nasıl bir rejim içinde hayata devam edeceğimize dair belirli ipuçları verdi.
Bu “Yargıtay kararları” öncelikle Avrupa gözünde “kabul edilebilirlik”ten son derece uzak elbette ve Avrupa’dan bunu haber veren birkaç ses çıktı zaten. Ancak bu tür itirazların bir etkisi olacağını sanmıyorum, çünkü gidişat bu kararların aynı zamanda Tayyip Erdoğan’ın uygun gördüğü sonuç olduğu izlenimini uyandırıyor. Gezi’nin öcünü almak için gerekli görülmüş belli ki.
Ama Gezi ile sınırlı kalmasını gerektiği söylenemez elbette. Her şeyin bir haddi var, olmalı ve Tayyip Erdoğan’ın uygulamalarına muhalefetin haddi de buraya kadar olmalı. Haddini aşanın başına gelecekler de böylece belirlenmiş oluyor. “Söylemedi demeyin”.
Bir yandan da gene “anayasa değişikliği” konuşuluyor. Belli ki AKP kadroları bu konuyu ciddiye almak yönünde uyarılmışlar. Tabii birçok kişi “Bu kaçıncı anayasa değişikliği!” demekten kendini alamıyor. Öyle zaten. Hala 12 Eylül anayasasından kurtulmaktayız.
Asıl amaçlanan ne olabilir? Doğal olarak herkesin sorduğu soru bu. Sorunun cevabının ne olacağı konusunda en yaygın tahmin de “aynı kişi kaç kere Cumhurbaşkanı seçilebilir?” sorusuna bağlı. Tayyip Erdoğan ite kaka, kendisinin “iki kere” dediği “sefer sayısı”nı üçe çıkarttı. Ama Allah ömür verdikçe, bunun bir dördüncüsü, beşincisi olmasının sakıncası olabilir mi? “Doğru adam” bulunmuş işte. Durup dururken doğru adamı bırakıp yerine başkasını aramanın ne anlamı olabilir? Zaten kolay bulunur bir şey değil “doğru adam." “Doğru adam”la “istenen seçmen” bir araya geldiği sürece sorun yok.”
“Kaçıncı anayasa değişikliği” demiştim. Tayyip Erdoğan’ın bütün Cumhuriyet tarihi boyunca geçerli olmuş anayasalardan herhangi birine saygısı olduğunu düşünmek için neden yok. Çünkü Erdoğan’ın ve partisinin bütün o anayasaları yapmış iradeye saygısı yok, bütün o anayasaların temelinde yatan anlayışa saygıları yok. “Anayasa” denen metin Batı’da ortaya çıkmış bir nesne. Ve bir insan ürünü. Fransız anayasası, Amerikan anayasası, onları izleyerek yazılmış neredeyse bütün anayasalar her şeyden önce dinin o anayasaların içine sızmamasına özen göstermişler. Oysa insanlara neyi nasıl yapacaklarını gösteren otorite insan düşüncesinin ürünü değil, ilahi düzeyden gelen “talimat” olmalı. Bu, Müslümanlara bahşedilmiş bir ayrıcalık—tabii aklı olup da bu hakkı benimseyen herkes de bundan yararlanabilir. Toplum hayatı karmaşık bir şeydir; karşımıza çıkan her somut durumun ne gibi bir cevabı gerektirdiği Kuran-ı Kerim’de belirtilmemiş olabilir. O zaman da başımızda bizi yöneten kişinin İslami samimiyetine ve ferasetine güvenmemiz gerekir. Allah’ın inayeti sayesinde bizler buna da kavuşmuş talihli insanlarımız. Ne yaptığını bilen, bildiğini bizim de bildiğimiz yöneticilerimiz var başımızda.
Dolayısıyla dünya ve Türkiye tarihinin bu aşamasında dünyanın ve Türkiye’nin “hak yolunu bulmuş” insanları olarak ne yapmamız gerektiği belli. İstanbul Sözleşmesi filan, bu gibi “gavur işi” hikayelere hiç kapılmadan Müslüman temellere bağlı bir anayasa hazırlayıp ayrıca da bu anayasaya Cumhurbaşkanı’nın önünü açan, elini rahatlatan yetkileri tanıyan hükümler koyduğumuzda (ki bu hükümlerin neler olması gerektiğini de en iyi cumhurbaşkanı bilir)
İşimizi görmüş oluruz. AKP’lilerin “yeni anayasa” üstüne konuşurken zihinlerinde böyle bir tasarım olduğu kanısındayım.
Şimdiye kadar bu ülkenin anayasasının ne olacağına karar veren başlıca güç ordu oldu. Evet, ordunun bu konuda bütün dedikleri birbirini tutmadı ve dolayısıyla birkaç darbede birkaç anayasa denemek durumunda kaldık. Ama sonuçta anayasayı düzenleyen, referandum sunan güç değişmeden kaldı. Ordunun anayasadan anladığı Batılı insanların anladığından farklı değildi. Başarısız olmasının nedeni de bu olabilir. Bilinenlere uygun anayasa metinleri hazırlıyorlardı ve hazırladıkları metinler pek öyle demokratik olmasa da sanki demokratikmiş gibi bir dille sunmayı ihmal etmiyorlardı. Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin bu “Batı tipi” yaklaşıma güveni ya da saygısı yok. Önder ve kitle “Hepimiz Müslüman’ız” diyebilmenin huzuru içinde birleşmiş olarak yaşarken “demokrasi” (hele “Batı demokrasisi”) de önem verilmesi gerekli bir şey değil. Davranışlarımızdan Batılılar’ın mutlu olmasını beklemiyoruz ve olup olmadıklarıyla ilgimiz yok.
Gene de bir göz atalım, Batılılar ne diyor olabilir. “Şok geçirdik” mealinde bir şeyler söylüyorlar ama ne kadar ciddiye alıyorlar burada olanları, bilemiyorum. Özellikle şu aşamada Avrupa Birliği üstüne birtakım kararlar vermek konumunda olan siyaset adamları Türkiye’nin bir AB üyesi olması ihtimalini akıldan geçirmiyorlar. Böyle olunca, Türkiye’de hukukun şimdi aldığı biçimi alması bir sorun değil. Avrupalılar’ın Türkiye hakkında verdikleri hükmün ne kadar isabetli olduğunu gösterdiği de söylenebilir. Dünyanın birçok yerinde “popülist” diye nitelediğimiz önderler elinde anti-demokratik düzenler kurulurken bunun niçin ve nasıl Türkiye’ye de sıçradığı sorusu da bu Avrupalılar’ın uykularını kaçıracak türden bir soru değil.
Tayyip Erdoğan iktidara gelmeyi başardığından bu yana Türkiye’nin hukuk düzeniyle böyle bir ilişki kurdu ve bunu adım adım, çıkan her fırsatta geliştirerek bugünkü duruma getirdi. Bundan sonra da aynı doğrultuda hareket etmek için elinden geleni yapacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025