Murat BELGE
Bir süreden beri “Barış Süreci” denilen şeyden gitgide uzaklaştığımız belli oluyordu. Niçin uzaklaşıyorduk, kim ne yapıyordu, şimdilik bunlara girmeyelim. Uzun ve karışık bir hikâye. Bu arada ben de HDP ile Kandil arasında bir yetki çatışması çıkabileceğini ima ettiğim bir yazı yazmıştım. Sanırım olay o noktaya geldi.
Suruç’taki kanlı cinayet bardağı taşırdı. Ardından polislerin öldürülmesi gibi ya da sakal bırakmış bir adamın öldürülmesi gibi ya da kamyonların durdurulması ve yakılması gibi anlamsız intikam eylemleri… Bu bitmez tükenmez gailede yeni bir aşamaya girdiğimizi gösteren işaretler. Ne kadar süreceğini Allah bilir.
Kandil’de silâhlı direnişin temsilcileri, yöneticiler var. Onların varoluşu, silâhla özdeşleşmiş. “Biz varız” demelerinin yolu, yöntemi silâha dayanıyor. HDP ise siyasi parti. Onun faaliyeti de silâhların çalışmadığı bir ortamda mümkün. Onun için parti bu yönde bir söz söylüyor; öbür taraf silâhla cevap veriyor. Şimdi kâğıt üstünde böyle bir çelişki görünüyor ama bu öyle kesin bir ayraç değil. Çünkü sonuç olarak dağdakiler de, ovadakiler de, Kürt halkının demokratik hakları mücadelesi veriyor. Türkiye bu hakları tanımakta bu kadar gönülsüz olduğu için mücadele silâhlı –en azından Kürt tarafı böyle düşünüyor. Türkler ise, bu aşamada, silâhlar bırakılmadığı için hakların da doğru dürüst konuşulamadığını söylüyor. Yani gene bir tıkanma ve bir “kördüğüm” aşamasındayız.
Bu, Kürt hareketinin de ezelî sorusu. PKK bu işi başlatmasa, silâhlı direnişini bu kadar yıl sürdürmese, Türkiye’de “Kürt sorunu bu aşamaya gelir miydi?”
PKK Eruh’taki eylemiyle silâhlı mücadelenin perdesini açtığında Türkiye’de “kart kurt teorisi” geçerliydi ve “Kürt” diye bir halk yoktu. Birilerinin (“dış düşmanlar”) kandırdığı ve kışkırttığı “dağ Türkleri” vardı. Dolayısıyla bazı Kürtler soruyor: “Silâhlı mücadele olmasaydı, oradan buraya gelinir miydi?”
Bence, evet, gelinirdi. Ben böyle düşünüyorum ama öbür türlü düşünmek için de uygun bir zemin olduğunu görüyorum. Verili koşullarda, bilinen uygulamalar çerçevesinde (hele seksenlerde Kürt bölgelerinde ve Diyarbakır hapishanesinde yapılanlar önünde) “Bu sorun silâhtan başka bir şeyle çözülmez” diye düşünmenin dayandığı nesnel bir temel elbette vardı.
Öyle ya da böyle, bugün başka bir noktadayız. Üstelik “demokratik çözüm”, “barışçı çözüm”, “barış süreci” gibi sözler söylenmiş, bunun gerçekleşmesi için karşılıklı bir şeyler yapılmış, bunun mümkün olduğuna dair bir vizyon görünüp kaybolmuş… Üstelik herkes çok yorgun. Tayyip Erdoğan gibi bir siyaset adamının çıkıp böyle bir çözümden söz etmesi ve bunu bütün iç tutarsızlıklarına rağmen bir kampanya haline getirmesi, bir yanıyla o yorgunluğun sonucu.
Bu koşullarda, barış için kazanılmış şeylerin kaybedilmemesi, çarçur edilmemesi gerekir, diyeceğim. Böyle bir çaba gösterilecek ise, buna en fazla özen göstermesi gereken tarafın HDP olduğunu düşünüyorum. Hem mücadelenin güçlenerek devam edebilmesi, hem de, kendi varlığının anlamını kanıtlaması için HDP barış dilinden uzaklaşmamalı.
MHP’ye söyleyecek bir şey düşünemiyorum. Zaten belli, kendi burunlarının dikine gitmeye kararlılar.
AKP tuhaf bir noktada. Karşılarında en ciddi muhalefet HDP olduğu için, başta hazımsız Tayyip Erdoğan, bu partiye şiddetle saldırıyorlar. Bunun iyi düşünülmüş bir saldırı olduğunu söylemek de mümkün değil. Eline geçirdiğini hasmına doğru savuran bir adamı andırıyorlar. İyi de, “Barış Süreci”ni söyleyen sizsiniz ve barışacağınız kişi de şimdi taşa tuttuğunuz o kişi. Toplumun zihninde, HDP’yi, savaşın sorumlusu olarak görülen Kandil’le özdeşlemek, aynı görüşte olduklarını kanıtlamak için elinizden geleni yapıyorsunuz.
Siz kiminle barışacaksınız?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025