Murat BELGE
Okay Gönensin’in öldüğünü dün akşam haber aldım. Bu haberi aldığımda, üstüme çöken öbür, önceki ölüm haberinin ağırlığından çıkamamıştım: Şirin Tekeli’nin ölümü. Okay’la Şirin birbirlerini tanırlar mıydı, aralarında bir hukuk var mıydı, ama benim ikisiyle de özel bir hukukum vardı, ikisini de çok severdim. Şirin benim zihnimde mütevazı çalışkanlığın simgesidir. Ve her zaman güler yüzlü, candan. Okay ise öncelikle zekâydı. O da yaşından önce olgunlaşmış insanlardan biriydi, anlardı.
12 Eylül YÖK yasasını çıkardığında Şirin’le aynı anda istifa etmiştik (ama birbirimizle konuşup anlaşmaksızın). TÜMAS toplantılarında birlikte olur ve genel olarak aynı görüşü savunurduk (gene önceden konuşmaksızın). Bu gibi ortak çalışmalardan başka keyif için bir araya gelişlerimiz de olurdu: Mavi Yolculuk gibi, Kumkapı’da Kör Agop’ta kafa çekmek gibi.
Okay’ı yıllarca Cumhuriyet’te gördüm (ama Moda’da, Kemal Özer’in kitapçı dükkânında tanışmıştık, Okay daha öğrenciyken). Bu, gündüz vakti böyleydi. Hava kararmaya başladığında, ayrı noktalardan yola çıkmış olsa da, yollar Yakup’ta birleşirdi. Bu “akşam mesaisi”nde ben Okay kadar istikrarlı değildim. “Okay Bey’in masası” Yakup kurumunun içindeki kurumlardan biriydi.
Yığınla anı. Anılardan öte, iki pırıl pırıl imge, zihnimin gözünde…
Hepimizin sonunun bu olacağını elbet bilmemize rağmen, bir arkadaşımızın ölümü sarsıyor. O kişiyle yaşarken yakınlığımız ne kadar fazlaysa, sarsıntı da o kadar büyük oluyor. Bu ikisiyle ben böyle bir yakınlık hep hissettim. İkisiyle de yüz yüze gelmeyeli yıllar oldu (modern kent hayatı, kurulu rutinleriyle, kendi tayin ettiği yollarda yürütüyor hepimizi ve bu yolların kesişmesi bazen iyice seyrekleşebiliyor); ama o “yakınlık” dediğim şeyin bu tür fiziksel yakınlıkla ilgisi yoktur: Şirin Şirin’dir, Okay Okay’dır.
“Ölenle ölünmez” diye bir laf vardır ama aslında ölenle ölünüyor. Bir insanın içinde yaşadığı evreni, büyük ölçüde, tanıdığı başka insanlar oluşturuyor. Hayatta aşinalığımız, büyük ölçüde onların dolayısıyla kuruluyor. Derken o evrenin bazı parçaları yok olmaya başlıyor. Bu durumda “kalan sağlar”, “evvel giden ahbaba” bakarak, onlarla birlikte derece derece ölerek ölüme alışıyor.
Bu da çok “benmerkezci” bir bakış sanki. Sanki Şirin, Okay ben ölüme alışayım diye mi öldüler? Ama bu, ister istemez, “geride kalan”ın bakışı. Ölüm, bu dünyada başarmak için hiçbir özel marifet gerektirmeyen bir şey. Herkes başarıyor. Kimi biraz daha önce, kimi biraz daha sonra…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025