Murat BELGE
Tayyip Erdoğan, “Ilımlı İslâm” sözünden de hoşlanmıyor. Bunu birden fazla sefer dile getirdi. Son olarak da, Rusya, Kuveyt, Katar temaslarından dönerken uçakta gazetecileri bu konuda “tenvir” etmiş. “Biz ılımlı Hristiyanlık, ılımsız Hristiyanlık gibi ifadeler kullanıyor muyuz? Kullanmıyoruz” demiş. Kullanıp kullanmamak şüphesiz kendi bileceği iştir, ama istediği zaman, bunu söyleyebilir. Şöyle bir özel durum var. İngilizce’de “ılımlı İslâm” kavramı “moderate” sıfatıyla söyleniyor. Bunun karşıtı da Erdoğan’ın (alay etmek için söylediği "ılımsız" kelimesinde olduğu gibi) “immoderate” sıfatıyla anlatılmıyor. Normal olarak “fundamentalist” sıfatı kullanılıyor. Bu sıfat Hristiyanlık için de kullanılabilir; nitekim kullanılıyor.
Ancak Hristiyan dünyada “fundamentalism”ini İslâm’da gördüğümüz derecelere getirenler fazla bir yekûn tutmuyor. El-Kaide, IŞİD, Taliban, El Şebab, Boko Haram gibi örgütlerin muadili her günün Hristiyan dünyasında çıkmıyor.
Tayyip Erdoğan, “İslâm’ın ilkeleri bellidir. İslâm İslâm’dır” diyor. Durum buysa, “Sünni/Şii” ayrımı nedir? Her ikisinin içindeki yığınla hukuk mektebi ya da tarikat niçin var ve bunların varlığı ne anlama geliyor? Bunlar “tek bir İslâm” olmasına engel değil de “ılımlı/ılımsız” dediğimizde mi İslâm’ın birliği bozulmuş oluyor.
Sünnilik içinde Hanefilik var, diyelim bir de Malikilik var. Bu ikisi (ya da dördü diyelim) arasındaki ayrımlar önemli değil midir?
“Ilımlı İslâm” derken veya “fundamentalist İslâm” derken İslâm’ın kendisi hakkında bir şey söylemiyoruz. İslâm’ı bir türlü anlayanlarla, bir başka türlü anlayanlar hakkında bir şey söylüyoruz. Yani, İslâm’ın yorumu üstüne bir şey söylüyoruz. Bu da aslında,anlaşılmayacak bir şey değil.
“Selefi” derken ne demiş oluyoruz? Bu da İslâm içinde bir pozisyon adı değil mi, bir tavır alma biçimini anlatmıyor mu? “Selefi”dir, demek ki Müslüman’dır” demek de, “Selefi’dir demek ki Müslüman değildir” demek de yanlış.
Atatürk de bir tane; onun da “ilkeleri” var. Ama Atatürk bir tane olsa da, yorumu çok; şimdi Tayyip Erdoğan da eklendi daha da çoğaldı.
“Yorum” denen şey insan dünyasının, insan düşüncesinin temelidir. “Yorum” son analizde, bireyden bireye değişir. Birbiriyle aynı şekilde düşündüğüne inanan insanlar da, konu neyse daha dikkatli baktıklarında, aralarında sandıklarından fazla nüans olduğunu görürler. Bu aslında düşüncenin özgürlüğünü ve zenginliğini gösteren bir şeydir.
Onun için Cumhurbaşkanı’nın “İslâm İslâm’dır” sözünün ardında yatan anlayışın “totaliter” bir anlayış olduğunun belirtilmesi gerekiyor. “İslâm İslâm’dır” diyen, arkasından, bunun ne olduğunu açıklamak durumunda. Açıkladığı anda da, bir başkası çıkıp “Ben bunu böyle anlamıyorum” diyebilir. İşte, Erdoğan kendisi bu “ılımlı” sıfatı kullanılınca İslâm’ın şiddetle özdeşlendiğini tekrarlıyor. Demek ki, İslâm şiddeti dışlıyor. O zaman “cihad” ne? Söz gelişi on birinci ya da on beşinci yüzyılda “cihad” denince ne anlaşılırdı?
“İslâm’da şiddet yoktur / İslâm’da şiddet olabilir.” İşte size iki olası pozisyon. Hangisi geçerli? Bunun cevabını tartışarak bulacaksak, bu tartışma sonsuza kadar devam edebilir. Ettikçe, İslâm’ın ikiyorumu var demektir. Teke indirmenin yolu, “ikna” durumu söz konusu değilse, güçlü olanın öbürünü susturmasından geçer. O zaman, bunu yapmaya gücü yeten, “İslâm, İslâm’dır” diyebilir. Bir otorite olacaksa ve bu otorite bildiğimiz “tartışma”, ”akıl yürütme” gibi düşüncenin kendi yapısından doğan yöntemlerle değil de, başka yöntemlerle dediğini kabul ettiriyorsa, siyasette buna ne dendiğini gayet iyi biliyoruz.
Tayyip Erdoğan’ın bu itirazlarını dile getirirken asıl kaygısının İslâm’ın Müslüman olmayanlara katı ve muhtemelen “fundamentalist” görünen kural ve teamüllerini meşru göstermek olduğunu tahmin ediyorum.
Ama, “tek” kavramını ne kadar sevdiğini seyrettikçe, “İslâm, İslâm’dır” sözünün, aynı zamanda “Onu da ben bilirim” yan anlamını da taşıdığını kabul etmek gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025