Murat BELGE
Son yazımda “antagonizm” kavramı çevresinde dolaşmıştım. Bunlar “teorik” denecek yazılar değil; teorik sayılan bir arazide teorik olmayan gezintiler diyebiliriz. Edip Cansever şiir kitaplarından birine “Nerde Antigone?” adını koymuştu. Ben de ondan esinlendim.
Yetmişlerin başında, bir yandan “12 Mart” hazırlanırken, MİT’te teorik konulara merakı olan biri olmalı, bir “sorgu” biçimi formüllemişti: Sorgu, “çelişki” kavramıyla başlıyordu. “Baş çelişki nerede?” sorusuyla… Bana göre “temel” çelişki “emek” ile “sermaye” arasında olandı ve toplumlarda ortaya çıkan bütün çelişkiler şu ya da bu biçimde ondan kaynaklanıyor, ondan etkileniyordu. “Baş çelişki ise geçen yazıda değindiğim “üstbelirlenme”yle biçimini alıyordu. Onun için “yeri” değişkendi.
Onların böyle bir şey sormaktan beklentileri —yanılmıyorsam— sorguladıklarının silahlı mücadeleden yana olup olmadığını anlamaktı. Çünkü “nerede” derken “emekle sermaye” mi, yoksa “emperyalizmle yoksul ülkeler” arasında mı olduğunu sormuş oluyorlardı. Birinciyi söylersen, klasik “komünist partiler” kafasındaydın, işçi sınıfının bilinçlenmesini bekliyordun. İkinciye inanıyorsan silahını alıp “kurtuluş savaşı”na girmeye hazırsın demekti. “Baş çelişki” de tanımı gereği “antagonist”ti.
Devrimciler arasında da “tek yol devrim” gibi sloganlar revaçtaydı. Bu, bazı grupların imzası gibiydi ama patentini alamamış grupların inançları da bundan farklı değildi. Öyle bir atmosferde bütün çelişkiler antagonistik olmalı, antagonizma da çatışmanın (ve çözümün) “silahlı” kategorisine girmeliydi.
Bu “mantıklı” olabilir; ama ampirik gerçeklik düzeyinde olaylar böyle gelişmedi. Marx ile Engels “Manifesto”yu 1848 Devrimleri bağlamında yazdılar. Aradan geçti neredeyse 200 yıl. Antagonizm, “teorik literatür” düzeyinde, o zamandan beri “antagonist”. Ama bizim antagonizmden beklediğimiz işleri yerine getirmiyor. Ya da şöyle söyleyeyim: dünyada antagonizm yok değil, bal gibi var. Var da, olduğunu düşündüğümüz yerde veya yerlerde yok. Çeşitli radikal İslâmcı gruplarla çeşitli Batılı toplumlar arasındaki “çelişki” herhalde çok daha antagonist. Örneğin buna yetmişli yılların “emperyalizmle yoksul ülkeler” arasındaki “baş” çelişki gözüyle bakabilir miyiz? Artık “Üçüncü Dünya” terimi de dolaşımdan kalktı.
Bu yeni koşulların sosyalizmi geçersizleştirdiği kanısında değilim. Marx’ın yaşadığı zamanın epey ilerisinde bir adam olduğunu düşünürdüm; galiba benim düşündüğümden de daha ilerilerdeymiş. Çünkü çevremize baktığımızda, dünyanın henüz oralarda olmadığını görüyoruz!
Türkiye’deki durum, örneğin. Son zamanlarda muhalefetin düşünen insanlarının zihnini uğraştıran soru: ülkenin ekonomik sorunları gerçekten ciddi. Böyle olmasından en fazla şikâyetçi olması gerekenler, olması beklenenler, yoksullar. Sayıları da epeyce yüksek. Ama oy verme kalıplarına filan bakıyoruz; varolan iktidarın oy depoları yoksulların büyük çoğunluklar halinde yaşadığı yerler. Yoksullar, kendilerini yoksul kılan iktidarı oylarıyla iktidar yapıyorlar. Nasıl oluyor bu iş? Nedir bunun sırrı? Bu soruları soranlar gün geçtikçe çoğalıyor.
Gene “çelişki” kavramından gidecek olursak, diyebiliriz ki emekle sermaye arasında “temel çelişki” durduğu yerde duruyor ve ötekileri belirlemeye de devam ediyor. Ama “baş çelişki” başka yerlerde ve başka kertelerden besleniyor. İdeoloji önemli bir rol oynuyor. AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın popülizmi geleneksel olarak her şeyin yukarıdan aşağıya belirlendiği bu topluma “iyi geldi”. Halk Partisi geleneksel vesayet kesiminden kendini yeterince ayıramadı. Bu, Bülent Ecevit zamanında belirli bir ölçüde başarılmıştı. Ama bu başarıyla bir iki iktidar fırsatı yakalayan Ecevit bu iktidarlarında umulan başarıyı gösteremedi. Örneğin o yıllarda bütün Karadeniz kıyısında CHP birinci partiydi. Böyle bir şey kalmadı.
28 Şubat deneyi yaşandı. Ardından AKP seçimi kazanınca bunun yol açtığı muhalefet biçimi (Ordu’yu göreve çağırma, parti kapatma davası v.b) ve bunlara karşı Erdoğan’ın “şapkasını alıp” gitmemesi, mücadele etmesi de bu popülaritenin dayanakları arasında. Bu etkenlerle oluşmuş “antagonizma” kitlelerle bu tür muhalefeti yürütenler arasına yerleşti. Hâlâ da belirli ölçüde öyle gidiyor. Ama o kesimler de hala bunun farkında değiller.
Dolayısıyla Bağcılar AKP’li, Nişantaşı CHP’li.
Ama bu işler Türkiye’de her zaman bir tuhaf yürümüştür. Öyle olmasının ya da öyle görünmesinin nedeni tarihî koşullarının farkından ileri gelirdi. Şimdilerde, bütün dünya şirazesinden çıkmış bir durumda.
Biliyorsunuz, Donald Trump yenildi, ama yenilirken yetmiş milyon oy aldı.
BİRİKİM
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025