Mustafa ARMAGAN
İnsan okuyunca ister istemez etkileniyor: “Avrupa’da ilk kez minareden ezan okundu. Gurbetçiler duygulu anlar yaşadı.”
Ezan-ı Muhammedî’ye kavuşan Avrupa’daki kardeşlerimizin nasıl bir coşku duyduklarını, 1950 yılında Türkiye’nin ezana yeniden kavuşmasını anlatan yüzlerce kişiyle yaptığım görüşmelerden iyi bilirim. Geçen 60 yıla rağmen gözyaşlarına hakim olamıyorlardı.
Güya ezan Türkçe okunursa halk ne denildiğini anlayacak ve Müslümanlığının şuuruna varacak, şimdiki deyişle bilinçli Müslüman olacaktı. Ne yazık ki süreç böyle işlemedi. Yapılanlar ‘ezan zulmü’ olarak tarihe geçti.
Peki Arapça ezanı yasaklatan Mustafa Kemal Paşa dine karşı mıydı? Cevabımızı sona saklayalım ve çok sözü edilen ama üzerinde yeterince durulmayan Balıkesir Hutbesi’ne eğilelim.
Allah’ın yarattıkları arasında çelişki bulamazsınız
Cuma günü değil, çarşamba günü verildiği, önce Paşa’nın büyük bir cemaatle öğle namazını kıldığı, ardından şehitlerin ruhlarına mevlid okunduğu gibi ayrıntıları geçelim.
Şunu söyleyeyim ki, hutbe metninin her cümlesi, üzerinde genişçe durulmayı hak etmektedir. (Piyasadaki yalan yanlış hallerine güvenmediğimden Hakimiyet-i Milliye’nin 11 Şubat 1923 tarihli nüshasındaki neşrini esas aldım.)
Gazi, Fatih Sultan Mehmed’in kayınpederi Zağanos Paşa’nın yaptırdığı camide bizzat minbere çıkarak şu girişi yapmıştır:
“Millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. Allah’ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz hazretleri Cenab-ı Hakk tarafından insanlara hakâyıkı (gerçekleri) tebliğe memur ve resul olmuştur.”
Klasik bir hocaefendi edasıyla başlayan hutbede konuşanın TBMM hükümetinin başkanı olduğunu hatırlamak gerekir. Devamında sarf ettiği şu cümle çok çok önemli: “Kanun-i Esasi cümlenizce malumdur ki, Kur’an-ı Azimüşşan’daki nusûstur.” Yani diyor ki: “Anayasamız Kur’an’daki emirlerdir (naslar).” Açıkça ‘Anayasamız Kur’an’dır.’ diyor.
Acaba bugün herhangi bir siyasetçi bu cümleyi söylese başına neler gelirdi? Düşünmeye değer bir husus. Biraz daha devam edelim mi okumaya? Buyurun:
“İnsanlara feyz-i ruhî (ruhî bereket) vermiş olan dinimiz son dindir, ekmel (kusursuz) dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate tamamen tevafuk ve tetabuk ediyor (uyuyor). Eğer akla, mantığa ve hakikate tevafuk etmemiş olsaydı bununla diğer kavanin-i tabiîye-i ilahiye beyninde tezad (onunla yine ilahi kaynaklı olan tabiî kanunlar arasında çelişki) olması icab ederdi. Çünkü bilcümle kavanin-i kevniyyeyi (bütün tabiat kanunlarını da) yapan Cenab-ı Hakk’tır.”

Mustafa Kemal Paşa’nın, Hakimiyet-i Milliye’nin 11 Şubat 1923 tarihli nüshasında neşredilen Balıkesir Hutbesi.
Buradaki tamamen dinî alana ait bir mantık yürütüldüğünü kelam kitaplarına veya Risale-i Nur’a aşina olanlar fark etmiş olmalı. Kur’an ile dünya çelişmez buna göre. Çünkü ikisinin de yaratanı aynı olduğu için Kur’an’ın tabiat kanunlarıyla çelişmediğini ve çelişemeyeceğini bu kadar öz olarak ifade eden bir metni “Söylev ve Demeçler”in neresine oturmak gerekir acaba?
Ancak ufak bir sorun var: Bu bir hocaefendi üslubu ve mantığında irad edilmiş olan hutbeyi veren kişi, bir siyasetçi. Hatta devlet başkanı. Nitekim aynı camide bulunan Kâzım Karabekir çıkışta onu böylesine yoğun bir dinî konuşma yaptığı için eleştirmiş ve “Bu millet dini siyasete alet etmekten yeterince çekmedi mi Paşam?” diyerek tavrını koymak ihtiyacını duymuştur.
Peki fiilî de olsa bir devlet başkanının hutbeye çıkıp Elmalılı Hamdi Yazır gibi dinî açıklamalar yapmasını nasıl değerlendirmek gerekir? O zamanın şartları öyleydi diyerek mi?
Neyse, biz okumaya devam edelim:
“Büyük sevap kazanacağım”
“Arkadaşlar, Cenab-ı Peygamber mesaisinde iki dâra (eve), iki haneye malik bulunuyordu. Biri kendi hanesi, diğeri Allah’ın eviydi. Millet işlerini Allah’ın evinde yapardı. Hazret-i Peygamber’in eser-i mübareklerine iktifaen (bazı metinlerde “iktidaen” (‘uyarak’) şeklinde geçiyor) bu dakikada milletimize, milletimizin hal ve istikbaline ait hususâtı görüşmek maksadıyla bu dar-ı kudside (kutsal evde) Allah’ın huzurunda bulunuyoruz. Beni buna mazhar eden Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesileyle büyük bir sevaba nail olacağımı ümid ediyorum.”
Hutbenin kendisine “büyük bir sevaba” nail olma fırsatı verdiğini ifade eden Mustafa Kemal Paşa şöyle devam eder:
“Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek, yani meşveret (danışma) için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihnini başlı başına faaliyette bulun(dur)mak lazımdır. İşte biz de burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için, bilhassa hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.”
Gazi bundan sonra halkın ne düşündüğünü öğrenmeye, sorularına cevap vermeye hazır olduğunu söyleyecek ve “Amal-i milliye (millî emeller), irade-i milliye (millî irade) yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bilumum efrad-ı milletin (bütün millet fertlerinin) arzularının, emellerinin muhassalasından (toplamından) ibarettir.” diyerek bu defa mihrapta cemaatin sorularına geçecektir.
Cevaplar da epey ilginç ama girmeye yerimiz yok. Yalnız şu kadarını söyleyelim ki, Balıkesir Hutbesi, bir devlet adamının dinî söylemi son sınırına kadar çekerek kullandığı müstesna bir örnek olarak tarihe geçmiştir.
Dudağınızın kenarına iliştirdiğiniz o soruyu fark ediyorum: İyi de “Anayasamız Kur’an’dır.” diyen, hatta her ikisini de Allah yarattığı için Kur’an ile tabiat (bilim) arasında bir çelişki olamayacağını söyleyen Gazi, sonradan Ezan’ı yasaklattığı gibi 1 Kasım 1937 günü Meclis’i açarken “Gökten indiği sanılan kitaplar” diye Kur’an’ın İlahi bir kitap olmadığını söyleyebilmiştir. Bu çelişkiyi nasıl çözmeliyiz?
Soru güzel ama keşke cevabımız da aynı güzellikte olsaydı. Bence inkılap tarihçilerimizin asıl görevi, bu değişimin sebeplerini ilmek ilmek çözmek olmalı.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017