Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Her ne kadar Emine Ayna “Demokratik Özerklik tartışılamaz” demiş olsa da bizler tartışmalıyız. Her halde Ayna kendi çevresi için direktif veriyor ama bu tür direktiflerin kendileri dışındakileri, bizleri hiçbir biçimde bağlamayacağı açık. Kaldı ki, kendi çevresinde de mesele tartışılmakta. Aslında “tartışılamaz” lafı çok şaşırtıcıdır. Zira asıl anti-Kürt, Türk milliyetçisi çevreler bu meselenin tartışılmasını istemezler, Kürtler aksine tartışmayı istemeliydiler. Açıklanan Demokratik Özerklik metni dikkatli okunursa zaten kendini tartışmaya sunmuş olduğu görülebilir.
Demokratik Özerkliğin tek taraflı ilânı yalnızca DTK-KCK çevrelerini bağlar. Başkaları için hiçbir bağlayıcılığı yoktur ve olamaz. Açıklanan kararı üç beş solcunun desteklemesi de bu durumu değiştirmez. DTK-KCK’nın yaptığı açıklama tek yanlı bir irade beyanıdır. Demokratik Özerklik projesinin soğukkanlı bir ortamda tartışılması Kürtler açısından yeni kazanımlar getirebilirdi. Tek taraflı ilân ve bu ilânın zamanlaması kanımca bizzat Kürt hareketi için bir kayıptır, stratejik hesap hatasıdır. Fakat yüreği Kürt halkının özgürlüğünden yana olanlar bu yanlış adıma ve anti-Kürt reaksiyonlara rağmen Demokratik Özerkliği tartışabilmelidirler.
Zira özerklik yalnızca Kürtleri ilgilendirmiyor. Türkiye’de devletin katı merkezci bir rejimden adem-i merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülebilmesi için de özerkliği tartışmamız gerekli. Zira mesele yerel yönetimlere bazı yetkiler vermekle sınırlı değildir, köklü bir demokratik dönüşümle devletin yeniden yapılandırılmasıdır asıl hedef. Devletin yeniden yapılanması yalnızca ekonomik rantabiliteyi sağlamak veya merkeziyetçi hantal idari yapılanmadan kurtularak vatandaşa hızlı hizmet sunmakla sınırlı da değildir.
Devlet milliyetçiliği vesayetin bekçisidir
İdari vesayetin arkasında siyasi vesayet var. Askerî ve sivil yerel erkân, valiler, kaymakamlar yalnızca merkezin memuru olmaları nedeniyle Ankara’ya bağlı değildirler, bizde tarihsel nedenlerle bürokratik bir sınıf olarak merkezin ta kendisidirler. Yani askerî-bürokratik bu sınıf olmasa merkez de olmazdı. Halkın demokratik katılımının önündeki engellerin en zorlusu seçim barajı falan değil merkezci vesayet rejimi ve onun devletçi ideolojisidir. Devletçi ideoloji kırılmadan getirilecek hiçbir sistem istenileni vermez.
Bu nedenle bir yandan adem-i merkeziyetçi bir idari/siyasi model oluşturmak ve aynı zamanda bu modeli tartışarak devletçi ideolojiyi kırmak gerekli. Başka deyişle katı merkezci devletin hem kurumlarıyla hem de ideolojik bakımdan yapısökümüne uğratılması gerekiyor. Bu nedenle Kürt meselemiz yalnızca, karşımızda çözüm bekleyen bir problem olarak değil devletin demokratik yeniden yapılanması için bir fırsat olarak görülmeli.
Çünkü, Kürt meselesi Türkçü, ırkçı, şoven milliyetçi ve hatta faşizan bir kabarmaya neden oluyorsa da öte yandan asıl bu tür milliyetçilikleri besleyen ana damar olarak bize özgü “devlet milliyetçiliğinin” kırılmasında da nesnel olarak etkili rol oynuyor. Örneğin dün Kürt halkı denemezdi, bugün diyebiliyoruz, sokaktaki vatandaş da diyebiliyor. Kürtçe yayın yapılamazdı bugün yapılabiliyor. Bu noktaya gelişte Kürt halkının direnci birinci derecede etkendir ama aynı zamanda demokratik aydın hareketinin demokratik kamuoyu yaratmadaki rolü ondan daha geri değildir. Demokratik kamuoyu sopa zoruyla yaratılamaz zira. Yalnızca Kürt realitesinin kabulünde değil Kemalist vesayet rejiminin tabularının kırılmasında aydınların rolü apaçıktır. Dün Atatürk tabuydu, bugün eleştirilebiliyor, resmî tarihin yalanları ortalığa dökülüyor, Ermeni soykırımı tartışılabiliyor vs.
Demokrasilerde aydınların rızayı sağlama rolleri bugün dünden çok daha önemli hale geldi.
Bütün bu nedenlerle KCK’nın açıkladığı “Demokratik Özerklik” metni, özerkliğin tek yanlı ilân edilmesine, zamanlamadaki isabetsizliğe, metindeki kararlara, kimilerinin “tartışılamaz” demelerine takılarak gözardı edilmemeli, incelenmeli ve tartışılmalıdır.
Özerklik tartışması açıklanan bakış açısına hapsolmak zorunda elbette değildir. Fakat sözkonusu Demokratik Özerklik karar metni herhangi bir tartışma metni de değildir. Bir siyasi hareketin siyasi deklarasyonudur. Bu deklarasyon “Kendi kaderini tayin hakkının” kuvveden fiile geçirileceğinin ilânı anlamına geliyor. Bu hakkın Demokratik Özerklik çerçevesinde kullanılacağının söylenmesi ise “tek yanlılığına” rağmen barışçı yolun tercih edildiğini ima eder. Değilse bunun adı özerklik olmazdı zaten. Diğer yandan yine tek yanlı ilân edilmiş olmasına karşın istenen şey başka şey değil de gerçekten özerklikse zaten tek yanlı hayata geçmesi de pratik olarak mümkün olamaz. Olamayacağının tarihte örnekleri var.
Her şey bir yana, tartışmaktan kimse ölmemiştir.
***
Not: Bu yazıyı akşam yazmıştım, sabah Taraf’ta AK Parti Diyarbakır Milletvekili, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in “Demokratik özerkliği Meclis’te tartışalım” dediğini ve Aysel Tuğluk’un da bu açıklamayı olumlu karşıladığını okudum. Sevindim. Umarım sevincim kursağımda kalmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012