Ömer F. Gergerlioğlu
Batman'da azınlıkları daha yakından tanımaya çalışıyorum. Ezidiler ve Süryanilerin hem kültürel yaşamlarını hem de şikayetlerini dinlemek istiyorum. Arkadaşlarımla Gercüş üzerinden Midyat' a varıyoruz. İlk durak bir Ezidi mabedi ve mezarlığı, mezarlar bakımlı ve her mezarın uzerinde Melek-i Tavus'u temsil eden resimler var. Mezarların bazılarında ayrıca tavsiyeler, istekler belirten siirler de var. Daha sonra "Bacin' isimli Ezidi köyüne gidiyoruz. Yaşlı Ezidi amca ve teyze yaz dolayısıyla yaşadıkları Almanya'dan köylerine gelmisler. Kahvelerimizi icerken şu an bölgede kim hangi sorunu yaşıyorsa, daha fazlasını yaşamadıklarını söylüyor Abuzet amca. Aslında inançlarının Zerdüştlük olduğunu belirtiyor. Allah'a inandıklarını ama 'Adem'e secde et' emrini dinlemeyenin melek oldugunu ve meleğin şeytanlaşamayacağınainandıklarını, dunyayı 7 büyük meleğin Allah'ın emriyle idare ettiğine inandıklarını söylüyor. "Biz yalnızca Allah'tan isteklerimizi isteriz" diyor. Ezidi kimliği için askerde çok dayak yediğini anlatıyor. Mardin, Midyat yöresinde çok kültürlü yapının en büyük zenginlikleri olduğunu vurguluyor. Ezidilerin adları genelde Müslümanlıkların kullandığı isimlermiş, inanç ve kültürler arasında muazzam bir etkileşimden söz ediyor.
Ezidi amca tüm dinlerin ortak evrensel değerlerine vurgu yapıyor, teorik olarak farklılıkları bir sorun görmediklerini, pratikte çeşitli dönemlerde devlet ve bazı Ezidi aşiretlerin Ezidilere eziyet ettiğini söylüyor. "Şeytan" metaforunun bazı Müslümanlarca kendilerine karşı olumsuz bir algı oluşturmak için kullanıldığını belirtiyor. Özgür irade ile yapılan tercihlere saygı duyduğunu, geçmişte sırf sürgün ve katliam yaşamamak için bazı Ezidilerin gönülsüz de olsa Müslüman olduğunu belirtiyor.
Geşmişte binlerce Ezidi'nin yaşadığı Kürt coğrafyasında terk edilmiş metruk evlerin varlığının kendisine büyük bir eziyet kaynağı olduğunu, en büyük hayallerinden birinin yeni kuşak Ezidilerin vatanlarına geri dönmesi olduğunu söylüyor.
100 yıl önce Müslümanların Ezidilerle birlik olup Süryanileri katlettiğini üzüntüyle anlatıyor. Bebeklerin, öldürülmüş annelerinin memelerini bırakmadığını dedelerinin gördüğünü, bu acı hatıraları unutamadıklarını söylüyor. Onunla ileride tekrar buluşmak üzere vedalaşıyoruz.
Midyatta Mardin Süryani Birliği derneği başkanı Yuhanna Aktaş ile görüşüyoruz. Ülkedeki, bölgedeki son gelişmelerden çok rahatsız, can ve mal güvenliğinden endişe ediyor. Süryani'lerin dini mekanlarının, arsalarının, vakıflarının 2008'de biten mülk edinme yasağından dolayı, önceden tüzel kişiliklere devredildiğini ve Büyükşehir yasa değişikliğinden sonra mülkünün Hazineye, kullanımının Diyanet' e devredildiğini büyük bir üzüntüyle anlatıyor. 'Mahkemeye başvuracağız ama Türkiye'de mahkemelerin durumunu biliyorsunuz' diyor, 'bu arada o alanları kullanamayacak mısınız?' diye sorduğumda gülüyor 'malı gasp edilen bizlere karar kesinleşene kadar buraları kullanmanıza müsaade ettik dediler' diyor, 'ihsan etmişler' diyor. Bu uygulamanın kendilerinde devlete olan güven konusunda travmaya neden olduğunu, bu hatadan acilen dönülmesi gerektiğini belirtiyor.
Yuhanna bey çok öfkeli ve umutsuz, 'hiçbir zaman bu kadar karamsarlaşmamıştık' diyor. Geçmişte Avrupa'da yaşayan Süryanilerin bölgeye, ana vatanlarına dönmesi için yoğun çabalar sarf ettiğini, şimdi ise çocuklarını güvenlik ve eğitim için yurt dışına göndermek istediğini söylüyor. Pasaportlarını hazırlamış, bize gösteriyor 'bana birşey olsa önemli değil ama insanın çocukları başka, onlara dayanamam' diyor.
Geçen senelerde karikatür krizi yaşandığında çok tedirgin olduklarını, dükkanının etrafını önlem olarak polislerin sardığını ve saldırı tehdidi hissettiğini söylüyor. 'Dini saiklerle ayağa kalkıyorlar ama ayağa kalkanları tanıyorum, dindarlıkla alakası olmayan serseri, çapulcu, ayak takımı. Müslümanlar dinlerini tanımıyor, bilmiyorlar, dinlerinin hak, hukuk, adalet gibi bizim inancımızla da örtüşen esaslarını bilmedikleri için başta siyasiler olmak üzere örgüt ve çeşitli organizasyonların yanlış yönlendirmelerine çok kolay kanabiliyorlar' diyor.
'Haydutluk bu' diyor Yuhanna bey, 'bu gasp kararına çok üzgünüz, 6000 yıldır buralarda yerleşmiş kadim bir medeniyetin insanlarıyız, bizim mallarımızı niye gasp ediyorlar ki? Biz Hristiyanlar için zaten din devleti kurmak gibi bir ideal yoktur ki, devleti güç edinme aracı, güç isteğini de zulüm olarak görürüz, evet Haçlılar işgal zihniyetiyle hareket ettiler ama biz onları eleştiriyoruz, şu anda İslam dünyasında yöneticiler nasıl ki güç isteğini kullandırıyorsa o günde Haçlılar dini siyasi emelleri için kullanarak işgalleri gerçekleştirdi. Biz kültürümüzü, dinimizi yaşamak istiyoruz' diyor. Kapatılan 'Mardin Süryani birliği' derneği için kararı Yargıtay'ın bozduğunu, yerel mahkemenin kararında direnmesi üzerine son karar için Yargıtay'ın sonucunu beklediklerini söylüyor. 2 yıldır dini törenlerini yapamıyorlarmış, ülkenin halini bir felaket olarak değerlendirerek 'Korkarım bir KHK ile Müslüman yapılacağız' diyor.
15 Temmuz törenlerinin çarşı içinde yapılmasından tedirgin, 'her an birileri saldırabilir, diye diken üstündeydik' diyor. Törenlere Hristiyan, Süryani muhtarların katılımının zorunlu kılındığını Kur'an ve ilahileri dinlemek mecburiyetinde kalmalarını garipsediğini söylüyor. 'Zaten okullarda zorunlu din derslerinde zorlandık' diyor. Ak Parti'nin demokratikleşme adımlarından umutlanarak bir Hristiyan olarak Ak Parti'ye oy verdiğini ama şimdilerde büyük hayal kırıklığı yaşadığını söylüyor. Ötekileştirilen muhafazakarların kendilerini anlayacağını, sahip çıkacaklarını umduklarını, partinin ilk yıllarında oldukça yüksek beklenti içerisinde olduklarını, fakat gelinen aşamada büyük bir hayal kırıklığı yaşadıklarını belirtiyor.
Yuhanna bey'e göre iktidarda olan muhafazakarlar İslamdan uzaklaştı. Ak parti gerçek islamdan uzakta, bazı dini söylemleri kullanarak yıllardır 'safları sıklaştırdığına' inanıyor, 'bu söylemler aslında dini sanılmakla beraber özünde milliyetçi karaktere sahip' diyor.
Yuhanna Aktaş'a 100 yıl önceyi soruyoruz. Ermeni soykırımı sırasında Süryanilerin de saldırıya uğradığını anlatıyor. O zamanlar 500 bin civarında nüfusu olan Süryanilerin şu an bölgede 3000 kişi civarında olduğunu, İstanbul'da 50.000 civarında bir topluluklarının da olduğunu ekliyor. 'Kala kala bu kadar kaldık, zamanında bölgedeki Kürtler Süryanileri öldürürken dedelerinin Kürtlere 'kullanılıyorsunuz, biz öğle yemeği olduk siz de birilerine akşam yemeği olursunuz' dediklerini ama anlatamadıklarını ifade ediyor. Şu an Türkiye'de yaşananların dedelerini haklı çıkardığını belirtiyor.
Dıştan görüntüsü ve iddiası 'İslam' olan bir iktidarın Ezidiler ve Süryaniler açısından hali bu. Dindar bir Müslüman olarak bu durum beni çok üzdü, kimsenin din adına zulüm yapma yetkisi yoktur. Durumu düzeltmek her din ve kesimden adil insanlara kalıyor. Çünkü Peygamberim Hz. Muhammed'in Hristiyan ve Süryanilere emanname verdiğini biliyorum. Deyrul Zaferan manastırında korunan emannamede söylenen şudur.
"BİSMİLLAH-İ EL- RAHMANİ RAHİM VELHAMDÜ LİLAH-İ RAB-ÜL ÂLEMİN VE BİHİ NÜSHAİN-AMİN
Allah'ın Resul'ü Muhammed İbn-i Abdullah İbn-i Abdülmuttalib'in verdiği Ahidnamenin Suretidir ki; Mısır'daki Kıptiler ve diğer ülkelerdeki Nasrani Cemaatlere verilmek üzere kaleme alınmıştır. Bu ahid tarafımdan, nerede ikamet ederlerse etsinler bütün zımni Nasrani Süryanilere verildi. Bizlerden onlara koruma vardır, bizim onları gözetmemiz Allah içindir. Çünkü onlar Allah'ın yeryüzündeki emanetidir ve İncil'de, Tevrat'ta, Zebur'da indirileni korumaktadırlar. Biz Aziz Allah tarafından onları korumakla emredildik. Bütün bölgelere hükmeden Müslüman emirler, valiler, sultanlar ve İslam dininin fakihlerine emir verilmektedir ki; bunu anladıktan sonra doğudan-batıya, güneyden-kuzeye kadar Nasrani dininden kimseye baskı yapmamakla mükelleftirler. Bu husus sıkı bir şekilde teyit edilmiştir. Onların gözetilmesi hususunu Allahu Teala için emrettik. Bütün Nasraniler için emrettiğimiz bu ahidnameyi ihlal eden, hiçe sayan ve ahidnameye muhalefet eden, terk eden ve söylediklerimizin aksini yapan, Allah'ın akdi ve misakını fesheden, ihlal eden ve hor görenler, ümmetimden hâkimler tarafından cezalandırılacaktır. Onların himayesini kendi üzerime alıyorum. Benden istedikleri ahid; Allah'ın vacib ettiği ve onlara misak vermek için gönderilen bütün enbiya, evliya ve asfıye'ye, önceki ve sonraki tüm Müslümanlara saygı olarak verilen bir ahidnamedir. Benim ahdim ve misakım Aziz Allah'ın ahdidir."
*(Süryaniler ve Seyfo, 1. Cilt, s.120-127 Kemal Yalçın, 27.6.2017)
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018