Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Oğlunun gösterdiği performanstan da anlaşılacağı gibi, baba Esad, muhaliflerine karşı zalimliğiyle bilinirdi. Muhalifler biraz diklenecek olsalar, katliamlara girişir, bu diklenmeler isyan hareketlerine dönüşmeden bastırılırdı.. Batı’nın ilişkide olduğu ülkelerin rejimleriyle bir sorunu yoktu o vakitler. Halklar diktatörleriyle baş başa ve Allah’a emanet, yaşayabildikleri kadar yaşar giderlerdi. Ne Uluslararası Ceza Mahkemesi, ne Lahey Adalet Divanı, ne uluslararası toplum.. Esamisi dahi okunmuyordu böyle şeylerin.
Suriye ve Irak Baas’ının suikast ve katliamlarından, kaçanlar bazen Türkiye’ye sığınırlardı. Bunların arasında geniş mürit çevresi olan Suriye yurttaşı şeyhler filan olurdu. Türkiye’deki müritleri, Baba Esad’dan kaçan bu şeyhlere kucak açar, şeyhlerinin rahat yaşamaları için hiçbir fedakârlıktan kaçınmazlardı. Canını zor bela kurtarmış bu şeyhler, üçüncü, dördüncü evliliklerini Türkiye’de yapar, müritlerin inşa ettiği evlerde her türlü tehlikeden ve ölüm korkusundan uzak, keramet dağıtmayı sürdürürlerdi. Türk istihbaratı bu olup bitenlere pek müdahale etmezdi her nedense. Devlet belki de, Kürtlerin Suriye’den gelen şeyhlere mürit olmaları, ‘Kürtçülüğe’ meyledip, ‘bölücü’ fikirlere itibar etmelerinden daha iyidir diye düşünürdü.
Şeyhler, Diyarbakır’da Mardin’de faaliyet gösteriyor ve kısa zamanda kendilerine geniş bir mürit ağı oluşturmayı başarıyorlardı..
Bunlardan biriyle babam arasında hatırı sayılır bir dostluk oluşmuştu. Ama babam müritliğe ve keramete inanan biri olmadığı için, hastalığına deva bulmaya gelen insanlara acır, dostluğuna büyük değer verdiği şeyhle sık sık münakaşa eder, ve çoğu zaman şeyhi müritlerine karşı zor durumda bırakırdı.
Şeyh de babamın bazen müritlerin de kulağına giden bu inançsızlığını, müritler arasında güvensizlik uyandıran teamül dışı davranışlarını, doğrusu, dostluk adına sineye çekerdi.
Uzatmayalım, babamın şeyhin evinde misafir olduğu bir gün, şeyhi gayet beyefendi kılıklı bir adam eşiyle birlikte ziyaret etmiş. Bu çiftin, giyim kuşamlarından, güzel Türkçe konuşmalarından, yörenin insanları olmadıkları hemen anlaşılıyormuş. Şeyh ta İstanbul’dan çıkıp gelen bu iki misafirini babama tanıştırmış, biraz da övünerek tabii:
“İsmail Bey, benim kerametime inananlar senin düşündüğün gibi sadece yoksul insanlar, bir takım ahmaklar, ve gariban Kürtler filan değil. Beyefendi genel müdür, saygıdeğer eşiyle ta İstanbul’dan kalkıp buralara şifa bulmaya gelmişler, peki buna ne diyeceksin bakalım” deyince, babam, cevap olarak, “Ne diyeyim Şeyhim, valla bu beyefendi ve eşi de saygıdeğer insanlara benziyorlar, hadi ahmak demeyeyim, ama bu beyefendi ve eşi, İstanbul’daki doktorları, hastaneleri bırakıp sana geldiklerine göre, onlar da İstanbul’un garibanlarından! Diyarbakır’da gariban olur da İstanbul’da olmaz mı Şeyhim, bunlar da İstanbul garibanı işte” ’demiş.. Şeyh bu cevaba epey öfkelenmiş tabii ve babamı inançsızlıkla suçlayarak, hastalarını müritleriyle baş başa kaldığı özel odasına götürüp, babama da çıkış kapısını göstermiş.
Bu hikâyeyi neden anlattım? Türkiye’de AK Parti iktidarı hakkında söylenenlere hiç sorgulamadan inanan geniş bir kitle var.
Bu kitlenin korkuları, paranoyaları sonuna kadar sömürülüyor ve istismar ediliyor.
Nedim Şener, Ahmet Şık bu kitlenin gözünde birer kahramana dönüştü.
Darbecilikten yargılanan Balbay’ı aynı insanlar, yüzyılın mahkûmu olarak görüyorlar.
Haksız tutuklamalarla başlayan ve hayırlı tahliyelerle şimdilik yatışmış görünen Hopa hadisesi, neredeyse Türkiye’nin 1871 Paris Komünü gibi bir şey oldu.
Ergenekon’un bu işlerden sorumlu ‘düşünürleri’ ve ‘âkil adamları’ şaheserleriyle ne kadar övünseler azdır.
Onların her türlü dezenformasyonuna inanmaya hazır yüzbinlerce insan var artık bu memlekette. Öyle olmasa Aydınlık gazetesinde ele geçirilen o sahte mail adresleri müritlere sunulmak üzere hazırlanır mıydı?
Bu sahte maillere bakılırsa, Başbakan, Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’a OdaTV İddianamesi’ni hazırlamalarını emrediyormuş!. Ahmet Altan “Allahtan bu ülkede kötülüğe eşdeğer bir zekâ yok” diye yazdı. Çok doğru. Ama kabul edelim ki, bu ülkede insanları akıl almaz birçok şeye inandırmayı başaranlar, aynı insanların bu sahte maillerde yazılanlara inanacaklarından emin olmasalar, oturup bu türden mailler hazırlamazlardı. ‘Kötülüğe eşdeğer zekâları’ olmasa da, kıt zekâlarıyla, kendilerine inanacak geniş bir kitle yaratmayı başardılar.
Ergenekon piyasasında her şey mümkün. Ve gerçeği ters yüz etmek için parlak zekâlara filan hiç ihtiyaç yok. Ergenekon piyasasında sadece, ‘müritler ve şeyhler’ var. Ergenekon’un şeyhleri ve onlara inanan müritler arasındaki ilişki, akıl ve zekâ üzerinden değil, iman üzerinden kurulan bir ilişki.
AB çevreleri de, ta kalkıp Diyarbakır’daki şeyhin dergâhına giden İstanbullu çift misali, bu son derece yerel, ve Türkiye’ye özgü imanın gerçek olabileceğine inanmış görünüyorlar. Avrupa’nın da ‘mürit garibanları’ giderek çoğalıyor..
“Dokunan yanar” sloganı anlaşılan Avrupa’da da tuttu. AB büyükelçilerinden biri, yazdığı bir yazı nedeniyle , hükümetten aranıp aranmadığını sormuş Hasan Cemal’e.. Avrupalılar yaratılan havaya bakıp, Hasan Cemal’in eleştirel yazılar yazdığı için belki de tutuklanmasını bekliyorlardı, kimbilir!
Avrupa eski Avrupa değil, bu anlaşılıyor.
Bizden farklı olarak, akıl ve iman meselelerini çoktan yerli yerine oturtmuş Avrupa’nın eski Avrupa olmamasının sebepleri muhtelif.. Bu sebeplerin en önemlisi ise, Kürt sorununu çözmeye aday bir hükümetin olması. Kürt sorununu çözen bir Türkiye’nin Avrupa’ya fazla ihtiyacı kalmayacak. Bazı Avrupalılar, eskiden ülkemizi ziyaret eder, “ordu Kürtlerle savaşmaktan hoşlanıyor” filan derlerdi. Türkiye’de o ordu kalmadı. Ama galiba şimdi Avrupalılar da PKK’nin dağda kalmasını bir zorunluluk gibi gören aydınları dinlemekten hoşlanmaya başladılar.
Diyeceğim, son moda ‘Avrupalılık fikriyle’, Ergenekon fikrinin buluştuğu yer Kürt sorunu, gerisi fasa fiso..
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012